Bölüm 24 🔥Abby

395 37 0
                                    


Keyifli okumalar...

Samuel bizi çadırın yakınında olan bir eve getirmişti.  Daha doğrusu iki ev. Ağaçların tepesine kurulmuş, tek odalı bitişik iki ev. İkinci eve geçiş için ortak bir kapı vardı. Bu evlerden karşı eve geçmek için de uzun bir köprü vardı. İlginç bir mimari yapısına sahipti bu yer.

Köprü tarafındaki evde kızlar diğer bitişik olan evde ise erkekler kalacaktı. Ağaca tırmanmak zordu fakat yukarıdan manzara müthişti. Her ne kadar basamak yapsalar da bir süre sonra dallardan tutunarak çıkıyordun. Güzel ama meşakkatli. Herkes dinlenmek için odalara çekilmişti. Kızlar yorgunluktan yatmıştı. Benim bir türlü uykum gelmiyordu. Zaten yatasımda yoktu. Uykuyu hala sevmiyordum.

Kızları rahatsız etmeden küçük evden çıkıp köprüye geçtim. Bacaklarımı köprüden aşağıya doğru sarkıttım. Yukarıdan elfler daha tatlı duruyorlardı. Gözlerimi kapatıp sakin bir dakikayı kucakladım. Köprü hafifce sallandığında gözümü açıp kafamı misafir odasına çevirdim. Carl köprünün başında durmuş ayaklarına bakıyordu.

Sol elini ensesine doğru götürmüş karar vermeye çalışır gibi bir hali vardı. Kafasını kaldırıp beni gördüğünde yakalandığını anlayıp yanıma geldi. O da benim gibi ayaklarını köprüden sarkıtıp gözlerini  kapattı. " Burası çok güzel ve temiz bir havası var." gözlerini açmadan konuşmaya devam etmişti. "Tıpkı annemin dediği gibi. Burayı görmek, tekrar yuvasına geri dönmek çok istiyordu." gözlerini açıp yeşil gözlerini benim mavi gözlerime kenetledi.

Ben, onun gözlerini geç yüzüne dahi bakamıyordum. Kafamı çevirip, hafif bir şekilde eğdim. " Carl, ben çok üzgünüm. Eğer zamanı geri alabilseydim, seni, babanı, anneni korumak için elimden geleni yapardım. Hiç bir kelimem, hiç bir cümlem hatamı telafi etmez biliyorum. Bana kız, bağır her şeyi yap. Sana bir şey diyemem çünkü haklısın. Ama ben küçüktüm Carl. Sadece 15 yaşındaydım.

Bana ne emrederlerse yapmak zorundaydım. Ben elimi kana çok küçük yaşta bulaştırdım. Karşı çıkmamın cezasıydı bu. Bir daha yapamadım Carl. Karşı çıkamadım. Keşke yapsaydım diyorum kendime. Çok pişmanım. Seni her gördüğümde babanı hatırlardım. Tıpkı onun gibisin. Sadık ve asaletli. Ama ben söyleyemedim. Seni, anneni kaybetmekten korktum. Hatamı saklamaya çalışıyordum. Ben çok aptalım. Nereye kadar saklayabilirdim ki? Yakalandım işte. Keşke söyleseydim size gerçeği. Beni af etmeni  beklemiyorum. Sadece sana açıklamak istedim. Özür dilerim, Carl.  " kendimi tutamamıştım. Ağlamaya başladım.

Bağırmak istiyordum. Ama yapamıyordum. İçimde kocaman bir fırtına vardı. O koca fırtına her bir damla düştükçe küçülüyordu ancak bitmiyordu.

Carl çenemden hafifce tutup kendisine bakmamı sağladı. Eliyle göz yaşımı silip, elimi tuttu. "Annem seni çok severdi. Senin yolunu daima gözlerdi. Eğer babamı öldürdüğünü biliyorsa neden seni seviyordu? Neden merak ediyordu? Bunu düşündüm yol boyunca. Sanırım cevabı da buldum. Seni seviyordu çünkü senin başka çaren yoktu, tıpkı onun ölümü seçmesi gibi.

Seni merak ediyordu çünkü doğruyu bulduğunu, biliyordu. Senin için endişeleniyordu çünkü sen sevgisiz büyümüştün, sen annem için bir katil değil, sevgiye aç bir kız çocuğuydun. Duyduklarımı, gördüklerimi sindirmem biraz zaman alacak biliyorum ama ben seni asla bırakmayacağım. Sen benim daima kurtarıcım olacaksın. Sadece ikimiz için biraz zaman gerek. Bırak kendini Olivia, zaman yaralarımızı sarsın. " elime bir göz yaşı düşmüştü.

Carl ' dan düştüğünü sanıyordum fakat benden düşmüştü. Ben ilk defa rahatça ağlıyordum. Carl' a sarıldım. Bayan Luce gerçekten harika bir anneydi. Biz de onun çocukları. Carl tekrar elimi tuttu. Ben başımı Carl 'ın omzuna koydum. Uzun bir süre öyle kaldık. Sonra Carl dinlenmek için odaya gitti. Ben de odaya gidip Linda' nın yanına uzandım.

Linda hafifce gözlerini aralayıp bana baktı. Gülümseyip sarıldı. " Carl ile arayı düzeltiğinize sevindim." Linda gözlerini sıkıca kapatmış, gülüyordu. Onun bu hali yaramaz bir çocuğu andırdı bana. Bu haline tebessüm ettim. İçimden bende sevindim Linda bende deyip gözlerimi kapattım.

                           *******

Emily ' nin çığlığıyla herkes ayaklandı. Uykunun verdiği sersemlikle ne olduğunu kavramaya çalışıyorduk. O sırada oğlanların kaldığı odayla birleşik olan kapı açıldı ve bütün oğlanlar içeri daldı.

Herkes Emily' nin başında ki uzun boylu, uzun gümüşse çalan beyaz saçlara sahip elfe baktı. Yüzü buranın geleneklerine göre boyanmıştı. Mahcup bir şekilde bize bakıyordu. "Günaydın." yaptığı hatayı toparlamaya çalışıyordu. Bize gülümsüyordu. Gerçekten normal bir günüm olmayacak mıydı?

Ben ayağa kalktım ve elfin önünde durdum. "Sen de kimsin? " elfin yanakları kızarmıştı. Utandığı belli oluyordu. " Adım Abby. Samuel 'in kız kardeşi ve aynı zamanda buranın yöneticisinin kızıyım." elfi baştan aşağıya süzmüştüm. Oldukça güzel bir elfdi. Uzun ve ince bacakları vardı. Çekici hareketleri ve yumuşak sesiyle herkesi büyülemeyi başarmıştı.

" Pekala Abby, burada ne işin var?"  adının Abby olduğunu öğrendiğimiz elf yüksek bir sesle yutkunarak " Şey burası benim yaşadığım bir yer. Yani elfler diyarı olduğuna göre burada yaşamam gayet mantıklı bence." lafı geveleyip duruyordu. Ben sinirlenmeye başlamıştım ki Conan erkeklerin arasından sıyrılıp yanıma geldi. Beni hafifce kalçasıyla itti. " Ah güzel bayan elbette burada yaşadığınızı  biliyorum. Ekip arkadaşımızın demek istediği bu misafir odasında ne işiniz var?" deyip sırıtmaya başladı.

Ne olacak her zaman ki Conan. Abby, Conan 'ın bu sırnaşık hareketlerinden şımarmış, saçını geriye atmıştı. Bu iğrenç cilveleşmeye son vermeliydim." Abby sorumun cevabını alamadım. " Abby, Conan 'dan bir adım geri gidip bana döndü.

"Şey aslında buraya iblis avcısını görmeye geldim. Yani seni. İnan bana burada benim yaşımda ki herkes seni çok merak ediyor. Burada olduğunu öğrenince hemen geldim. Merak işte. Görüp gidecektim. Ama şu çekik şey birden bağırınca olanlar oldu tabi." diyip Emily 'e baktı. Emily ayağa kalkıp elfin  önünde dikildi. Boy konusunda bahtsız olan Emily, Abby' nin boyuna yetişmek için için ayaklarını kaldırsa da pek eşitleyemedi.

Conan, Emily 'nin yanına gidip onun bacaklarından tutup, kaldırdı. Boyları eşitlemişti." İşte şimdi oldu." Conan cümlesini bitirdiğinde herkes gülmeye başladı. Emily, hiç kendini bozmadan Conan' a biraz daha kaldırmasını söyledi. Abby' den uzun olduğu zaman o da güldü.

Sonra tekrar ciddi ifadesini takınıp "Seni hiç sevmedim." dedi ve Conan 'a indirmesini söyledi. İnip yanıma geldi. Şu an beni mi koruyordu Emily yoksa kıskanıyor muydu? Anlamadım. Sadece gülüp geçtim. Abby, Carl ve Daniel' a dönüp bir süzdü. Gözleri Daniel 'da takılı kaldığında biraz öfkelenmiş olabilirim.

Ashley, Daniel' ın önüne geçip " Evet Abby, madem geldin o zaman bizi karnımızı doyurabileceğimiz  bir  yere götür." dedi. Abby başıyla onayladı ve evden teker teker aşağıya doğru indik.

     
                                *****

Bölümümüz hayırlı olsun. Arkadaşlar multimedia da Abby var. Beğenmeniz dileğiyle. Bu arada herkesin Ramazan Bayramı kutlu olsun.

İBLİS AVCISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin