BÖLÜM 6
‘Aman tanrım, gülüyorsun!’ Eve girerken neşeyle selamladı babası onu. ‘Bir şey mi oldu? Dün çok canın sıkkındı, Hyun Bin denen çocuk mu bir şey yaptı sana?’
Soo gülümseyip ayakkabılarını çıkardı. ‘Sonra anlatırım. Annem ve ufaklıklar nerede?’
‘Annen bugün izin almıştı. 12 saat uyuyup tüm evi bana sildirdikten sonra ikizlerle beraber alışverişe gittiler. Bir saate gelirler sanırım:’
‘Oh anladım, bende çıkıp duş alayım.’
‘Keyfine bak evlat, bende dizime devam edeyim.’
Kyungsoo babasına kıkırdayarak merdivenlerden çıkmaya başladı. Duşa girmeden önce, kütüphanesinden *Holding on the Air* adlı kitabı alıp göğsüne bastırarak yatağına uzandı. Gözlerini kapatıp Jongin’in melodik sesini, dolgun ve yumuşak dudaklarını ve ona dediklerini düşündü. Bu onu heyecanlandırmıştı, artık onunla daha çok konuşabilecekti, belki de onu daha yakından tanıyabilecekti. Kyungsoo gülümsedi, umdukları saymakla bitmezdi…
--
Soo duştan çıktığında annesi ve ufaklıklar yeni geşmişti.
‘Oppa nerede? Oppa nerede?’
Omzundaki havluyla aşağı inmesiyle ufaklıların kucağına atlaması bir olmuştu.
‘Hey hey benim prenseslerim eve gelmiş.’ Diyerek onlara sıkıca sarıldı.
‘Hey tatlım.’
‘Hoşgeldiniz anne.’
‘Ben yine mi dışlanıyorum?’ diye söylendi babası.
‘Yemek yaptın mı? Açlıktan ölüyorum.’ Annesi hızla elindeki torbaları kocasına verip mutfağa koşturdu. Babası ise iç çekip karısının arkasından gitti.
Kyungsoo ikiliye gülüp ufaklıkların başını öptü. ‘Tüm gün nereydiniz çok izledim sizi.’
Anne babası yemekle uğraşırken o da ufaklıklarla oynadı.
‘Hayırdır yüzündeki gülme hiç kaybolmuyor?’ masayı hazırlarken sordu annesi.
‘Sonunda onunla konuştum.’ Hızla kafasını yere eğdi Soo, ailesinin onun kızardığını görmesini istemiyordu.
‘Awww, Soo bebeğim kızarıyor, daha şeker olabilir misin sen ?!’ yanaklarını mıncırdı oğlunun.
‘Ona çıkma teklif ettin mi?’ Babası somurtmaya başlamıştı bile.
‘Anne…’ Ailesine olanlardan bahsetmemeye karar verdi. ‘Sadece ona edebiyat projesinde partnerim olup olamayacağını sordum.’
‘Peki ya o ne dedi?’
‘Kabul etti.’
‘Wohooo o halde bunu kutlamalıyız! Bir dahaki sefer ona çıkma teklif etmelisin tamam mı? Hayatım, gidip pastayı getirir misin?’ Babası söylenmeye devam etse de pastayı getirmeye gitti.
‘En büyük dilim benim!’ diye bağırırken Soo ve annesi birbirine bakıp gülümsedi.
--
Ertesi sabah Jongin’i durakta beklese de, genç ortalıkta görünmüyordu. Kyungsoo iç çekti, daha ne kadar sürecekti ki uzaklaştırması? Meselenin çözülmesi ve diğerlerinin Jongin’in masum olduğunu anlamasını umut etti.
Onu girişte el sallayıp, gülümseyerek bekleyen Baek ile beraber dolaplara doğru yürümeye başladılar.
‘Ah, günaydın Luhan.’
‘Günaydın!’ diyerek dolabını kapadı. ‘Duydunuz mu? Kim Jongin’i tekrar müdür çağırmış.’
‘Ne? Neden?’ Kyungsoo hızla kitaplarını dolabına yerleştirirken sordu.
‘Görünen o ki bir tanık varmış.’
Soo hiç düşünmeden hızla merdivenleri arşınlamaya başladı, Luhan ve Baek de onu takip ediyordu. Gözleri kapının yanında bekleyen Sehun’u bulunca, önündeki gürültücü topluluğu ayırarak ona doğru ilerledi.
‘Sehun? Neler oluyor?’
‘Hey Kyungsoo’ derken Luhan ve Baek’e de selam vermişti.
‘Birden ortaya tanık çıktı, şimdi onunla konuşuyorlar, bu her şeyi temize çıkarabilir.’
‘Ya Jongin?’
‘O da içeri de, tekrar sorgulayacaklar sanırım.’ Demek çoktan okula geldi diye düşündü Soo. Sehun onun endişeli halini görünce gülümseyerek ‘Merak etme, o iyi olacak.’ dedi.
Sehun sayesinde kendini daha rahat hissediyordu, o da karşısındaki çocuğa gülümsedi.
Tam o anda kapı açılıp içeriden birkaç hoca eşliğinde tanımadığı bir kız çıktı. Soo hemen kızın yanına gidip ona neler olduğunu sormak istediyse de kız hızla kalabalıktan uzaklaşarak gitti ve arkadan çıkan Jongin ile dikkatini ona vermişti.
Sehun hızla çocuğun yanına giderken Soo’da onu takip etti.
‘Her şey yolunda mı Jongin?’
Jongin görüş açısında kalacak şekilde onlardan uzakta durdu, kalbi çok hızlı atıyordu.
Jongin , Sehun’a baktı ve kafasını salladı. ‘Beni suçlayan kızı, başka bir kızla tuvalete girereken görmüş ve yüzünde bir şey yokken çıktığında yanağında yaralar varmış.’
Kyungsoo rahatlayarak derin bir nefes aldı, Jongin’in üstündeki suçlama temizlenmişti.
‘Ya uzaklaştırma?’
‘Kaldırıldı.’
Sehun çocuğun omzuna vururken, Soo’da yanına gitmek ve onu cesaretlendirecek sözler söylemek istediyse de yapamadı. Tam dönüp Luhan ve Baek’in yanına dönecekken Jongin ile göz göze geldiler.
‘Gerçekten minnettarım.’ Sadece gözleri ona bakarken ortaya söylemişti ama bu Soo’nun kızarması ve gülümsemesine yetmişti. Sıcak bir duygu akımı yükseliyordu göğsünde…
****
Azıcık kısa oldu ama hiç vermemekten iyidir, yapabilirsem kısa bir part daha gelebilir bugün.
supernaturel~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drawn to You [Kaisoo Çeviri] ✔
Fanfiction*Bir oğlan vardı ve Kyungsoo'ya göre o çok yakışıklıydı.* Yazar : kokuhaku Çeviri : supernaturel Orjinali : http://www.asianfanfics.com/story/view/635627/drawn-to-you-exo-kai-jongin-kyungsoo-kaisoo