Frank ''Tamam seni akşam alırım.''dedi.Yürüyerek gitmenin aptallık olacağını düşündüm.Ama Frank çoktan içeri girmişti.Onu tekrardan çağırmam büyük kabalık olacaktı.Sonuçta o benim için çalıştığı gibi benimde arkadaşım hatta abim sayılırdı.Sitenin içindeki taksi durağına kadar yürümek benim için sorun olmayacağı için yavaş adımlarla durağa ilerledim.Neyseki durakta birkaç araba vardı.Çoğu zaman araba bulmak zor oluyordu.Şoför beni görünce sürücü koltuğuna geçti ardından bende arkaya bindim.''Nereye gidiyoruz bayan?'' dedi kibar bir o kadarda İngiliz aksanlı sesiyle.
''Backson sokağı lütfen.''dedim.Lessie'nin çalştığı pizzacıya gidecektim.Mesai çıkışında ise onun dairesine gidebilirdik.Araba çalışırken telefonumun saatlerdir şarjı olmadığını hatırlayınca sinir katsayım tekrardan yukarı seviyelere çıktı.Aradan on dakika geçmişti.Taksi durduğunda gideceğimiz yere varmamıştık.
''Backson sokağı dediğimi hatırlıyorum.'' dedim taksiciye.
''Üzgünüm bayan.Sanırım bir arıza var ama yarım saate hallederim.Eğer acilse duraktan başka bir arkadaşımı arayabiliriz.''
''Sen benimle dalga mı geçiyorsun?'' diye bağırdım devamını getirmeden çantamı koluma takıp arabadan indim.Ona para verecek değildim zaten gideceğim yere bile getirmemişti.Tamam taksiciye bağırmam saçmaydı.Sonuçta arıza olup olmamasını onun elinde değildi.Sinirimi ondan çıkarmıştım.
Yürümeye başladım.Burayı biliyordum.Sabahki World otelin iki sokak falan altındaydım.Ve görünüşe bakılırsa bugünlük kalabileceğim bir odam vardı.En azından Lessie'ye hesap vermekten kurtulmuştum.Biraz yürüdükten sonra otelin önündeydim.Fakat hayranlardan içeri geçemiyordum.Kapıda beklemenin ne faydası var Tanrı aşkına.Çantamda duran oda kartını çıkardım ve korumalardan birine gösterebildiğimde otele girmeme yardımcı oldu.Kızların imrenerek baktığını gördüm.Onlarda buraya girmek hayran oldukları beş yakışıklıyı görme şansını yakalamak istiyorlardı.
Kapıdan girdiğimde klimanın tam altına oturmuş bir Zayn Malik görmeyi beklemiyordum.Odasının neyi vardı ki lobide takılıyordu.Ona daha fazla bakmadan asansöre varmayı başardım.Asansörle üst kata çıkıp odama girdiğimde eğer o e-mail e cevap vermezsem şansımı kaybedeceğim aklıma geldi.O sözleşmeyi imzalamak istiyordum.Delice çantamdaki şarj aletimi arıyordum.En sonunda çantamı yatağın üzerine döktüm ve şarj aletini bulmanın zaferiyle güşümsedim.Telefonumu şarja takıp açtığımda 7 cevapsız çağrı ve 12 mesaj vardı.Mesajlar Lessie'den çağrılar ise babamdandı.Neyseki sesli mesaj bırakmamıştı çünkü şu an onun sesini bile duymak istemiyordum.
Sabah kahvaltısı dışında bir şey yemediğimi midem bana hatırlatınca aşağı restorana indim.Kredi kartım yanımdaydı.Tomlinson ve arkadaşlarını görünce elim ayağım birbirine dolandı.Biri bunlara dünya starı olduklarını ve yemeklerini oda servisi ile alabileceklerini söylesin.Gerçi bende alabilirdim ama odada sıkılacağımı bildiğim için aşağıda restoranda yemek istemiştim.Onlardan uzakta bir masaya geçtim ve siparişimi verdim.Oturdukları masaya bakayım derken Zayn beni fark etti ve gülümsedi.
Gelen yemeğime odaklanmışken bir gölge oluşunca başımı kaldırdım.Liam Payne başımda dikiliyordu.Zorlukla ağzımdakini yutup ''Merhaba.'' diyebildim.''Jessica'ydı değil mi ?''dedi.Grup üzerinde nasıl bir etki bıraktıysam o kadar yarışmacı arasında ismimi hatırlıyorlardı.''E-evet.''dedim.Heyecanlandığımı belli etmemeliydim ama ettim.''Bizim masaya gelmek ister misin?'' bir süre duraklayıp devam etti ''Bilirsin artık birlikte tura çıkacağız falan.''Bu çocuklar gerçekten çok fazla cana yakın davranıyorlar.''Teşekkür ederim ama daha sözleşmeyi imzalayacağım bile kesinleşmedi.''deyip göz ucuyla Louis'ye baktım.Arkası dönüktü.Sabahki olayları hatırlayınca gerilmiştim.Liam ise ilk tanışmamız olduğu için kibarlıktan pek bir şey sormadı ama merakı gözlerinden anlaşılıyordu.''Yine sen bilirsin fakat Jessica sesin harcanamayacak kadar güzel.Biz bu gece İngiltere'y dönüyoruz.Karar vermek için 24 saatin olacak.İyi düşün derim.''
''Teşekkürler Liam.Bu konuyu bir kez daha düşüneceğime emin olabilirsin.''
Kendi masasına döndüğünde yemeğimi bitirmeden gerginlikten kurtulmak amacıyla yukarı odama çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
laugh till you cry
FanficLouis William Tomlinson'un o gülümsemelerinin altındaki enkazı kim görebilirdi ki.O bile kendini mutlu olduğuna inandırmıştı bir kere.Karşısına tekrardan onun çıkacağının imkansız olduğunu düşünürken bir söz karaladı defterine ''Boğuluyorum ve sen t...