-FLASHBACK-
En çok konuştuğun kişinin , daha sonraları hiç konuşmadığın kişi olması , hayatın sana oynadığı en berbat filmin , en can alıcı sahnesidir.
Oturduğum yerden kalkıp odama doğru yürümeye başladım. Neden böyle olması gerekiyordu ki?
Neden mutlu olmak bu kadar zordu? Ve en acı tarafı da beni böylece bırakıp gidebildiğiydi.
Odama geldiğimde kendimi gelişi güzel yatağa bıraktım. Boş gözlerle tavana bakıyordum ve hayatımı sorguluyordum.
Acaba şu an ne yapıyordur diye geçirdim içimden , mutlu mudur bensiz? daha mı iyi hayatı ben olmayınca ?
Bunları düşünürken delirecek gibi olmam içler acısıydı. Onu bu kadar sevdiğimi bilmesine rağmen çekip gitmek bu kadar kolay mıydı?
Bir süre sadece ağlayıp tavanı seyrettim ve en sonunda dayanamayarak yatakta doğrulup telefonu elime aldım.
Bir yerlerden bir şekilde yeni telefon numarasını öğrenmiştim ve ona mesaj atacaktım.
Gerçi hergün okulda onu görüyor olmam ona o kadar da uzak olmadığımı gösteriyordu ama ben ona olabildiğince en uzaktaydım.
Parmaklarımı klavyede yavaşça gezdirerek ''gönder.'' kısmına bastım.
- FLASHBACK END-
Hayatım boyunca unutamadığım tek gündü. Onunla tekrar iletişime geçmiş ve hayatımı tamamen mahvetmiştim.
Eğer o gün o gönder kısmına basmasaydım hayatım şu an olduğundan kat ve kat daha iyi olacaktı buna adım kadar emindim.
En azından etrafımda beni seven insanların da farkına varabilirdim.
Fakat aptallığıma veriyorum işte. Aşkın insanı kör ettiğinin canlı bir örneğiyim ben.
Kendime bunun için ne kadar kızsam da bu asla değişmeyecek.
Şu an yanımda belki de beni gerçekten seven biri duruyordu ve ben bunu göremeyecek kadar kördüm.
Derin bir nefes alıp Alexis'e dönecekken kapı sertçe açıldı.
'' Elena?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lilac ◆ girlxgirl
Non-FictionBana dokundun ve aniden lila renginde gökyüzüne dönüştüm. Ve sen morun sadece senin için olmadığına karar verdin . #35 Non-fiction *-*