Multimediada Emma Iris Bell:
T-shirtüm sırtıma yapışmış bir şekilde yatağımda doğruldum. Elim direk göğsümün yanındaki beyaz lekeye gitti. Rüyalarım hala bulanıktı. Onu merak etmemek içten değildi.
Neredesin? Neden kendini göster miyorsun?Geç olmasından korkuyordum. Öyle olanlara ne olduğunu herkes bilirdi. Yorganı üzerimden savurdum. Sıcak basmıştı. Saçlarımı yukarda toplama ihtiyacıyla komodinimin üzerinde olması gereken lastik tokayı el yordamıyla bulmaya çalıştım. Perdelerin arasından giren ay ışığı tokayı bulmama pek yardımcı olmuyordu. Baş ucu lambasının düğmesine basmamla birlikte ampülün patlaması bir oldu. Sinirlenerek kafamı pamuklu yastığa gömdüm.
Kapımın önündeki silüeti fark etmem zaman aldı. "Rüya mı?"
Ne zaman rüya görsem annem kapının önünde dikiliveriyordu. Rüyalarım evde ki voltajı olması gerektiğinden fazlasına çıkartıyordu. Son bir kaç haftadır - rüyalar başladığından beri- evde ki elektronik aletler sapıtmıştı ve ampuller patlıyor, camlar kırılıyordu.
"Panik yapma. Daha zamanın var Fell. Sabret, eninde sonunda birleşiceksiniz ." Oda aksini düşünmek istemiyordu. Gölge bir kızının olması aileye leke düşürürdü. Bu konuyu düşünmek değil konuşmak hiç istemiyordum.
"Saat kaç?" diye sordum konuyu değiştirmek için. Kol saatine baktı. " 6:45 daha okula var. Yat, dinlen." diye öneride bulundu ama uykudan şu an vücudumda eser yoktu. Benden olmayanı var etmemi istiyordu.
"Tamam denerim" dedim mırıldanarak.
Yastığa geri yüzümü gömdüm. Onun için hayat şu an güzeldi. Onun yerinde olmak isterdim. Acaba ne olucak hayatmın geri kalanı diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Son bir kaç haftadır tek yaptığım buydu zaten. Gelecek endişem olucağını hiç düşünmezdim. Kendi kendime gülmeye başladım.
Çift kişilik yatağımdan kalktım. Hafta sonu verilen ödevlerimi yarım yamalak yapabilmiştim. Tüm hafta rüyaları düşünmekten başka kafam hiç bir şeye doğru düzgün çalışmamıştı. Kimyayı nasıl açıklayacağıma dair hiç bir fikrim yoktu ve yumurta kafalı öğretmeni dinlemekte pek iç açıcı bir düşünce değildi.
Eski ingiliz merdivenlerinden aşağı indim. Ayaklarım daha beynim sinyal vermeden gitmesi gereken yeri buldu. Mutfak. Dolaptan kupa bardağı aldim ve hazır kahveden doldurdum.
İçeriden televizyon sesleri geliyordu. Ailem uyanıktı. Annem ve babam kendi eşleri -Catahrina ve Owe- eriştikten sonra tanışmışlardı. Kendi Gündüz Yürünlerini bulmuşlardı. Bağlanmanın ardından yeniden doğmuş gibi olmuşlardo. Yaşam şekilleri değişmişti. Beslenmelerinden nefes alışlarına kadar. Yaşlanmaları ise yavaşlamıştı.
Annem genç ve güzel gözüküyordu şu an insan yaşına göre elli iki ama bedeni otuz beşti. Babam da pek farklı değildi, elli yedi yaşındaydı ama bedeni otuz yediydi. İnsan aileleri bunu kavrayamıyor ve yadırgıyordu. İnsanlarla aynı ortama girmemek için özen gösterirdik. Göze batmamız sorunlar doğurabilirdi.
Yürüyenlerin çoğunlukta olduğu kasabalar halinde yaşıyorduk. Ebeveynlerimin eşlerininde aileleri yakınımızda yaşıyorlardı. Böyle bir zorunluluk yoktu ama kardeş gibi olduklarından onca yıl uzak kalmak onalara yaraşır bir şey değildi. Bende bağlanabildiğimde bunları yaşayabilmeyi umuyordum.
Gündüz Yürüyenler eşlerini bulduktan sonra enerjileri fazlalaşır. Uyumadan günler geçirebilirler ama metobalizmalarımız çok hızlı çalıştığından dolayı bir insanın yiyebildiğinden daha fazla yemek yeriz. Bağlanmamış olmama rağmen her an yemek yiyebilirdim... Dolaptan mısır gevreği çıkardım ve kaseye tepeleme doldurdum. Üzerine biraz süt döküp bahçede yemeğe başladım. Terliklerimi çıkarıp çimlerin üzerinde çıplak ayakla yürüdüm. Pijamalarımın içine giren sabah rüzgarı içimi ürpertti. Güneş iyice ortaya çıkmaya başlamıştı. Mutfak kapısından içeri girdim ve duvara asılı olan saate baktım. Emma'nın beni almasına yarım saatten daha az zaman vardı. Hazırlanmak için merdivenleri koşar adımlarla odama çıktım.
Lütfen yorum-eleştiri bırakınız her biri benim için çok önemli ve bir o kadarda değerli. Oy veren ve zaman ayırıp okuyan herekezede teşekkür ederim. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Light Walker
Fantasia17 yaşındaki Fellcity bir Gündüz Yürüyendi. Rüyalarının karmaşıklığı ve bulanıklığı arasında eşini görmeye başladı. Hayatının ve ruhunun bir kısmını taşıyacağı kişiyi, Gündüz Yürüyeni'ni. Fakat işlerde ters giden bir şey oldu. Gündüz Yürüyen'i ona u...