BÖLÜM 2

85 17 5
                                    

07:00

- Uyandım anneee.

Başucumda top patlatsalar uyanmayan ben bugün annem bile zorlamadan nasıl olduda uyandım anlamıyordum. Her zamankinden daha tuhaf bir his vardı içimde. İyi mi kötü mü olduğunu bile kestiremiyordum. Dün gece girdiğim ağır depresyondan olduğunu düşünerek kalktım ve ayaklarımı yataktan aşağı uzattım. 5 dk boyunca öyle hiçbirşey yapmadan boş boş duvarı izledikten sonra ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovarak banyoya gittim.

İçeri girdiğimde beni şaşırtan ikinci bir tabloyla daha karşılaştım. Abim banyoda değildi, hergün yaptığı gibi aynaya karizmatik bakışlar atmıyordu. "Nerede acaba?" diye düşünürken " Boşver Esin belanı mı arıyorsun. " deyip yüzümü yıkadım ve odama döndüm. Formalarımı giyip hafifte bir makyaj yaptıktan sonra aşağı indim. Kahvaltı masası muhteşem görünüyordu, bir kuş sütü eksikti. Herkes yerini almış kahvaltıya başlamıştı bile. Güzelim kahvaltıya dayanamayıp bende hemen oturdum ve midem bulanana kadar önüme ne geldiyse yedim. Bir süre sonra hareket etmem gerektiğini fark edince annemi ve babamı öpüp abime de dil çıkarıp koşarak evden çıktım.

Dün geceki dramatik halimden eser yoktu. Koşarak 2 dk da Melislere geldim. Kapıyı tekmeleyerek çalmaya başladım. Biraz sonra Melis nefes nefese kapıyı açtı.

- Kızım az yavaş ya. Geldim işte hadi çıkalım.

Melis'e hiçbir cevap vermedim. Sadece bakıp güldüm sonrada koluna girdim ve parka gitmek üzere yola koyulduk.

Sokağın başındaki parka geldiğimizde Aras ve Onur çoktan gelmiş bizi bekliyorlardı. Dün akşam ki gerginliklerinin aksine gayet sakin ve mutlu görünüyorlardı. Bu halleri kafamda binlerce soru işareti olsa da şimdi ne olduğunu sormamalıydım.





Onur ve Aras...

       Dün gece

- Kızlara yalan söylemekte hiç hoşuma gitmiyor.
- Bilselerdi burada olamazdık. Doğru olan buydu.
Haklısın. Bak bak... Geliyor işte. Gel bebeğim gel sabırsızlanıyorum senin için.

  Onur sabırsız bakışlarla Emre'nin eve girmesini bekliyordu. Ona yapmak için sabırsızlandığı binbir çeşit fikir vardı kafasında. Aras olmasa çoktan köşeye çekmiş, ağzıyla burnu yer değiştirene kadar dövüyor olurdu. Ama Aras sakin ve emin adımlar atma taraftarı olduğu için ona ayak uydurmak zorundaydı.

Emre eve girdikten bir süre sonra komşusu yardımıyla aldıkları yedek anahtarı kullanarak içeri girdiler. Gözleri Emre'yi arıyordu. Salonda olduğunu fark edince yavaş yavaş yanına doğru yürümeye başladılar. Emre karşısında Aras ve Onur'u gördüğünde yüzü şaşkınlık ve korku karışımı tuhaf bir ifade aldı.

- Si.. si.. sizin ne işiniz var burda. İçeri nasıl girdiniz?

- Şşşt ! Sessiz ol ama. Otur şimdi şöyle. Bak  Emre. Seninle ufak bir anlaşma yapmaya geldik. Eğer bundan sonra hiçbir şekilde Melis'in karşısına çıkmazsan sana hiçbir zararımız dokunmaz. Ha eğer yok dinlemem diyorsan işte o zaman hazırlıklı ol.

- Gel sen ikinci seçeneği seç zorla bizi bende seni bir güzel dövüyüm sonra sen zaten istemesende yapacaksın.

- Oradan bakınca aptal birine mi benziyorum? Sizin tehditlerinizle gider miyim ben buradan.

- Aaa... Duydun mu Onur Gitmezmiş.

Aras parmaklarını sıkıp sesler çıkararak Emre'ye doğru yürüdü ve tek hamlede sağ eliyle çenesinden tutup oturduğu yerde geri yasladı.

ADINI SEN KOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin