ltyc-10 Şarkı söyleyebileceğime inanmıyorum.

108 6 2
                                    

-Buraya hiç not yazmadığımı fark ettim.Bu hikayeyi geçen sene yazmıştım bu yüzden biraz eski olaylar var.İstediğim kadar okunulmasada içimde kalmasın diye yayınlıyorum.33 bölüm defterde hazır.Yeni bölüm kafama estikçe ekleyeceğim.Vote ve yorumlarınızı bekliyorum-

Bavullarımızı taşıyan takım elbiseli iri adam ''Bu arada ben Kylie.''diye lafa girdi.

''Jessica biliyorsun,bu da arkadaşım Frank.''diye tanıttım.Siyah arabaya bindiğimizde farklı hissetmemiştim.Ben bunlara alışkındım,etrafımda birilerin benim için çalışması falan normaldi.Ama gerçekte bir ünlü olacaktım.Etrafımda olan hayranlar,magazin programları,ropörtajlar vesaire.

***

Çocuklar bizden önce gelmişlerdi ve toplantıyı yapacak tek boş gün olduğundan daha otele varmadan Syco Music binasına gelmiştik.On beş saatlik bir uçak yolculuğu yapmış olmam onların umrunda değildi.Daha yapmaları gereken bir sürü şey vardı ve beni aradan çıkarmaları gerekiyordu.Bavullarımız arabada kalırken Kylie bizi toplantı odasına yönlendirdi.Kapıyı tıklattıktan sonra içeri girdik.Herkes buradaydı.Louis buradaydı.LOUİS TOMLİNSON BURADA.

Simon oturmamızı söyleyene kadar ona öküz gibi baktığım fark edememiştim.Oturduktan sonra Simon ''Fazla vaktimiz yok Jessica.Zaten biz ayrıntıları konuşmuştuk.''diye lafa girmişti ki onun lafını yarıda keserek ''Sözleşmeyi görebilir miyim?'' dedim.Usher Milward'ın kızıysanız iş hakkında birkaç bilgiye sahip oluyorsunuz..Bu bilgilerden biride; direk olarak lafa girmen gerektiğiydi.

Sözleşmeyi okuduğumda göze batan pek bir şey yoktu.''Kalem alabilir miyim?''dedim.Liam kalemi uzatırken ''Binlerce hayranın olacak.''dedi.İmzamı atıyorken Louis ekledi ''Ve senden nefret eden yüzlerce insan.'' 

Neden böyle söylemişti ki? Tereddüt etmeden imzamı atmıştım.Simon ayağa kalktı ve ''Jess geriye kalan işlerle vokal koçun ve senin menajer/stilistin Ashley ilgilenecek.''deyip odadan çıktı.Çocuklar ayaklanınca bende kalktım.Frank kalkarken Zayn ''Kylie sizi otele götürecektir.10 günden az kaldığı için yarın provalara başlıyoruz.Yarın yine o sizi getirecek.''dedi.''Peki.''diye cevap verdim.En azından Zayn bana yardımcı olmuştu.''Teşekkürler Zayn.''

''Önemli deği.Seni az çok anlıyorum.Buradaki insanlar acelecidir senin ne kadar yeni olduğunu umursamazlar.'' deyip gülümsedi.

Çocuklar hayranlarına görünmemek için arka kapıdan çıkarken Frank ile birlikte arabaya geçtik.Kylie bizimle birlikteydi arabayı çalıştırdı.Araba ilerlerken Kylie ''Bayan Lloyd ben size yardımcı olabilmek amacıyla buradayım.Yinede seçim hakkınız var.Eğer korumanızı değiştirmek isterseniz söylemeniz yeterli.''dedi ön koltuktan. ''Bence değiştirilmeye gerek yok.''

''Bir yere gitmek istediğinizde veya bir şey istediğinizde yardımınıza hazır olacağım.''diye saçma resmi bir konuşmada bulundu.Bu konuşmadan sonra yol boyunca bir kelime daha etmedik.Beş yıldızlı bir otelin önünde durduk.Kylie odalarımıza kadar eşlik etti.Frank ile karşılıklı odalarda kalıyorduk.

Bugünün önemli olayı Louis ile aynı odada bulunmama rağmen kendimi kaybedip bayılmamış olmamdı sanırım.Eşyalarımı yerleştirmeyi es geçerek yatağıma uzandım.Zaten yerleştirsem bile ben dağınık biriyim ve elbet oda savaş alanına dönecek.Normalde 2 saat yolculuk yapmış olsam bile yorulup uyurdum ama şimdi kıta değiştirmiş olmama rağmen uyku denilen hiçbir şey yoktu.Belkide heyecanlı ve şaşkın olduğumdan uyuyamıyordum.Dayanamayıp oda kartımı aldım ve karşıdaki Frank'ın odasının kapısını çaldım.İlk çalışta açmadı fakat ikinci seferde açtı.Uykuluydu.Üzerini çoktan değiştirmişti.''Daha yeni uykuya dalmıştım.Ne oldu Ava?''

''Konuşmamız lazım.Heyecandan hiçbir şey yapamıyorum.''

''Geç odaya.'' dedi.Frank uykusuzken çok sinirli.Odaya geçtim ve daha yeni yorganının kaldırılmış olduğu yatağına oturdum.

''Sorun nedir Avalon?''

''Sahneye çıkabileceğime inanmıyorum.''

Kendini sırt üstü yatağa bıraktı.''Tabii ki de çıkabilirsin.''

''Sadece bu mu Frank?'' Biraz desteğe ihtiyacım vardı.

''Hadi bir şarkı söyle.''deyince telefonumu mikrofon gibi tutup Clean Bandit'ten Rahter Be'den mırıldanmaya başladım.Hala gözlerini ovuşturuyordu.Şarkıyı kısa kesip sustuktan sonra yalandan alkışladı.''Bak yapabiliyorsun.''

''Hayır Frank.Anlamıyorsun.Senin karşında yapabiliyorum ama binlerce kişi karşısında yapamam.''

''Uyuduğun zaman her şey geçecek.Hadi yorgunum.'' Uykusuzluktan saçmalıyor.

''Burada kalsam.Odamda canım sıkılıyor.''

''Ama ben uyuyacağım.''deyip yastığa başını koydu.Ayakkabılarımı çıkarıp bende yanına uzandım.''Bende burada tavanı seyredeceğim.''Cevap vermeden arkasını döndü.Tavanı izlemeye başlamıştım ki bir süre sonra yine sıkıldım ve şarkı söylemeye başladım.Frank top atsan duymayacak haldeydi.*I'm sorry if i say i need you-Sana ihtiyacım var dersem eğer,üzgünüm.But i don't care im not scared of love-Ama umursamıyorum,ben aşktan korkmuyorum.When im not with you im weaker-Senle değilken güçsüzüm.Is that so wrong? Is it so wrong?-Bu çok mu yanlış? Çok mu yanlış?That you make me strong-Sen beni güçlendiriyorsun.*diyerek One Direction'ın Strong şarkısının nakaratını söylemiştim.Şarkıyı bitirir bitirmez gözlerim daha fazla dayanamadı ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

laugh till you cryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin