Bölüm 23~

10.8K 975 134
                                    

Evet son part kaldı :P Bugün mevcut bölümler biter gençler , eeee 1 hafta olmuş bence yazarda yb eklemeli ne dersiniz >.< Keyifli okumalar~~supernaturel~~

BÖLÜM 23

Soo’nun annesi onlara tavuklu çorba ve biraz sebze getirmişti yemeleri için, Jongin nazikçe kardeşini uyandırdı.

‘Bir şeyler yemelisin Soo.’ (Minsoo bu anlamışınızdır :P)

Çocuk kafasını olumsuzca sallayınca, Jongin iç çekti. ‘Sadece birazcık.’

Soo çocuğun kardeşini oturtup bir şeyler yedirmesine yardımcı olmuştu.

‘Sende yemelisin.’

Jongin  yerdeki ufak masanın yanına çökünce, ekmeği ve tabakları önüne koydu Soo.

‘Ye hadi.’

Çocuk utangaç bir tavırla yerken, Soo tüm bu zaman boyunca gözlerini ondan alamamıştı.

‘En son ne zaman yemek yemiştin?’ Jongin’in hızla yediğini görünce endişelenerek sormuştu.

‘Bilmiyorum.’ dedi sessizce ona bakmayarak.

Göğsündeki o ağrı yine gelmişti. ‘Bekle biraz.’ Hızla inip bulduğu tüm yemekleri tepsiye doldurmuştu.

Jongin’in gözleri karşısındaki çocuğu elinde yemek dolusu tepsiyle görünce büyümüştü.

‘Yiyebildiğin kadar ye!’

Jongin gülümseyip kafasını salladı.

Soo oturup kolları üzerinde arkaya doğru uzanmış iştahla yemeğini yiyen çocuğu izliyordu. Sırf kardeşine yemek yedirebilmek için kaç öğününü atladığını merak etmişti Jongin’in.

Bunları düşündükçe kalbi ağrıyordu.

Çocuk yemeğini bitirince gözlerini kapayıp arkasına yaslandı.

‘Teşekkürler Kyungsoo.’

 ‘Sorun değil.’

Jongin gözlerini açıp kardeşine bakarken bakışları yandaki duvara takılmıştı.

‘Minsoo’nun çizimi!’ Çocuk şaşırarak kalkıp resmi inceliyordu.

‘Sen ve beniz.’

Soo da ayağa kalkıp yanına gitti. ‘Evet, sen ve beniz.’ diye fısıldadı.

‘Görünüşün….’ Jongin doğru kelimeleri arıyor gibiydi.

‘Etkilenmiş ve sevgi dolu mu?’ (Yani onu izlerken ki halini demek istemiş.)

‘Evet.’ Dedi kısık bir sesle.

‘Bu resmi seviyorum, çünkü gerçek beni gösteriyor Jongin.’

Jongin kafasını eğip ayaklarına bakıyordu.

Soo onun bu haline kıkırdadı. ‘Artık yatmalıyız, oldukça yorgun olmalısın.’

Jongin katıldığını belirtircesine kafasını salladı.

‘Aşağı da misafir odası var…’

‘Minsoo ile burada yatamaz mıyım?

‘Tamam ama yerde yatman gerekecek.

‘Sorun değil.’

‘Pekala, o halde misafir odasında ben yatarım.’

Soo tam dönmüş gidecekken çocuğun kolunu tutmasıyla durdu. Şaşırmıştı, önce gözleri kolunu tutan çocuğun eline sonra da ona yöneldiyse de diğerinin kafasının hala yere eğil olduğunu gördü.

‘Sende burada kal… lütfen…’

‘Kalmamı mı istiyorsun?’

Jongin cevap vermeden öne arkaya sallanırken Soo gülümsedi, tıpkı dans ediyor gibi görünüyordu.

‘Pekala.’ diyerek Jongin’e sıcak bir gülümseme yolladı.

--

Soo’nun ailesi çocukları kontrol etmek için gelmişlerdi. Annesi battaniye ve yastık ayarlarken babası da yere minder sererek ikisi için yatak hazırlamıştı. Daha sonra da Minsoo’nun ateşine baktı babası.

‘Ateşi biraz düşmüş, gece ilaçlarını vermeyi unutmayın.’

‘Teşekkürler baba.’

‘Pekala iyi geceler çocuklar.’

‘İyi geceler.’

Önce Soo’ya sonra da aynı şekilde Jongin’e sarıldı annesi.

‘İyi geceler benim biricik oğullarım.’

Jongin, Soo’ya minderleri düzenleyip yastıkları yerleştirmesine yardım etti.

‘Sana pijama vereyim.’ diyince Jongin kafasını sallamıştı.

Çocuk için pijama ararken gerginliğini dizginlemeye çalışıyordu. Jongin onun kalmasını istemişti, aynı odada uyuyacaklardı  hem de ufacık minderlerden oluşmuş daracık bir alanda! Gerginliğini savuşturmaya çalıştıysa da yapamıyordu. Sonunda geniş bir eşofman altı ve kendine büyük gelen salaş bir t-shirtü verdi çocuğa.

 ‘Teşekkürler.’

‘Ehmm.. sen üstünü değişirken ben de dişimi fırçalayayım. Senin içinde kullanılmamış bir tane koyarım.’

Üstünü değişmek için banyoya geldiğinde kapıyı hızlıca kapattı. Soğuk suyu yüzüne fırlatırken içindeki mutluluktan başının dönmemesi için çabalaması gerekiyordu. Onu o evden uzaklaştırmak istiyordu, acımazsız babasından…  Ama şimdi buradaydı o da küçük kardeşi de, burada güvendeydiler. Rahatlamanın verdiği hisle derin bir nefes aldı. Dişlerini  fırçalayıp hızla üstünü de değiştikten sonra Jongin’in yanına doğru ilerledi.

İkisi de dişlerini fırçalayıp üstlerini değiştikten sonra karşılıklı ayakta dikilmiş ne yapacaklarını bilmez bir şekilde duruyorlardı.

‘Şey…’ diye başladı Soo. ‘Ehmm… o halde yatalım. Merak etme horlamam.’

Jongin kıkırdadı. ‘Bende.’ 

Drawn to You [Kaisoo Çeviri] ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin