ltyc-1 -Burada kal ya da benimle gel.

1.2K 25 0
                                    

‘’Daha mükemmel, mutlu olduğum bir hayatım olabilirdi . ‘’ diye fısıldadım . Carmen ‘’Hm..hm.. ‘’ diye onaylayıcı sesler çıkardı . Gerçekten daha iyi bir hayatım olabilirdi . Doncaster’da Louis ile mutlu olabilirdik . Carmen sorarcasına baktı ardından ‘’Bana biraz daha bahset…Şu Steve denen çocuktan . ‘’dedi . Düşünür gibi yaptım . Ortalıkta Steve diye biri yoktu . O, Louis Tomlinson’dı. Fakat Carmen’in bilmemesi gerekiyordu . 21 yaşında bir yetişkin bir kızın platonik aşık olduğunu düşünüp de daha fazla seans ekleyecekti . Babam beni düşündüğünü sanarak psikologa gönderiyor fakat hayatımı mahvetmekten başka yaptığı hiçbir şey yok . Carmen sorusunu tekrarladı :

‘’Steve’den bahsedecek misin Avalon ? ‘’

‘’Steve mavi gözlere sahip , yani çok yakışıklı biri . ‘’

‘’Tatlım , dış görünüşü bir işimize yaramaz . Karakterinden , aranızda geçenlerden bahset . ‘’

‘’Onun benden haberi yok . Aramadı . Aslında son 4 yıldır öldüğümü sanıyor . ‘’

4 sene önceydi . Çok kötü zamanlar geçiriyordum . O her zaman yanımdaydı . Ben…onu arkamda bırakarak gittim . Şimdi ise onun yanında olmayı her şeyden çok istiyordum.

Carmen elindeki not defterine bir şeyler yazarken sordu :

‘’O,şimdi nerede ? ‘’

‘’Bilmiyorum . Sanırım dünyayı geziyor . ‘’ Carmen’e dünyayı gezip konserler veriyor diyemezdim .

‘’Avalan seansımız bu haftalık bitti . Sen ilaçlarını kullanmaya devam et . ‘’ deyince koltuktan kalktım . Bir saattir oturuyordum . Ve kıçım ağrıyordu .

Louis’nin hayranı falan değilim . Yani daha önce bir geçmişimiz olmuştu . 17 yaşındaydık . Her şey fazla karışıktı . O benim kahramanımdı , ama kanserden kurtaracak kadar güçlü değildi .

06.07.2009

Hastalığım ilerlemeye devam ediyordu . Bugün Louis ve benim için önemliydi . Tomlinson ön elemeleri geçip geçmediğini öğrenecekti . Ben ise yaşayıp yaşamayacağımı . Hayatımız için önemli bir dönüm noktasıydı . Bildiğim bir şey varsa o da ; benim için iyi bir dönüm olmayacağıydı.

Doktorun odasında oturmuş bekliyordum . Annem ise dışarıda doktor ile konuşuyordu . Yaklaşık on beş dakika bekledikten sonra doktor tek başına odaya geri döndü . Ardından bende heyecanla ayağa kalktım .

‘’Bay Carter sonuçları bana da söyleyeceksiniz değil mi ? ‘’ diye sordum . Odada sadece nefes alışverişlerimiz duyulurken boğazını temizledi . Önce camla kaplı olan duvara daha sonra bana baktı .

‘’Kanser tüm vücudunu ele geçirmiş durumda . Bir bilemedin iki ay yaşarsın . Muhtemelen bir mucizeyi beklemen gerekecek . Bilirsin pek iyimser değilim . ‘’

Kalbim parçalara ayrıldı . Hayatımın son bulacağı belgelenmişti . Kapıyı çarpıp çıktım . Sandalyede oturmuş ve ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş annemi de arkamda bırakarak koşmaya başladım .Ama insan kendinden kaçamıyor işte . Şehrin içinde delirmiş gibi koşuyordum . Enerjim çok fazlaymış gibi onu da koşarak harcamaya kararlıydım . Ve biraz ileriden Louis’nin de hastaneye doğru geldiğini gördüm . Louis’nin geldiğini görünce ona doğru daha hızlı koşmaya çalıştım . Ancak burnumdan gelen kan ve ayaklarımın beni taşımamasından yere yığıldım . Louis endişeyle yanıma geldi . Etrafımızdaki insanların acıyarak bakması ardından Louis’nin ‘’Biri 911’i arasın . ‘’ dediğini anlayabilecek kadar bilincim açıktı . Gözlerim de bilincim gibi açıktı . Sadece hareket edemiyordum . Louis üzerindeki tişörtü çıkarıp kanı durdurmak için burnuma bastırdı . Kan durmaya başlarken ayağa kalkacak gücü bulup kalktım . Sık sık burnum kanadığı için alışkındım .

‘’Ava hareket etme . Ambulans gelmek üzere . ‘’ diye endişeyle bağırdı Louis .Eğer orada kalsaydım hastaneye geri dönecektim . Louis her şeyin kötüye gittiğini öğrenecekti .

‘’Tommo hastaneye gidemem . İstersen burada kal ya da benimle gel . ‘’ deyip yürümeye başladım . Burnum kanamaya devam ediyordu ama baştaki gibi şiddetli değildi .

‘’Avalon ! Dur , ben de geliyorum . ‘’ Louis arkamdan bağırıp , adımlarını hızlandırarak bana yetişti . Bir anda ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim .Mecazi anlamda değil , gerçekten . Louis beni kucağında taşırken kanama durmuştu .

‘’Tepeye gidelim . ‘’ dedim . Taksiyi durdurup bindik . Taksi bizi ormanlık alanın içine bırakmıştı . Bu yüzden Louis tepeye kadar kucağında taşımak zorunda kalmıştı . Yavaşça kucağından indirdi . Nefes nefese kalmıştı .

-2013-

‘’Avalon geldik . ‘’ şoförüm ve en yakın arkadaşlarımdan biri olan Frank seslenince düşüncelerimden sıyrıldım .

‘’Tamam sadece dalmışım . ‘’ deyip güldüm . Frank kapıyı açmaya gelirken ondan önce davranıp kapıyı açtım . O arabayı garaja sokarken bende zile bastım . Bayan Olivia kapıyı açınca gülümsedi ve içeri girmem için kapıdan çekildi . Olivia senelerdir babamın yanındaymış ben ise 4 yıldır tanıyorum . Ev işleri , yemek yapma gibi işlerle ilgileniyor . Ayrıca benim büyükannem gibi .

‘’Nasıl geçti ? ‘’ biraz endişeli gibiydi .

‘’İyi . Yani sanırım . Ben yukarıda olacağım . ‘’ deyip merdivenlerden çıkmaya başladım . Babam yine şirketteydi . Avustralya’nın zenginlerinden olmasının sebebi ;  neredeyse hiç evde bulunmuyor . Kanserle savaştığım günleri hatırlıyorum da Amerika’yı , İngiltere’yi hatta tüm dünyayı gezip tedavi aradı . Bulduğunda ise neredeyse tüm parasını benim için harcadı . Bu aralar biraz depresyondaymış gibi bir etki bıraktığım için Carmen yani psikologum ile konuşmak zorundayım .

-Geçmişten Devam –

Louis’nin mavi gözlerine dalmışken seslendi ‘’Ava beni duyuyor musun ? ‘’ . Ellerini tuttum . Onaylayıcı sesler çıkardım .

‘’Aslında dinlemiyordum . Sorunu tekrarlar mısın William ? ‘’

Gözlerini devirip ‘’Sonuçlar diyorum . Açıklandı mı ? ‘’ duymamış olmayı diledim .

‘’Önce sen X-Factor’den bahset . Ne oldu , geçebildin mi ? ‘’

Mutluluğu gözlerinden anlaşılıyordu .

‘’Ön elemeleri geçtim . 1 hafta sonra yarışmanın asıl bölümü yani televizyon bölümü var . ‘’

Bende mutlu gözükmeye çalıştım . Şu sahte gülümseme yüzünden yüz felci geçirebilirim . 1 hafta sonra belki hayatta olmayacaktım . Ona hastalığımın daha da ilerlediğimi söyleyemedim . Moralini bozmak istemiyordum.Ellerini saçlarımda gezdirdi .

‘’Saçların uzuyor . ‘’

Keşke yaşayacağım süre de uzayabilseydi . Bir şey demedim . Zaten çoğunlukla o konuşuyor ben dinliyordum .

‘’Peki ya sen ? İyileşiyorsun değil mi ?’’

Sorusunu tekrarlayınca bir süre sessiz kaldım . İyiyim desem sevinecek sonradan hayal kırıklığına uğrayacaktı . Birden ayağa kalktı .

‘’Bana kötü bir şey olmadığını söyle . Buna ihtiyacım var . Lütfen Ava . ‘’

Gözlerimdeki yaşları geri itmeye çalıştım . Her şey de olduğu gibi bunda da başarılı olmamamıştım.

‘’Ölüyorum William . ‘’

laugh till you cryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin