Glamer o olaydan sonra adeta depresyona girmişti.
Aile yadigarı olan asanın kırilmasından sonra gryffindor'la ortak olan derslere gitmemeye başlamış ve her zamankinden daha içine kapanık olmuştu.
Bu olayı Valentina'ya üstü kapalı bir biçimde anlatarak Ollivanders'tan yeni bir asa almış,fakat Ollivanders bile genç kıza uygun asa bulamayayak en iyi bir biçimde kırıp dökmeden büyü yapabildiği bir asa vermek zorunda kalmıştı.Asa onu anlamıyor,ve buda büyü yapmayı,özellikle de herkesten gizli tuttuğu kara büyüleri yapmayı çok zor kılıyordu...
Ravenclawla ortak ders sırasında Glamer sakince sınıftan çıkarken Brandon kızın kolunu tutarak kendisine çevirmişti
"_Neden benimle eskisi gibi konuş muyorsun???
"_Uzak dur benden..."
Genç kızın öfkeyle kendine bakan gözlerini yakaladığında Brandon kızın kolunu umutsuzluk içerisinde bir iç çekişle bıraktı.Glamer kitaplar kolunun altında bir biçimde sınıftan koşarak ayrıldı...
Canı yanıyordu...
Hemen odasına giderek yatağın etrafına bir set çekti.Kimsenin kendisine "Neyin var Glamer???"Diye sormasını istemiyordu ve...kimsenin soracağı da yoktu zaten...
Günlerden cumartesi...
Bugün Glamer kafede oturmuş bir güzel kahvesini yudumlayarak kitaba dalmışken içeri üç genç kız girdi.Birisi parmağıyla arkadaşını dürterek fısıldadı
"_Miranda...Şuraya bak..."
Gene şu slytherinli kız...
"_Geçen gün gene Brandon'ın yanında gördüm.Kolundan tutmuştu...Sanki öpüşçek gibi duruyorlardı ama bilemiyorum..."
Karin'in sesiyle gözleri öfkeyle bakan kız sinirle elini tezgaha vurarak tısladı
"_Bu kız dersini almamış anlaşılan..."
Jessica yüzundü hınzır bir gülümsemeyle sırıttı
"_Kızlar.Aklıma bir fikir geldi..."
Şimdi diğer kız kulak kesilip onu dinliyordu
"_Bence bu kıza iyi bir ders vermeliyiz...Ona duello teklif edelim.Üçümüze karşı hiç şansı olmaz..."
Bu gaddarca teklife kızlarda onay verdikten sonra Miranda sanki "küçük dağları ben yarattım"edasıyla Glameri'in oturduğu masaya elini sertçe vurdu...
Glamer sakince kitabindan başını kaldırarak karşısındaki gözleri öfkeyle parıldayan kıza baktı...
Hayat onu bir saniye olsun rahat bırakmayacak mıydı???
"_Sen...Glamer Starlife!!!Gene geçen gün seni Brandonla konuşurken görmüşler..."(Ne kıskançlık ama...)
Glamer kafasını tekrar kitaba eğerek
"_Konuşmakta mı yasak???"
Diye sorarken karşısındaki kızın tekrar elini masaya vurmasıyla irkildi...Glamer ayağa bir hışımla kalkarak kitabı masaya savurdu
"_Yeter bu kadar Miranda...Benden ne istiyorsun sen,benim Brandonla aramda hiç birşey yok...Bunu o kıt aklına soksan iyi edersin..."
Bir anda ortalığın karışmasıyla bir garson masaya doğru koşturdu
"Hey heyyyy...Kızlar neler oluyor???Burası tartışma yeri değil,müşterileri rahatsız ediyorsunuz..."
Miranda sakin bir şekilde kollarını göğsünde kavuşturarak konuşmaya başladı
"_Kesinlikle Glamer...Burası kavga için uygun bir yer değil.Gel senle bir anlaşma yapalım tatlım.Bir duello yapalım ve kaybeden bir daha Brandon'a yaklaşmasın..."
Genç kız gözünde yaşlarla ağlamaklı bir biçimde konuştu
"_O kazanılacak bir eşya değil..."
Miranda tatmin olmamış bir halde genç kızı itekledi.Glamer yerden kalkarak ufak bir sızısı olan kalçasını ovuşturdu...
"_Tamam...Sana istediğini vericem Miranda Smira...Ama burda değil..."
Miranda yanındaki kızlara elini omzuna koymasını söyledi.Glamer'ede elini uzattı.Glamer kızın elini tuttuktan sonra ortadan kayboldular
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Profesörün Öğrencisi (H.P)
Fanfiction(Tamamlandı) "_Kara enerji taşıyıcısı olman sana pahallıya patlayacak..." Sizce Hogwarts'ta sadece Harry Potter'ın mı dertleri var??? Hayır... Voldemort'un eline geçmemesi gereken öyle güçlü bir genç kız vardır ki... Genç,ve güzel Glamer'a Hogwarts...