Ev bıraktığım gibi duruyordu. Kapının önünde ne siyah ne de beyaz Mercedes Benz görmememden annemle babamın daha gelmemiş olduğunu farkettim. Angela da benden bir saat sonra gelecekti.
Üzerimi değiştirdikten sonra mutfağa geçtim. Dolaptaki tavukları çıkardım ve kendime kızarttım. Bizim ailede hep beraber akşam yemeği diye bir olay yoktur. Annemle babam iş yerlerinde yediklerini söylüyorlar. Sadece Angela ve ben evdekileri tüketiriz.
Yemeğimi yedikten sonra dişlerimi fırçalamak için banyoya gittim. Güzelce fırçaladıktan sonra tırnaklarımdaki pembe ojelerin çıkması gerektiğini gördüm. Ama asetonum 2 gün önce bitti. İşin yoksa diğer banyoya git.
Annemin asetonunu kullanmak için banyodaki dolabı aramaya koyuldum. Kapağı aç.. Bakalım. Hmm.. Burda yok. Diğer kapağı aç.. Burda da yok. Çekmeceleri karıştırmaya başladım. Alttan 2. çekmeceye geldiğimde kalbim duruyor sandım. Bu da ne? 1, 2, 3, 4, 5, 6. Altı tane tahlil tüpü. Bunların burda ne işi var? Ah. Tanrım. Midem.. Çekmeceyi kapatıp dışarı çıktım. Asetonu bulamamış olmam umrumda bile değildi. Tek sorun banyomuzdaki çekmecede 6 tane kan dolu tüp vardı. Sakinleştim.. Annemi aradım.
Dıııt.
Dııııt.
''Alo tatlım?'' Sesi endişeli geldi.
''Anne?'' Acaba sesimden bir şey olduğu anlaşılıyor muydu?
''Bir sorun mu var bebeğim?'' Sorunun cevabını biliyormuş gibi bir izlenim verdi. Amaan Maria. Altı üstü 6 tane tahlil tüpü gördün ne var bunda?
''Hayır annecim. Asetonumuz bitmiş gelirken alabilir misin?''
''Ah Tanrım. Tabi ki alırım.'' Sesinde rahatlamış gibi bir hava vardı.
''Seni seviyoruum.''
''Seni seviyorum bebeğim.'' Telefonu kapattı.
Bunu babama soracaktım. Anneme değil.
Yukarı çıktım. Odama girdikten sonra kapıyı kilitledim. Mp3 çalarımı çıkardım ve kulaklığımı taktım. Son ses müzik dinleyerek kitap okudum.
(...)
Ohoo. Tam 1 buçuk saattir kitap okuyorum. İyi miyim ben? Bakıyım ateşim felan var mı? Yoo gayet iyiyim. Hemen kulaklığımı çıkardım kapını kilidini açıp aşağı indim. Annem ve babam çoktan gelmişti. Angela da.
''Hoşgeldiniiz.'' Neşeli gibi görünmeye çalışıyordum ama hiç keyfim yoktu nedense.
''Hoşbulduk canım.'' Babam keyifli görünüyordu.
''Hoşbulduk abla.'' Seni bücür. Annemin ve babamın yanında bana iyi davranma.
''Hoşbulduk tatlım.'' Annemin de sesi babam gibiydi. Neşeli görünüyorlardı.
''Abla bugün annem ve babam beni okuldan aldılar. Servisle gelmedim.''
''Aa ne şahane tatlım. Hepiniz çok neşeli görünüyorsunuz. E artık beni de aranıza alırsınız.'' Aralarına doğru zıplaya zıplaya koştum. Hepimiz 3 lü koltuğa sığmıştık.
Babama baktığımda o da bana bakıyordu. Acı çeker gibi bir ifadesi vardı. Zaten hep öyleydi ama bugün fazla bir değişik. Annem de tıpkı onun gibi. Sanki vücutlarına küçük küçük iğneler batıyormuş gibi ifadeleri vardı hep.
''Babanla uzun zamandır kampa çıkmadık. Bu haftasonu başbaşa kamp yapmaya gidiyoruz. Siz de arkadaşlarınızla planlar yapabilirsiniz.'' Heyecanlı görünüyordu. Söylerken bile gözleri parladı.
''Pekala. Bu çok güzel bir haber.'' Artık sorumu sormak istiyordum ama herkesin içinde sormak da istemiyordum. Babamla yalnız kalmak istedim.
''Ben bi elimi yüzümü yıkayıp geleyim. İsterseniz televizyona DVD yerleştirin. Güzel bişey olsun.'' Yukarı çıktı.
''Ben de telefonumu yukarıda unutmuşum onu alıp geliyorum filmi ikiniz seçebilirsiniz benim için farketmez.'' Babamla yalnız kalmak için bu yalanı söylemek zorundaydım. Umarım annem cebimde telefon olduğunu görmemiştir.
Yukarı çıktım. Babam banyoya girmeden durdu. Sanki ona bir şey söyleyeceğimi biliyor gibiydi. Durdum. Sorumu sormak için hazırlanırken babam sessizliği bozdu.
''Canım, bir sorun mu var?'' Sesi titremişti.
''Ah hayır babacım. Bir şey soracaktım.'' Soru soran gözlerle baktım. Çok merak ettiğimi bilmesini istemiyordum. Ses tonumu buna göre ayarlamıştım.
''Tabiki?''
''Banyomuzdaki çekmecemizde 6 tane kan dolu tüpler var. Neden orda olduklarını sormak istedim bi sakıncası yoksa.''
''Ah tabi ya.'' Durdu. Ne söyleyeceğini toparlıyor gibiydi. ''Onlar bir hastamıza ait. Başka bir doktor onunla ilgileniyor. Kendisi benden rica etti ve ben de bir kez daha tahlillerini raporlamak amacıyla tüplerini eve getirdim. Kendi laboratuvarımda incelemek için.'' Güldü. ''Hastanedeki en iyi doktorun ben olduğumu düşünüyor.'' Gülmesi durdu. ''Garip.''
''Anlıyorum. Ben de öylesine merak etmiştim çekmecede görünce..'' Merakım geçmişti zil çalıp oynamak istedim.
''Olur da laboratuvara girerseniz kendinizi kötü hissetmeyin istedim ve orayı bir saklama yeri olarak kabul ettim.'' Tebessüm etti. ''Ama işe yaramamış.''
''Boşver babaa. Ben artık kocaman bir kızım. Kandan korkmuyorum.'' Yalan söylediğim belli olmuyordur umarım.
''Ah biliyorum tatlım. Hadi aşağı in. Annene 5 dakikaya orda olduğumu söyle.'' Sesi keyiflenmişti bir anda. Banyoya girdi.
Ben de aşağı indim. Annem bana bakıyordu. Yüzüne sahte bir gülümse takındı ve konuştu. ''Londra Nehri'ne karar verdik. Senin için uygun mu canım?''
''Tabiki güzellik. Ne olursa izlerim keyfim yerinde.''
(...)
Filmin 8. dakikasında gözlerim kapanıyordu. Uykum gelmişti. Filmden gelen sesler bana ninni gibi geliyordu.
''Aferin, aferin, aferin. Sen bugün çok yedin yeter artık.'' Kadın atlarla konuşuyordu. Saçma geldi.
(...)
Uyandığımda film hala bitmemişti. 32. dakikadaydık. Annemle babam pür dikkat filmi izliyorlardı. Angela burda yoktu. Odasına çıkıp uyumuş olmalıydı. Filmde görmediğim bir adam kayıp ilanına bakıyordu. Merak edip biraz izledim ve sonra ben de odama çıkıp yatmaya karar verdim. Annemle babam hep geç saatlerde yatarlar. Kolay kolay uykuları gelmez.
''Ben yatmaya çıkıyorum. Size iyi seyirler.'' İkisini de yanaklarından öptüm.
''İyi geceler tatlım.''
''İyi geceler canım.''
Odama çıktım. Banyoma girip dişlerimi fırçaladım. Banyodan çıktıktan sonra geceliğimi giydim, ışığı kapatıp gece lambamı açtım ve yatağıma girdim. Aklıma Kevin geldi. Acaba neden kendini beğenmiş davranıyordu. Kimseye pas vermiyordu. Yani zaten kimseye pas vermesin. Ama benle ilgilensin. Sonra durdum ve kendi kendime konuştum. ''Kevin'i mi düşünüyorum şimdi ben. Tanrım. Olcak iş değil.'' İlk defa böyle hissediyordum. Kevin aklıma geldiğinde karnıma ağrılar giriyordu. Böyle olmamalıydım. Ondan hoşlanıyor muydum? Ya aşık olursam? Aman tanrım. Tehlike çok yakında gibi hissediyorum.
Saçma sapan şeyler düşünürken uyuyakaldım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampirlikle İmtihan
VampirosMaria sessiz ve sakin bir kız. Anne ve babası da tıpkı onun gibidir fakat onların gerçek yüzünü Maria da dahil kimse bilmiyor. Onlar dünyanın en tehlikeli iki vampiri. Maria bazı anormallikleri farketse de annesi ve babasının vampir olabileceği düşü...