Yup, Touch'a da bir bölüm geldi. Biraz daha düzenli gibi artık. Ah, bölümden şaşırabilirsiniz ama yakında öğrenirsiniz.
YN: Medyada "Heathens" var, bölüme uyacağını düşündüm. (Artık nasıl bir bölüm siz düşünün, ehehehe.)
Keyfi şimdilik fena olmayan yazarınız,
⚜ Miss Mulgogi ⚜➼♪♫♬♪♩♫♬♪♩♫➼
Eunhyuk'un yanımda kıpırdanan bedenine bakarken hala figürün onda olmasına anlam vermeye çalışıyordum. Neden ondaydı?
Esneyerek gözlerini açtı ve gülümsedi. "Uyanmışsın."
Gülümsemesine karşılık veremedim. "Eunhyuk... sen gerçekten de, kimsin?"
Eunhyuk'un gülümseyen yüzü solarken yatakta doğrularak oturdu. "Ne demek istiyorsun?"
Oyuncak figürü ona gösterdim. "Bunun sende ne işi var? Benden ne saklıyorsun?"
"Hiçbir şey. Onu yerine koy." Eunhyuk sorumu cevaplamak yerine elimdeki oyuncağı almak için ileri uzandı ama vermedim. "Sana karşı sinirlenmek istemiyorum."
Kaşlarımı çatarak ona baktım. Göz göre göre sorumu umursamazdan geliyordu. "Sana bir soru sordum. Bu zaten bana aitti."
"Hayır." dedi sert bir tonda. "Onu bana vermiştin, bana ait. Zaten hiçbir şeyi hatırlamıyorsun."
"Anlat o zaman!" diye bağırdım. "Bunun... ne kadar kötü bir duygu olduğunu bilmiyorsun!"
"Sen de unutulmanın ne kadar kötü olduğunu bilmiyorsun, değil mi?" diye karşılık verdi Eunhyuk. "Hastanedeki günlerinin hepsini kafandan sildin değil mi? Eminim sadece Siwon'u hatırlıyorsundur."
"Hastane de ne demek-" derken lafımı kesti.
"Hala ona karşı hislerin mi var? Gerçekten bu kadar güçlüler mi?" diye sordu. "Ah, asıl hata sana kanan bende. Bu kadar ümitsizce yanımda olmanı istemem rezil bir durum. Keşke en başında bana hiç öyle davranmasaydın."
"Eunhyuk." Ellerimi Eunhyuk'un yüzünün iki tarafına koyarak sakinleşmesini bekledim. Neden sinirlenmişti bilmiyordum ama istemsizce kendimi hatalı hissettiriyordu. "Ne tür bir ilişkiden bahsettiğini bilmiyorum ama Siwon ile benim aramda seninle yaşadığım şekilde bir ilişki yoktu, olmadı."
''Sana inanmıyorum.'' dedi net bir şekilde. ''Gördüklerimden sonra, inanamam.''
Ne görmüştü ki? Bundan yorulmuştum.
Konuşmak üzereydim ki ''Kim olduğumu mu bilmek istiyorsun? Öyleyse sana yardım edeceğim.'' dedi ve kıyafetlerini üstüne geçirmeye başladı. ''Üzerini giyin, üşüyebilirsin.''
➼♪♫♬♪♩♫♬♪♩♫➼
Eunhyuk'un arabasına binip hareket edeli neredeyse yarım saat olmuştu. Kafasından ne geçtiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Telefonumdan gelen titreşimi duyunca ekranı açıp yeni gelen mesaja baktım. Leeteuk'tandı.
Her Şeyime Karışan Hyung: ''Donghae, evinin önündeyim. Sen neredesin?''
''Evde değilim, bir şey mi oldu? Mesaj atmak yerine genelde ararsın.''
Her Şeyime Karışan Hyung: ''Telefonda anlatabileceğim bir şey değil.''
Başımı iki yana salladım. Leeteuk hyung en son bu şekilde ciddileştiğinde iyi şeyler olmamıştı.
''Hyung, sorun nedir?''
Her Şeyime Karışan Hyung: ''Sen önce neredesin onu söyle.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOUCH
FanfictionKariyerinin zirvesinden yere çakılan biri için geri dönmek ne kadar zor olabilirdi? Cennetinden kovulmuş bir meleğin, geri dönmek için kırılan kanatların yerine başkasının kanatları kullanması işe yarar mıydı? Lee Donghae, hızla parlayan şöhretini...