~6~

171 16 13
                                    

Bölüm parçası: Lylle Li - No Rest For Wicked

Yeni bölüm için sınır 10 Vote. Keyifli okumalar. Bilgasayara geçtiğimde castten parçalar koyucağım.

Multimediada Constance Chancellor:

Kıyafetlerimden burnumdan -nedenini anlamadığım- gelen kan çıkmak bilmiyordu. Okulda geri kalan derslerde üzerime sinmiş kanla kokusuyla ortalıkta gezmek zorunda kalmıştım. Edebiyat dersinde yanıma oturan kızı yanıma oturduğuna pişman etmiştim. Tuvalette ne kadar çıkarmaya çalışsamda nafileydi. Kan çıkmak yerine dahada yayılmıştı ve çitilemekten üzerimdeki t-shirt ve pantolon kırışmıştı. Emma, yemekhanedeki konuşma biter bitmez koluma girip beni revire sürüklemişti. Luke on dakika sonra bize yetişmişti. Bu aralar ne kadar sık revire geldiğimi göze alırsak hemşirenin yüzündeki sıkkınlık benim girişimle birlikte artmıştı. Bu kadın beni sevmiyordu.

Okuldaki gerginlik az olsada azalmıştı. Bir kaç kız ise erkeklerin ne kadar yapılı olduğu hakkında dedikodulara başlamıştı. Bazı erkekler onlardan beterdi kızların uygun olmayan yerleri hakkındaki konuşmaları rahatsız etmenin eşiğindeydi. Emma dersin başladığını belirten zille derse yetişmesini gerektiğini söyleyip bana sarıldıktan sonra yanımızdan ayrıldı. Luke'un yanımda olmasının verdiği rahatlıkla dersine gidebilmişti. Kollarını boynuma sıkıca dolayınca bende ona karşılık vermiştim. Sabah evden çıkmadan önce sıktığı baharatlı ama nefes kesici bir kokusu olan parfümünün kokusunu almıştım.

Yüzüme ve elime bulaşan kan silinmişti ve gerekli işlemler yapılmasının ardından huysuz hemşire bizi zaman kaybetmeden revirden kovmuştu. Luke ana derslerin görüldüğü binaya kadar sessizliğini korudu. Sinir bozucı bir sakinliği vardı. Kaşları hafif çatıktı. Kafasında sanki bir şeylere çözüm bulmaya çalışır gibi bir hali vardı. Dediğim gibi sinir bozucuydu. Sonunda sessizliği bozmaya ben karar verdim.

"Bir sorun mu var?" Cevap vermedi, hatta duymadı. Bir kaç hızlı adım atıp onun beni görebileceği şekilde önüne geçtim. Bu sefer durmak zorunda kaldı.

Soru sorar şekilde kaşlarımı kaldırıp ona baktım, kollarımı önümde birleştirdim. Bir daha cümlemi tekrarlamadım çünkü bu sefer Luke konuştu. "Evet?" Demek ki sorumu duymuştu.

"Sana bir soru sordum. Bir sorun mu var? Garip gözüküyorsun." Yürümeye devam ettik.

"Hayır yok. Sadece kafamı kurcalayan, cevaplarını alamayacığım sorular var." Çarpık bir gülümse takındı.

"Paylaşırsan belki yardımcı olabilirim." Bunu sorduğuma pişman olmamayı diliyordum.

İsterik bir kahkaha attı. "Yardımcı olabileceğini sanmıyorum Fell ama yinede paylaşabilirim. Gece Yürüyenlerin burda olmasının gerçek sebebini bilmek istiyorum. Buraya amaçsızca gelmediler. Yüzlerinden belliydi. Kıyafetlerinin gizli bölümlerinde bıçaklar, hançerler ve silahlar vardı. Bir şeye hazırlıklılar." Gözünü ileri dikmişti. Bana hiç bakmıyordu.

"Haklısın bir şey var ama kendini yormaya lüzum yok. Eninde sonunda öğreniriz." İçini rahatlatmaya çalışıyordum. Cevap olarak kafa salladı. Üstelemedim, uğraşacak havamda değildim.

Binaya kadar uzun yoldan yavaş yavaş yürüyerek gelmiştik. Luke sessizce yanımdan ayrıldı. Gidişini gözlerimle izledim koridoru dönünce gözden kayboldu. Issız koridorda tek başımaydım. Derse girip girmemek arasında kalmıştım. Dolabımın şifresini girdim ve kapağı açtım. İçindeki kitapları tekrar derslere göre ayırdım. Karşı duvarda duran kırmızı saate baktım, dersin bitimine daha vardı. İleriden kısık sesle konuşmalar duyuluyordu. Ne dediklerini seçemiyordum yada kaç kişi olduklarını. Konuşmalar dolapların bulunduğu tarafa gelince netleşti ama sınıfların olduğu ana koridorda tek bir kelime daha duyulmadı. Nedeni bilmediğim bir saklanma duygusu yeşerdi içimde ve beş dolap yanıma duran mavi çöp kutusunun arkasındaki çıkıntıya saklandım. Kendimi duvara yasladım, bacaklarımı da altımda topladım. Sert ve emin adımlar yeri titreştiriyordu, çok yakınımdaydılar.

Light WalkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin