Sabah kahvaltıdan sonra...Ilk ders; karanlık sanatlara karşı savunma...
Glamer slytherin grubuyla beraber yuksekçe ve uzun-ince sayılabilecek bir platformun önünde duruyorken platforma savunma sanatları öğretmeni olduğunu söyleyen Gilberoy lockhart adında bir adam çıktı.Bu adamı kendisi ilk kez görüyordu fakat kızlar adamı gördükleri anda bir çığlik kopardı.Hepsi adama büyulenmiş gibi iç geçirerek bakıyordu.Adam aptalca karizmatik gülüşünü yüzüne takınarak. "_Çocuklar,bugün bana yardımcı olacak kişiyi size taktim etmekten onur duyarım.Profesör Snape..."
Şimdi de öbür kızlar gibi Glamer de sahneye buyülenmiş gibi bakmaya başlamıştı. Snape'i o kadar sevmezdi,ama adama saygı duyar ve çok heybetli göründüğünü düşünmeden edemezdi...
O sırada lokart profesörün kendine saldıracağını,ve bu saldırıdan nası kaçacağını anlatıyordu.
"Başlayın profesör..."
Snape kusursuz bir hareketle kolunu yıkarı doğru kaldırarak asası mavi bir güçle dolarken sert,fakat sakin bir sesle büyulü sözü söyledi
_"Ex...Peliarmus..."
Kolunu indirirken kusursuz bir bilek hareketiyle büyüyü lockhart'a savurdu.Lockhart neye uğradığı şaşırarak havada karşıya savrulurken Glamer adamın dudaklarının büyük bir keyifle yikarı doğru kıvrildığinı gördü.lockhart kalçasını tutarak acıyla yanina gelirken
"_Evet çocuklar.Saldırı büyüsü işte böyle yapılır."diyerek söylenirken Snape adamın yanına gidip kollarinı kavuşturdu.
"Bay lockhart.Çocuklara büyüden nası kaçınabileceklerini gösterseniz daha mantiklı olmaz mıydı sizce???"
Lockhart sorulan soruyu duymazdan gelerek
"_Pekala millet.Işte gördünüz.Simdi,bu iş için iki gönüllü seçicem.
Smira ve Pamela.Lutfen sahneye gelin..."
"Benim daha iyi bir fikrim var profesör.Madem bu ortak bir ders,o zaman bir kişi de benim grubumdan olabilir...Örneğin...Starlife"
Kahretsin!!!
Bir adam hep mi bunu yapardı yaaa...Savunma derslerine karşı pek bi beceriksiz olduğunu bile bile her zaman sınıf arkadaşlarınin önünde onu rezil ediyordu ve zaten Gryffindor öğrencileriyle iyi anlaşamazdı.
Gıcık olmuş bir biçimde kaderine boyun eğerek platforma ilerlerken adamın kendine yöneltilmiş acayip bakışlarını yakaladı.Bu olayı tuhaf bulmuştu.Adam sanki ondan bi şeyler beklermiş gibiydi...
Glamer başlamadan önce rakibine selam verdikten sonra yerine geçti.Asasinı önunde tutarak beklemeye başladı.Çok geçmeden kızdan bir büyü gelmişti.
"Expeliarmus..."Glamer büyüyü daha savunamadan yerden havalanarak Snap'in
Ayaklarının dibine düştü.Bütün slytherine tayfası gülmeye başlamıştı...
Herzamanki gibi...
Ama Glamer'in sabrı taşmıştı.Zaten ilk okul ve normal hayatı boyunca yeterince ezziyet çekmişken bu kadarı da fazla diye düşündü.
Gözleri siyaha dönerken yerden kalktı.Kapkara ve boş gözlerle karşısındaki kıza doğru bakarak sakin adimlarlayürüdü.Karşısındaki kız adeta bir heykel gibi donmuş Glamerin gözlerine odaklanmıştı.Glamer tam kızın önünde durdu.Asası inanılmaz bir güçle dolarken asayı kıza doğrultarak tam birşeyler mırıldanacakken arkasından bir büyü duydu ve gözlerini kırpıştırarak kendine gelirken birden başı dönerek yere yığıldı.Son hatırladığı kendini tutan güçlü kolların olduğuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Profesörün Öğrencisi (H.P)
Fanfiction(Tamamlandı) "_Kara enerji taşıyıcısı olman sana pahallıya patlayacak..." Sizce Hogwarts'ta sadece Harry Potter'ın mı dertleri var??? Hayır... Voldemort'un eline geçmemesi gereken öyle güçlü bir genç kız vardır ki... Genç,ve güzel Glamer'a Hogwarts...