Parti

169 8 2
                                    

Tanrım. Bugün okul çok sıkıcı.

Yarın annemle babam kampa gidiyorlar ev boş. Geçende yaptığım gibi arkadaşlara takılıp kulübe mi gitsem.. Yanlış hatırlamıyorsam son kulüpten çıkışımda bir daha oraya gitmemek için yeminler etmiştim. Siz de sarhoş olan 4 arkadaşınızı zar zor kaldırıp arabaya taşıdıysanız, ve arkadaşlarınızdan birisi de 108 kiloysa gerçekten ne demek istediğimi anlamışsınız demektir.

Evde parti vermenin fena bir fikir olmayacağını düşündüm. Sonra kendimi derse verdim. Tıbbi Biyoloji dersini seviyordum. Hoca haricinde. Bayan Barbara nın bana olan bu gıcıklığı nerden gelme bilmiyorum. Ben de kendisine bayılmıyorum zaten keşke bunu yüzüne söyleme fırsatım da olsaydı. Yüksek topukluları ve boyunun uzunluğu diz kapağını biraz üstüne kadar gelen siyah kalem eteği, üzerinde de siyah şık bir ceket vardı. Saçlarını herzamanki gibi özenle toplamıştı ve her gün yaptığı gibi suratına bir kilo iki yüz gram makyaj yapmıştı. O makyajın altındaki simayı da çıkarsan keşke güzelim.

Bayan Barbara'nın anlattıkları bana ninni gibi gelirken göz ucuyla Kevin e baktım. aramızda 3 gurup sıra vardı. Pür dikkat Bayan Barbara'yı dinliyordu. Baktığımı farketmiş olacak ki o da bana bi bakış attı. Sert bi bakıştı. Ne yalan söylim korktum.

Önüme döndüm. Kalemi elimde o yana bu yana çevirirken zil çaldı. Grup başkanı Robert ı yanıma çağırdım ve evde alkolsüz parti vereceğimi söyledim. Sınıfa duyurması için ricada bulunurken Kevin geldi.

''Nasılsın?'' Ne Robert'a ne de bana bakıyordu. Bana mı sormuştu acaba? Yok canıım.

''İyiyim dostum sen?'' Omzuna dostça vurdu. Robert ın verdiği cevapla bir kez daha Kevin in benimle ilgilenmediğini anladım. Demekki ona sormuştu.

''İdare eder.'' Dalgındı. Bişeye morali mi bozulmuştu acaba? Kıyamam ben sanaa. Gel sarıl.

''Konuştuğumuz gibi Robert.'' Gülümseyip göz kırptım.

''Merak etme Maria. Emin ol süper olacak.'' O da gülümsedi. Birbirimize baktık.

Kevin in gözlerini üzerimde hissettiğim an dönüp ona baktığımdaysa yanılmadığımı farkettim. Bana bakıyordu. Acı çeker gibi bi ifadesi vardı. Acı mı, sinir mi, iğrenme mi anlamadım. Gözlerinin rengi koyu maviydi. Ah tanrım. Gözleri çok güzeldi. Gözlerini çevirdikten sonra siyah saçlarını düzeltti. Bugün de saçının önünü jöleyle kaldırmıştı. Bi kaç gündür gördüm fakat herzamanki gibi cazibesi herkesi etkiliyordu. Beni de tabii. Robert Kevin le gözgöze geldiğimizi farketmiş olacak ki Kevin in koluna girip konuşarak çıktı.

''Maria evinde par..''

Yaşasın. Süpersin Robert. Ah Kevin de gelse ne güzel olurdu. Okulda sıradan görünümümle değil de parti elbisemle, makyajımla..

Herkes sırasına oturdu. Yanılmıyorsam Biyokimya dersine giriyorduk. Robert sınıftakilere sesleniyordu. Herkesin bir dakika kendisini dinlemesini rica etti. Herkes pür dikkat Robert a bakıyordu.

''Maria yarın akşam evinde parti düzenliyor.'' Yanıma geldi. Parmak uçlarını avucunun içinde birleştirip ağzıma yaklaştırdı. ''Acaba partiyi kaçta düzenlemeyi düşünüyorsunuz Maria Hanım?'' Güldü. Bi anda ben de güldüm. Demek ki bu saçma hareket mikrofon manasındaymış.

''Mm. 9 da hazırlıklarımız tamam olur.'' Herkes bana bakıyordu. Yanaklarım umarım kızarmamıştır. Herzaman yanaklarımın beni ele vermesinden nefret ediyordum.

Herkes ''Party Time!'' diye bağırdı ve sınıf kendinden geçti. Herkes başıma toplanmıştı. Tabiki Kevin hariç. Ona baktığımda bana bakıyordu. Bu çok garip bi duygu diye geçirdim içimden. Hoşlandığınız birine baktığınızda, onun zaten size bakıyor olduğunu görmek. Kalbime yerinden çıkacak gibiydi. Yanımdakilere döndüm.

Vampirlikle İmtihanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin