Baekhyun ölümüne sınıfa doğru koşarken, aklından Kyungsoo için çok güzel işkence fikirleri geçiyordu.Koridoru dönüp de sınıfın önüne geldiğinde, vakit kaybetmeden kapı koluna abandı.Aniden içeri daldığında kendisine şaşkınlıkla bakan iki çift göz yakaladı.
"Sen! Seni hain şerefsiz." Nefes nefese bir halde parmağını uzatıp Kyungsoo'yu işaret etti.
"Hassiktir..."
Kyungsoo'nun ağzından tek çıkan buyken, Baekhyun üzerine yürümeye başlamıştı bile.Ellerini uzatıp karşısındaki çocuğun tişörtünün yakalarını sertçe kavradı.Yüzünü kendisine yaklaştırırken, dolan gözleri kendini koyvermesin diye kaşlarını iyice çattı.
"Nasıl yaparsın?Bunu nasıl yaparsın bana?Ben sana kardeşim dedim.Seni evime aldım.Biliyordun, ne kadar hayır desem de fark ettin ondan hoşlandğımı.Hep fark edersin.Söylesene neden yaptın!!?"
Kyungsoo'yu sertçe sarsarken, karşısındaki tek kelime bile etmiyordu.Onun da gözlerinin dolduğunu fark etti.Bu daha fazla sinirlenmesini sağlamıştı.Sağ elini yumruk yaparak havaya kaldırdı.Şu an vurmazsa siniri kolayca geçmezdi.Yumruğunu daha da sıkıp kısa olanın suratına doğru savurdu.
Kyungsoo gözlerini sertçe kapatıp gelecek olan darbeyi bekledi.Haketmişti, hem de fazlasıyla.Bu kadar çabuk olmasını beklemiyordu, daha Chanyeol'e gerçekleri söyleyememişti bile.Tuttuğu gözyaşlarını saldı sonunda.Bekledi, bekledi.Darbe bir türlü gelememişti.Titreşen göz kapaklarını araladı sakince.Karşısında sıkılı yumruğu havada kalan çocuk da kendisi gibi ağlıyordu.İçi acıdı, kalbi o an yerinden söküldü sanki.Gerçekten de nasıl yapabilmişti bunları Baekkie'sine? Nasıl hırsına bu kadar kurban olabilmişti? Hıçkırarak ağlamaya başladı olduğu yerde.
Baekhyun yavaşça yumruğunu indirdi.Ne olursa olsun Kyungsoo'ya vuramazdı.Kahretsin ki, kalbi çok yumuşaktı.Ona vurmayacaktı fakat bu demek olmuyordu ki Kyungsoo'yu hemen affedecekti.Belki bir gün olurdu ama şimdi fazlasıyla kırgın ve kızgındı.Soo'nun yakasından çektiği elini koluna sardı.Tuttuğu kolundan çekmeye başlayarak kapıya kadar götürdü ve sınıftan dışarı attı.Kyungsoo hala ağlıyordu.Son bir umut Baekhyun'a baktı.
"Baek..."
"Sus Kyungsoo ve git.Uzun bir süre görüşmeyelim."
Kapıyı sertçe yüzüne kapattı.
************
Kyungsoo yüzüne kapatılan kapının ardından, ağlayarak arkasını döndü ve koridor boyunca yürümeye başladı.İlk dönemeçte duvar kenarına çökerek kafasını bacaklarına yasladı.İçin için ağlamaya devam ederken bir sıcaklığın onu sardığını fark etti.Biri ona sarılmış, sırtını okşuyordu.
"Geçecek Soo, geçecek.Her şey düzelecek"
O gün ilk defa Kyungsoo, Jongin'e sımsıkı sarılmış ve kollarında ağlamıştı.
************
Chanyeol, az önce gözleri önünde yaşanan drama bir anlam verememişti.Baekhyun'un amacının ne olduğunu da çözememişti.Hala şaşkın bir şekilde Baek'e bakarken bir anda kafasında bir şimşek çaktı.Yoksa Baekhyun onu kıskanmış mıydı?Bu demek oluyordu ki ondan hoşlanıyordu.Saçma bir sırıtma yüzüne yayılırken, Baekhyun arkasını döndü ve gözlerine baktı.
"Sen ne sırıtıyorsun be aptal gibi? Gerçi gibisi fazla gelir.Düpedüz aptalsın sen!Kendi yazdığı mektuba sahip çıkamayan ,koyacağı dolabı bile bilemeyen gerizekalının tekisin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE LETTERS / ChanBaek
FanfictionHayran Kurgu içinde #74 -050617- Park Chanyeol'ün yeni okulunda; Byun Baekhyun'u görmesi 3, Ona aşık olması ise 2 dakika sürmüştü. Toplam beş dakika içinde, Baekhyun Chanyeol'ün bütün hayatı olmuştu.