Bölüm 3 🔥 İblis

1.3K 95 1
                                    

Multimedia da Conan var .

Keyifli ve iyi okumalar...

Hızlı bir şekilde yemekhaneye girdim . Kapıyı sert açmamdan dolayı herkes bana bakıyordu . Bazıları tekrar yemeğine dönerken bir kısmı ise hala bana bakıyordu. 

Onlara aldırmadan direk yemeklere baktım . Sonunda bugün yenilebilecek şeyler vardı . Köfteyi  ve  patates cipsiyi tabağıma doldurdum ve herhangi bir masaya geçip oturdum . Sonunda midemde  bayram edecekti . Çatalımı alıp başlayacakken masama bir yumruk  indi . Bu densizin kim olduğunu çok merak ediyordum . Bunu yapmak   büyük bir cesaret isterdi. Kafamı kaldırdığım an Matthew '  i gördüm . Aslında Matthew gibi aptal biri de yeterliydi.

Matthew buraya benden 1 sene önce gelmişti . Burada ki kuralları çok iyi bilen ve beni tanıyanlardan biriydi. Gel gör ki Matthew' i pek sevmezdim. Yanındaki adamlarına bir işaret verdi, onlarda etrafımı sardılar . Matthew " Vay vay vay! Bakın burada kimler varmış . Buraya teşrif etmeniz ne kadar güzel iblis avcısı. " dedi ve çirkin gülüşü yüzünde yayılırken beyaz dişleri gözükmeye başladı.

İstesem hepsini öldürürdüm ama şu an çok yorgundum . Sonuçta ben iblistim   . Bana öyle derlerdi. Burada çoğu kişinin lakabı vardır . Lakap bir insanın ruhsal veya fiziksel özelliğidir . Ön plana çıkan bu özellik lakabı gibi görünür ama aslında onun bir bütünüdür . Mesela hırçın ve göz alıcı olmasından Ashley ' a siyah panter derler . Bana iblis demelerinin sebebi ise acımasız olmam.

Acımasız olmak sadece başkasına karşı değil, kendine karşı da olursan işte o zaman sen acımasız olursun . Ne kadar derlerse de kraliçe acımasız diye ben buna katılmıyorum . Kraliçe kendi aleyhine olacak hiçbir şey yapmaz. Peki ben ? Kaybedecek bir şeyim yok . Bu yüzden hiç acımadan kendimi kesip biçebilirim . İşte bu bir acımasızlıktır . Çoğu kişi buna vahşice desede değil.  Eğer kendine acı veriyorsan insanları anlarsın. Ben de bunu yapıyorum . İşte bu yüzden lakabım iblis .

Matthew burada ki diğer avcılardan biriydi . Güçlü biriydi . Grubuma katılmak için herşeyi yapmış ama girememişti. Matthew çok hırslı biriydi . Hırs birini en fazla nereye kadar götürebilir ki? Onu içten içe kemirir ve yok ederdi .

Hırsı kontrol etmeye çalışırsın ama edemezsin . Hırs senin kontrol ettiğini sanmanı sağlar . Oysaki hırs, seni çoktan ele geçirmiştir . İşte Matthew' i bu yüzden almamıştım . Hırs, öfkenin ve azmin ileri bir seviyesidir . Matthew hırsa teslim olmuş biriydi . İstediğini elde edene kadar durmazdı .

Matthew 'i bu yüzden dahil etmemiştim gruba oda kendi grubunu oluşturmuş ve hepsini azılı birer  köpeğe  çevirmişti . Öldürmeyi zevk meselesine getirmiş aç köpeklere .
Matthew' e cevap vermediğim için tekrar sertçe masaya vurdu ve " Ne oldu iblis dilini mi yuttun? " dedi .

O ve yanındaki ucubeler kahkaha atmaya başladı. O sırada bize doğru  yaklaşan ayak sesleri duydum. Yüzünü görmemiştim ama kim olduğunu tahmin ediyordum . Brandon , Matthew ' in arkasından gür bir şekilde " Bir sorun mu var Olivia? " dedi. Her kelimeyi ayrı ayrı bastırarak söylemişti . Tehditkar sesi yemekhaneyi dolduruyordu .

Matthew, Brandon' a döndü. İkisi de derin soluklar alıyor ve vermemek için yemin ediyorlardı sanki . Matthew, Brandon 'a göre daha çelimsiz kalıyordu . Öyle de olmalıydı .

Geniş omuzları , iri vücudu , kasları ve uzun boylu olma avantajını gayet iyi kullanıyordu . Kömür gibi gözleri vardı . Yalnız Brandon çok sessizdi. Gerekmedikçe konuşmaz , boş sohbetlerden uzak dururdu .

Brandon tam bir koruyucu melekti . Aslında bu dev gibi adama melek demek ne kadar tuhaf gitsede Brandon asla duygularını söküp atmamıştı . Balta kullanmakta ve centilmenlikte usta olan bu adam benim favorimdi.  Zaten bu kadar kalıplı olmasa o baltaları asla kullanamazdı . Brandon ile  Matthew önceden de anlaşamazdı.

İBLİS AVCISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin