Vampirlikle İmtihan

Alarmın sesiyle uyandım. Sabah olmasına rağmen odanın içi loştu. Burada hava hep kapalı ve yağmurlu olur. Pek sevmesem de alışıyorum. Annemlere ayak uydurmalıyım. onlar güneşi sevmezler. Buna anlam veremiyorum. Güneş sevilmez mi hiç? Sıcaklık, parıltı..

Alarmı kapatıp aşağı indim. Dersin başlamasına bir buçuk saat vardı. Annem herzamanki gibi benden saatlerce önce kalkmış kahvaltımı hazırlamıştı.

Yanağına sulu bi öpücük kondurdum. "Günaydın meleğim."

Gülümsemesi kulaklarına varmıştı. Sevgi dolu gözlerle tatlı tatlı gülümseyerek cevap verdi. "Günaydın bebeğim."

Tam tahmin ettiğim gibi yine döktürmüş. Gerçi bu kadar kısa sürede bu kadar hızlı olmasına da şaşırmıyorum değil.

Masaya oturdum. Kayısı kıvamındaki haşlanmış yumurtamın yarısını yeyip, bikaç tane de peynir zeytinle kahvaltımı yaptım. Daha zamanım vardı. Yukarıya çıktım. Banyoya girip kapıyı kilitledim. Tam dişlerimi fırçalayacaktım ki lavaboda gördüğüm bir damla kan ile sendeledim. Kan beni hep korkutmuştur. Görmeye dayanamam. Musluğu açtım ve kanın gitmesini sağladım. Ah. Baba. Bu kadar sakar olmamalısın. Yine traş olurken kendini kesip biçmiş bu adam.

Diş fırçamı aldım. Vanilyalı macunumu üzerine sıktım ve suyu açıp biraz ıslattım. Dişlerimi fırçalamaya başladım. Dişler önemli. Bakımı daha önemli. Asla aksatmam. Gerçi bizim ailede diş herkeste güzel. Bizde dişlere önem vermeyenlere terör estirirler.

Diş fırçamı temizleyip yerine bıraktıktan sonra kendi banyoma geçtim. Evet odamda da banyo var ama ortak banyomuz merdivenleri çıktıktan sonra hemen sağda. Ne kadar da üşengecim ben. Annemle babam da hiç sevmez bu huyumu.

Banyoma girdim. Bornozum ve havlum kapının üzerindeki askıdaydı herzamanki gibi. Sıcak bir duş hiç fena olmazdı bence. Hemen kapıyı kilitledim ve banyo için hazırlandım. Küvetin giderini kapatıp suyu açtım. Sonra banyo dolabıma yönelip lavantalı duş jelimi ve şampuanımı kaptığım gibi kendimi su dolu küvetin içine bıraktım.