Bu gibi bonus bölümler ara sıra paylaşıcam ama kitap bitti...
Bu kitap cinciliğin ve büyücülüğün en ‘baba’ eseridir ve kasalarda saklanır
Cin yahut diğer bedensiz varlıkları çağırma, onları hizmetkâr olarak kullanma konularında İslam dünyasında şimdiye kadar yüzlerce eser yazılmıştır ve bu eserlerin en önemlisinin “Bûnî Risâlesi” olduğu söylenir. Bu eserin en mükemmel nüshası İstanbul’da bir kütüphanede saklanır ama kataloglarda görünmez ve okuyucuya da çıkartılmaz...
Habertürk Ana Sayfasına Dön+ Sonra Oku
Ramazan
27 Haziran 2015 Cumartesi, 04:26:07Güncelleme: 04:36:44
Murat BARDAKÇI / HT GAZETEElyazması bir kitap düşünün; mevcudiyeti, adı, sanı, vesâiresi herşeyi bilinsin ama içerisinde yazılı olanlar asırlardan buyana ortaya çıkmasın ve kitap yine asırlardan buyana hiçbir okuyucuya gösterilmesin ve ismi açıklanmayan bir kütüphanenin kasasında muhafaza edilsin...
“Bûnî Risâlesi”nden, yani cincilik ve büyücülük bahislerinin en geniş şekilde ele alındığı ve bu konuların en “baba” kaynağı olan elyazmasından bahsediyorum...
SADDAM 1984’TE FUZULÎ’NİN TÜRBESİNİ YIKMIŞ, KEMİKLERİ AZERİLER KURTARMIŞTI
Kütüphanelerimiz “gayb ilimleri” yahut “havas” denen cin, büyü, sihir vesaire bahislerini anlatan elyazmaları bakımından hayli zengindir. Ancak geçmişte çok önem verilmiş, itina ile saklanmış ve daha da mühimi “içerisinde yazılı olanların söylenen bütün şartların yerine getirilmesi suretiyle yapılması halinde formülü verilen büyünün tutacağına” inanılan kitaplar kütüphane kataloglarında yeralmamış, okuyucuya çıkartılmamış ve kasalarda muhafaza edilmişlerdir.Bu kitapların başında, Cezayir’de doğan ve 1225’te Kahire’de vefat eden Ebu’l-Abbas Ahmed bin Ali bin Yusuf el-Kureşî el Bûnî’nin kendi adı ile tanınan, yani “Bûnî Risâlesi” denen eseri gelir.
HARF-SAYI BİRLİĞİ
Hayatı hakkında pek birşey bilinmeyen ama eseri üzerinde asırlarca çalışılmış olan Bûnî’nin sisteminin temelinde sayılarla harfler arasındaki anlam ve fizik birliği vardır. Bûnî belli kurallara uyularak çizilen geometrik şekillerin harf-sayı birliğinin gücünü arttırdığını, bu gücün başta Allah’ın isimleri olan Esmâü’l-hüsnâ, Fâtiha ve Âyetü’lkürsî olmak üzere diğer dualarla daha da arttırılabileceğini söyler.
HİZMETKÂR CİN
Bu sayfada günlerden buyana hayâlî çizimlerini yayınladığım cin ve benzeri bedensiz varlıklar, Bûnî’ye göre işte burada devreye girerler. Kazanılmış olan güç sayesinde varlıklara hükmetmek ve istenen vazifeyi yaptırmak mümkündür. Cinleri kullanarak yapılan işe “hüddam”, işin erbâbına da “hüddamcı” yani “cinci” denir!
HER İŞ TAMAM
Bûnî, hemen her işin bu yolla yani cinler vasıtası ile halledilebileceğini söyler. Yüzlerce sayfalık kitabında akla zor gelebilen ve hattâ gelmesi bile ihtimal dışında olan bütün sıkıntıların nasıl halledileceğini ve bunun için hangi cinin hizmetkâr olarak ne şekilde kullanılacağını uzun uzun anlatır.
Bugün bu sayfada Bûnî Risâlesi’nin ilk sayfası ile rastgele bazı bölümlerinin fotoğraflarını yayınlıyorum. Eser, gördüğünüz gibi gayet şık bir şekilde tezhip edilmiş ve sayfalarda bol bol altın varak kullanılmış...
Bu elyazması, Bûnî Risâlesi’nin bilinen en eksiksiz, en mükemmel ve en iyi şekilde korunmuş olan nüshası... Eser hâlen İstanbul’da resmî bir kütüphanede muhafaza ediliyor, adı ve numarası kataloglarda görünmüyor ve okuyucuya çıkartılmıyor.
HEPSİ FOLKLORİK HATIRA
“Peki, bu gibi kitaplarda yazılı olanlar doğru mu? Bu yolla birşeyler yapmak, her isteği hayata geçirmek mümkün mü?” diye sorabilecek olanlara da hemen cevap vereyim: Kitaplarda verilen formülleri ben uygulamadım, dolayısı ile bilmiyorum. Ama eskiler bütün bu konularda çok şey yazmış ve yazdıklarını da yapmışlar ama sonuç almışlar mı, o da bilinmiyor... Bu gibi eserler ise bugün artık birer “folklorik hatıra”dan ibaret, o kadar...
CİNLER NE İŞE YARARDI?
15. yüzyılda, İkinci Bayezid devrinde yaşayan ve cinler konusunda çok önemli bir eser yazmış olan Uzun Firdevsî’ye sorarsanız, cinlere hükmetmeyi becerenler bedensiz varlıkları birbirinden farklı on bir farklı işte kullanabilirler...
İşte, cinlerin yaradığı işler:
1. Hastalıktan korunmak, özellikle sara hastalığını tedavi etmek. 2. Çocukların devlerden ve perilerden korkmamasını sağlamak, cin çarpmasına engel olmak, her hizmeti cinlere gördürmek. 3. Hayvanları cin saldırısından yahut afetlerden uzak tutmak; muzır hayvanları uzaklaştırmak. 4. Yağmur yağdırmak, suya hükmetmek. 5. Aşkta başarılı olmak, kadınları âşık etmek, çiftleri ayırmak yahut birleştirmek, nefret edilen âşığın ağzını, dilini ve erkekliğini bağlamak, gerekirse öldürmek. 6. Herhangi bir şehri veya kaleyi fethetmek, savaşta zarar görmemek. 7. Hamile kalamayan kadınları çocuk sahibi yapmak, doğumu kolaylaştırmak. 8. Büyücülükte ünlü ve başarılı olmak. 9. Toplum içinde saygın tanınmak, insanlar tarafından övülmek. 10. Bütün işlerin rast gitmesini sağlamak. 11. Yola çıkan yolcuyu geri döndürmek.
HATTIN ÜSTADLARI: HULÛSİ EFENDİ
Fatih Medresesi hocalarından Hafız Mustafa Efendi’nin oğlu olan Hulûsi Efendi, 1869’da İstanbul’da doğdu. Talik yazıya Hasan Hüsnü ve Çarşambalı Arif Beyler ile başladı ve Sami Efendi’den icazet aldı. Mesnevihan olan yani Mevlânâ’nın Mesnevi’sini okutma yetkisi de bulunan Hulûsi Efendi, Darüşşafaka’da ve hattatlar okulu olan Medresetü’l-Hattatîn’de hocalık yaptı. Bir ara Mısır’a gitti ve Kahire’deki bazı camilere kitabeler yazdı. İstanbul’da da bazı kitabeleri bulunan ve çok sayıda eser veren talik yazının üstadı Hulûsi Efendi, 1940’ta İstanbul’da vefat etti.