5 Kasım
yollarda..
bindiğim binbir çeşit insanın olduğu takside,
şu bahsettiğim bitmeyen caddede;
düştün.
düştün aklıma.
Pilavcının arkasındaki taburelere oturdum. Açtım galiba. Yoksa bir pilav bu kadar güzel kokamazdı.
Oturdum..
Pilav simsiyah oldu; çeneme kadar simsiyah.
Çevremi bulanık bakıyorum, bakamıyorum..
Ağız dolusu kahkahalarla ağlıyorum.
Gülüyorum evet
ağlıyorum da...
'Sırlarım var...' yine güneş kadar ısıtacak bir gülümseme.
Derince bir nefes..tut. ve o 'an'...
Günlerce anlatılsa bile bitmeyecek sırlar, iki kelimeye sığdı.
Toplayıp milleti şarkılara dökülen sırlar, kömür sakallarının arasından dökülüyordu şimdi.
Koca bir nefes..tut...
Pilav mefta.
Arkasından içtiğim sigaranın keyfi paha biçilemez.
Sildim yüzümü; elimin üstüyle. Belki de üzülmiyim diyeydi ağzından dökülen sırları. Böyle bir geceydi işte. Ciğerlerimin rengi belli; kanatlarımında öyle. Sonuna yaklaşılan bir aşk...
Dayanma gücünü, adamın özenle yaratılmış sesini aklına getirdikçe tazeleyen bir kadın; ve anı yaşayan muhteşem bir adam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖMÜR SAKAL
PuisiBir bar hikayesi. Kadının parmak uçları karıncalandığı sırada ağzından dökülen iki kelime; 'Kömür Sakal'... Hırıltılı sesiyle kadının kasıklarını uyuşturan, kendini şarkılarla anlatmaya çalışan, akrep burcunun bütün özelliklerini ustalıkla taşıyan...