4.BÖLÜM

24 2 0
                                    

Bazen en korktuğun şey en çok olmasını istediğin şeydir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
İşte o duygular, kötü ve yalnız hissettiğin duygu. Tarif edilemez bir acı gibi. O iz hayatta gitmeyecekti. Biraz yürüdükten sonra düşündüm. Ben buraya nasıl geldim ?. Beynimi zorluyorum fakat nasıl geldiğimi bir türlü hatırlayamıyorum. Boşverip tekrardan ilerlemeye devam ettim. Sokakta insanlar tek tük geçerken öyle birisini gördüm ki beynimden vurulmuşa döndüm. BABAM?!?. "Baba!" die bağırarak babamın yanına gittim. Bana arkası dönüktü. Annem ile konuşuyorlardı. Babama tam dokunacaktım ki ondan duyduğum kelimeler benim duygularımı tuzla buz etti. O kelimeler beynimde dönüp duruyordu.
"BESTE ASLA EVLATLIK OLDUĞUNU BİLMEMELİ!"
                          ~~~~
Bir hışımla ayağı kalktım. Bütün, bütün o gördülerim rüyamış. Ama sanki olayların hepsini gerçekten yaşıyormuşum gibi hissettim. "Sonunda be! Bir uyanamadın kış uykusuna yattın die korkuyordum kuzum. Git üstünü hemen deiştir çok terlemişsin." Anneme baktım ve hızla ona sarıldım. Annem ilk afalladı ama sonra oda kollarını bana sardı. "Hayırdır kız sabah sabah anneye sarılmak." anneme iyice sokuldum. "Kötü bir rüya gördüm hepsi bu. Ne olduğunu sorma,boşver."

"Peki." dedi ve kollarından çıktım. Hızlıca üstümü giyindim ve son rötuş olarak hafif makyaj yaptım. "Anne ben çıkıyorum."

"Nereye?"

"Dışarı."

"Sebep?"

"Beynime oksijen gitsin die."

"Olmayan beynine mi ?" işte şuan ölmek istiyorum.

"He-he olmayan beynime. Okula gidiyorum sanki bilmiyorsun. Hadi görüşürüz anacığım."

"Görüşürüz kuzum."

Hızlıca okula doğru gittim hem ıslık çalıyordum hemde ayaklarımı birbirine tokuştura tokuştura gidiyordum biraz farklı ve tuhaftı ama hoştu.

Okula varınca ıslık çalmayı bıraktım ve ayaklarım artık bibirine değmeden düz bir şekilde hareket ediyordu. Diyorum ki acaba hayatımda biraz aksiyon mu olsaydı

Sonrada keşke hayatımda daha az aksiyon olsaydı derdin ama.

Bana bak iç ses. Sen ne anlarsında oradan bık bık ediyorsun ? Ötme.

Yalansa yalan de

Yalan.

Yalanına tükürsünler. İnşallah en sevdiğin şarkı Tv'ye çıkmışken ezan okunur.

Tövbe de lan.

Aminn.

İpne. (-.-)

İç sesimle olan savaşım bitmişken Mirayı gördüm. Mira hızla yanıma koştu.

"Gü-nay-dınn ponçikellam!" ister istemez insan gülümsüyor yanında, bende dahil. "günaydın bebem."

"Ha?"

"Eben diyorum kanka, nasıl ? İyimi bari ? "

"Yok kanka ya ilk iyidi sonrada kötü olmuş." diyerek dudak büzdü. Bende suratımı büzüştürdüm ve dudağına hafiften vurdum. Kendisi yavru köpek bakışı atmaya çalışıyor ama olmuyor onun yerine surat ifadesi aslında 'beni orongutan doğurdu' demesi gibi birşey. Tabikide öyle bir surat ifadesi var. Ama mirada ne tatlı oluyor deil mi (!) "hadi gidelim yavru orangutan."

"Sana çekmişim."

"Lütfen espri yapmaz mısın artık ? Tabi buna espri denirse."

"Tamam ve bu espri deil laf sokma."

"Kızlarr!" diyerek Barlas koluma girdi beni 360° döndürdü sonra arkama saklandı önüme baktığımda Çağanda hızla yanımıza geldi ve Barlasa vurmaya çalıştı. Ama vuramayınca hemen Mira'nın koluna girdi ve sandalyeye oturttu kolunu çekti cebinden telefonunu çıkardı ve telefonunu kurcalamaya başladı. Mirada cebinden çikolatasını çırkartıp onu kemirmeye başladı. "Otur sende be" diyerek sandalyeye ittim. Biraz sert olsada oturmuştuya ona bakayım ben. Sonradan yanına oturdum. "Kıçım acıyor!" die bağırınca ben bıyık altından gülümserken Mira ile Çağan resmen anırak bile deil kişneyerek gülmeye başladılar. Sonradan bir tane erkek geldi yanımıza. İlk bana ve Miraya baktı sonra erkeklere gözlerini kısarak baktı. Benim yanıma oturdu. "Selam fıstık beni hatırladın mı?" ya şey bu hani ben şey yapacam die şapkasını almıştım. "Evet." dedim ve gülümsedim. Bu aralar gülümsemeler arttı ama iyi bir şey diye algılıyorum bunu. Barlas kolunu omzuma attı. Hıhh?? Barlas. Attı. Kolunu. Omzuma.
Noluyoruz lan ? "Adımı söylemeyi unuttuğumu hatırladım. Adım Yağız Akay" elini uzattı. "Beste Soydan" diyerek nazikçe elini sıktım. Barlasa 'yardım et' bakışı attı ilk 'ne halin varsa gör' die baktı. Sonradan konuşmak için ağzını araladı. "Merhaba bende Beste'nin sevgilisi Barlas."  sevgili kelimesini üstüne basa basa demişti

"Ha?" böyle kurtaracaksa hiç kurtarmasın . Aslında yakışıklı bir çocuk neden uzak durmak istedim bilemiyorum. "Çocukda memnun oldum diye Barlas'ın elini sıktığını gördüm. Yalnız birisinin eli kırılıyor galiba. Sağ elimle Yağızın bileğini sol kolumlada Barlas'ın bileğini tuttum ve ayırdım. Barlas kimseye çaktırmadan elini sallıyordu. Bu dangalağın elini gidiyormuş anladım. "Neyse hadi görüşürüz." diyip bana göz kırptı ve gitti. "Ben bu çocuğa dalarım."

"Hayırdır çağan sana n'oluyor ? Sahtede olsa ben onun sevgilisiyim Ben gebertirim onu." dedi ve kahkaha attı.

"Aslında ikinizde deil. Bestenin kendisi gayet iyi bir dalar birde yer dalar. Beste onu yerden yere yerden yere yerden yere yerden yere yerden yere sürükler durur. Bilmiyorsunuz galiba Beste dövüş eğitimleri almış bir kız. "

                        *

"Tamam ulan, varmısın iddiaya ?" gözlerimi kısarak Miraya baktım. Ciddi miydi bu şahıs ?

"Varım ulan." serçe parmaklarını birbirine kenetlediler ve çekiştirerek parmaklarını ayırdılar.

"Barlas, uyma şu Miraya hadi gel biz senle karı kız keselim." Çağan, elini Barlas'ın omzuna attı. Barlas ilk Çağan'ın eline baktı sonra suratına. "Bırak şimdi kadını. Manyak mısın oğlum sen ?"

Bunlar şimdi bu iddiaya nie girdilerki...

Kayıp RenkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin