11. BÖLÜM

1.1K 54 16
                                    

(Medyada Su KILIÇ var. İyi okumalar)
Derim yanıyordu. Aya baktığımda yüzümde yanmaya başlamıştı. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Bağırıyordum. Avazım çıktığı kadar bağırıyordum. Nefesim tükenmişti. Hissettiğim acı dayanma sınırlarımı zorluyordu. Yere yığılmıştım. Bende öyle birşey vardı ki. Ne ölüyordum ne de yaşıyordum. Hissettiğim acı bütün bedenimi kaplarken ben sadece bağırabiliyordum. En sonunda nefesim de bitmişti dayanma gücümde kalmamıştı.

Bunların hepsi şu lanet dolunay yüzünden. Dolunay. Evet ya dolunay. Ama bir sorun var. Dolunay da kurtlar dönüşüm yaparlar bense sadece yanarım. Ben bir kurt muyum o bile belli değil. Derim iyice küle dönmek üzereyken biri beni kucakladığı gibi evime soktu. Gözlerimi açtığımda karşımda onu beklemiyordum.

" Sen buraya nasıl geldin " dedim. Sabit bir şekilde gözlerime bakıyordu. Sonra konuşmaya başladı.

" Acı çektiğini hissettim " dedi. Tamam nasıl hissetti diye sormıyacağım çünkü cevabını biliyorum.

" Tamam ama benim der- " dedim ve durdum. Durdum çünkü derim de tek bir yanma izi bile yoktu. Derim tamamen iyileşmişti.

" Sen bir varlıksın ama ne tür bir varlık olduğunu hâlâ çözmüş değilim. Bana bağlısın ama sadece sen acı hissediyorsun bana birşey olmuyor. Bende senin acı çektiğini anlayabiliyorum. Sen özel ve- " dedi ve sustu.

" Özel ve ne aras (alfa) " dedim. Bana baktı ve birden geri geri gitmeye başladı.

" U-uzak du-dur be-benden " dedi aras. Sözünün devamını getirmemesi beni deli ediyordu.

" Sana sözünün devamını getirmeni söylüyorum ARAS " dedim. Sondaki ' aras ' kelimesini dişlerimin arasından söyledim.

Birden elimle arasın boynunu tuttum. Zaten tuttuğum gibi de duvara fırlattım. Bana korku ile bakıyordu. Hâlâ sözünün devamını getirmiyordu.

" Sözünün devamını getir aras " dedim yine. İyice sinirlerimi zorluyordu. Arasa doğru yürürken duvardaki aynayı farkettim.

" Sen özel ve TEHLİKELİSİN SU " dedi aras. Sonlara doğru bağırmıştı. Hâlâ kendime aynada şaşkınca bakıyordum. Kendimden korkuyordum. Birden aynaya yumruk attım ve dışarı çıktım. Yine ve yine derim yanıyordu. Koşarak ormana girdim hâlâ kendime inanamıyordum. Aynadaki ben değildim. Hayır o ben değildim. Ben öyle bir yaratık olamam.

Ormanın içine girince dizlerimin üzerinde yere çöktüm. Ağlamıyordum. O yaratığı düşündükçe ağlayamıyordum. O ben olamazdım değil mi? Belli ki orman bana bir fayda sağlamayacak. En iyisi kendim hakkımda yani bu yaratık hakkında bir kaç bilgi edinmek. Ormanın ortasından kalkıp eve gittim. Üzerimi değiştirip kütüphaneye gitmem gerekiyordu.

Eve gelince aras ortalarda yoktu. İyi de o nasıl kutusundan çıkmış. Ya da. O bana yalan söyledi. Öule birşey yoktu. Kutu falan yalandı. O sadece dolunay da nasıl biri oluyorum onu test ediyordu.

İlk defa aras benden korkmuştu. Gözlerinde nefret ve korku vardı. Onu ilk defa böyle görüyordum. Çok büyük bir alfa benden korkmuştu. Hayatta bu olayı unutamam.

Yukarı odama çıktım ve üzerimi değiştirdim. Biraz insana benzemek istiyordum.

Aşağı inip arabama atladım. Yolda giderken donut marketi gördüm. Ben = donut
çok seviyorum donutu. Hemen aşağı inip donut aldım ve yemeye başladım. Yedikçe de keyifleniyordum.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SABAHSIZ GECE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin