ltyc-7 Seni Tanıyorum

119 9 3
                                    

Birkaç şey mırıldanıp telefonu kapattı.Gözlüklerimle kendimi gizlemeye çalışıp önüme gelen dondurmama odaklanmıştım ki Louis geldiği gibi geri restorandan çıktı.Çantamdan para çıkartıp dondurmanın yanına bıraktım ve aceleyle arkasından çıktım.Arabasını bırakıp yürümeye başlamıştı.Neler oluyordu böyle ? Hayranlar onu görebilir,bütün gününü onlarla ilgilenmek zorunda kalabilirdi.Üstelik daha yemek yememişti.Arkasından ilerlerken fark edilmemeye çalışıyordum.Korumasını neden yanına çağırmamıştı ?

Bir ara sokağa girdiğinde onun on adım arkasından ilerliyordum.Bir  anda durup arkasını dönünce arabanın camından şapkamı düzeltiyormuş gibi yaptım ama nafile.Hızlı adımlarla yanıma geldi ve kolumu sinirle sıktı.

‘’Nesin sen bir psikopat mı yoksa hayran mı ? Neden beni takip ediyorsun ? İstediğin bir imza veya fotoğrafsa neden peşimdesin ? ‘’ diye sinirle bağırdı .

Bu kadar yakınımda olması ayrı bana bağırması ayrı deli ediyordu.

‘’B-ben sadece…’’ tamamlayamadan kolumu daha da sıkmaya başladı.Ne zaman bu kadar sinirli biri olmuştu ki ? Gözlüklerimi ve şapkamı bir hışımla çıkardı.Sinirden boynunda beliren damarları ve kasılan çenesi bir anda normal halini aldı .

‘’Seni tanıyorum.’’ Dedi .Sesi bir öncekinden daha güçsüz çıkmıştı .

‘’Tahmin ettiğin kişi değilim.’’ Dedim sonunda düşüncelerimi kelimelere dökebiliyordum.

‘’Sen yarışmadaki kızsın .’’ dedi toparlamaya çalışarak.Avalon olduğumu fark etmemişti.Zaten fark etmesini de bekleyemezdik ,ben ölüydüm.

‘’Beni biriyle karıştırdığınıza eminim.Yarışma hakkında hiçbir bilgim yok.’’

Sırf kurtulmak için yalanlar üretiyordum.

‘’Seni unutmadım.Seni asla unutamam.Sadece eskiden tanıdığım birine benzediğin için yarışmada dikkatimi çekmiştin.’’

Benden yani Avalon’dan bahsediyordu.Yarışmada Jessica Lloyd ismini kullanmıştım.Avalon Milward olsaydım kesinlikle anlardı .Yere attığı şapka ve gözlüğümü aldım.’’Üzgünüm.’’ diye mırıldandım.Ne için üzgündüm ,onu bir kez daha kandırdığım için mi ? İnanın bana şu an ölmedim demek isterdim  ama Eleanor’u severken ve hayatını düzene sokmuşken mahvedemem .

‘’O halde neden beni takip ediyordun ?’’

Asıl konuya dönmüştük.

‘’Haber yapabilmek için .’’

Yine bir yalan daha .Sokağın başında beliren arabayı tanımıştım.Frank gelmişti.Koşarak arabaya bindim.Louis ise arkamdan bakmakla yetindi .

‘’Tam zamanında Frank.’’

‘’Aslında sadece park edecek bir yer arıyordum.Yemek yiyecektim bilirsin buralar çok kalabalık.Sonra seni fark edince durdum.’’

Güldüm.

‘’Eğer gerçeği söylemeseydin senin bir süper kahraman olduğunu düşünebilirdim.Ama Superman değil belki Batman.’’ Dedim .

‘’Louis’nin Superman olduğunu biliyorum ufaklık.’’ Dedi.

Frank 25 yaşında falandı.Yakışıklı biriydi ama hep abim olarak gördüğüm için pek ilgimi çekmiyor.

*

Frank’ın bahçede yaptığı espriye gülerken anahtarla evin kapısını açmıştım.Babam elinde bir kağıtla öylece koltukta oturmuştu.Emin olun Usher Milward’ı salonda otururken görmek için önemli bir şey olması gerekirdi.Beni fark etmeden merdivenlerden çıkmayı planlıyordum ta ki ‘’Avalon buraya gel.’’ Dediğini duyana kadar.Yanına gidene kadar yaptığım şeyleri gözden geçirdim ,kötü bir şey yoktu.Gidip yanına oturdum.

‘’Efendim baba.’’ Dedim soğukkanlı olmaya çalışarak.

‘’Bunu bir açıklaması var mı ?’’ deyip elindeki kağıdı verdi.E-mail çıktısı almıştı.Başında şunun geçtiğini söylesem yeterli olur ‘’Jessica Lloyd yarışmayı kazandınız.(Aldığım oydan falan bahsediliyor.)One Direction yönetimi olarak sizinle bir sözleşme imzalayacağımızı belirtmek isteriz.Yakın zamanda İngiltere’ye bekliyoruz.’’ Sevinsem mi ? Üzülsem mi ? Bilemedim.O berbat performansla ben mi seçilmiştim.Yanımda beş karış suratla  bekleyen babamı hatırlamam uzun sürmedi .

‘’Gizli bir ad kullanmışsın.Eğer başta resmin olmasa yanlış e-mail geldiğini düşünecektim.’’ Diye açıklama yaptı.

E-mail şifremi bilmemesi gerekiyordu.Fakat şu üniversite başvurularını benim yerime yazma takıntısı vardı .

‘’Üzgünüm baba.’’

‘’Bu tamamıyla sorumsuzluk.’’

Cevap vermeyince kravatını düzeltip devam etti .’’Kameralardan uzak durmanı istemiştim.Ünlü hayatı görkemli görünebilir ama bıkacaksın.’’ Dedi .Bir ara duraklayıp ‘’O Louis denen çocuk için değil mi ? Farkında mısın bilmiyorum o mutlu gözüküyor.’’

Ne kadar da karamsar.Bir an gelen cesaretimle.

‘’Biliyor musun ?Hayatımı mahvediyorsun.Sıkıldım.Olmamı istediğin kişi ben değilim.Senin yüzünden acı çekiyorum.’’

Öylece kalmıştı.Son dört yıldır her istediğini yapıyordum.Kapıyı çarpmak yerine sakince dışarı çıktım.Frank ise tam içeri giriyordu .

‘’Lessie’de olacağım.’’ Deyip evin bahçesinden çıktım.

laugh till you cryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin