12. BÖLÜM

1.1K 51 34
                                    

(Medyada Ateş YENER var. İyi okumalar)
" Dood bevelvoerder se gevaarlik wees (tehlikeli komutan ölümün olacak) " dedi. Birden arkamı döndüm ama kimse yoktu. Korktum. Hemde biraz fazla. Arabamdan indim ve biraz hava aldım. Bu bana iyi gelebilirdi.

Hava soğumaya başlayınca bende arabama bindim ve eve geçtim. Eve gelince mutfağa gidip atıştırdım. Tam atıştırmak denemez tabi. Çünkü mutfağı yedim resmen.

Yemeğim bitince yukarı odama çıktım ve banyoya girdim. Yine ve yine soğuk suyu açtım. Kendime gelmemin tek yolu bu. Banyodan çıkınca hemen yatmadım aşağı inip sinema izlemeye karar verdim.

Aşağı indim ve kendime güzel bir korku filmi buldum. " HALKA " diye bir film (korku filmlerini izlemeyen veya sevmeyenler dikkate almasın) Yanıma abur cubur aldım ve lambayı söndürdüm. Tamamen karanlık bir ortam sağlanınca izlemeye başladım.

Film azıcık korkunçtu. Pek korkmadım açıkçası. Filmde olaylar gelişirken ben sadece ateşi düşünüyordum. Kaç gündür ortalarda yoktu. Hem- O SES NEYDİ. Dışarıdan büyük bir gümbürtü koptu. Hemde şimşek falanda değil. Birşey yıkıldı veya devrildi.

Yavaş adımlarla dışarıya doğru ilerliyordum. Pencereden bakınca siyah bir gölge gördüm. Sonra siyah gölge kayboldu. Koşarak bahçeye çıktım.

" KİM VAR ORDA " dedim. Etrafıma bakınırken arkamda, tam dibimde nefes alış veriş sesleri duydum. İnanılmaz bir şekilde yutkundum. Aynı ses aynı şeyi tekrarladı.

" Dood bevelvoerder se gevaarlik wees (tehlikeli komutan ölümün olacak) " dedi. Yine arkamı döndüğümde, yine kimse yoktu. Birilerine sarılıp uyumak istiyordum. Korkuyordum. Biri bana zarar verecek diye, biri ateşe zarar verecek diye.

Yatağıma yattığımda hiç huzurlu değildim. Sanki birine ihtiyacım vardı. Yorgundum fakat uyuyamıyordum. Beynimin bir köşesinde o ses yankılanıp duruyordu. Dood bevelvoerder se gevaarlik wees (tehlikeli komutan ölümün olacak). Aklıma güzel şeyler getirerek uykuya daldım.

Sabah kendiliğimden uyandım. Güzel bir esnedim ve dün geceyi düşünmemeye çalıştım. Lavaboya girerek rutin işlerimi hallettim. Çıktıktan sonra da üzerimi değiştirdim. Bugün herşeyden uzak olan lunaparka, eğlenmeye gidicem.

(Su ve giyindikleri) Aşağı indim ve kahvaltımı yaptım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Su ve giyindikleri)
Aşağı indim ve kahvaltımı yaptım. Kahvaltımı yaparken bir yandan da telefonumda, sosyal medyada takılıyordum. Gelen takip isteklerini kabul ediyordum. En son ki takip isteğini de kabul edip masadan kalktım. Eve acilen hizmetli lazım.

Evden çıkıp önce spor salonuna geçtim. Üzerime spor kıyafetlerimi giyindim, koşu bandına bindim. Kulaklığımı taktım ve koşmaya başladım. Bir süre birşey farkettim. Koştukça, koşu bandının hızı artıyordu ve etrafımda insanlar toplanmıştı. Neye bakıyorlardı bunlar. İlk defa mı koşu bandında koşan bir insan görüyorlar. Hızıma bakınca benim de gözlerim ve ağzım kocaman açıldı. 50 km hızla koşuyordum. Ayaklarım inanılmaz bir şekildeydi. Koşu bandını durdum ve indim. Herkes bana şaşkınca bakıp, büyük bir alkış tufanı koptu. Herkese sinirle bakıp yine giyinme odasına gittim. Üzerime sabah giyindiklerimi geçirdim, spor salonundan çıktım. Lunaparka gitmek için arabama bindim.

Lunaparka gelince direk hız trenine bindim. Hız treni hareket ettiğinde içimi hafif bir heyecan basmıştı. Hız treni ilerlerken arkamdan kulağıma yine aynı fısıltı geldi.

" Dood bevelvoerder se gevaarlik wees (tehlikeli komutan ölümün olacak) " dedi. Ani bir hareket ile arkamı döndüm ve of yine kimse yoktu. Neydi bu bitmek bilmeyen fısıltılar. Açıkçası korkmaya başlıyord- Ahh nasıl hızlı indik. Valla adranalin birden pompalandı. Hız treni ani bir hareket yapıp hızlı bir şekilde aşağı inmişti. İçim uçtu.

Lunaparkta baya bir zaman geçirdikten sonra ormana gitmeye karar verdim. Verdiğim karara uyup ormana gittim. Kendimi test etmek için ormana kadar koştum. Toplam da tam- Ne!! 30 saniye mi? Bildiğimiz 30? SA-Nİ-YE Vay be çok iyi yaa. Kendimi kurt kadınlıkta geliştirmişim. Ama birden burnuma kan kokuları geldi. İşte bu evet artık tam bir kurt kadınımdır.

Kan kokusu burnuma geldikçe dönüştüğümü farkediyordum. Ormanın derinlerine yani dağlık alana gelince, küçük bir taşa takılan bu yüzden yere düşen bir insan gördüm. Düştüğü için dizi kanıyordu. Kurtlar çok iyi koku alırlaar.

İnsan bana baktı. Donuk gözlerle bakıyordu. Sanki. Sanki benden hiç korkmamıştı.

" Sen bir- aman neyse boşver. Beni öldüreceksen öldür yoksa gidicem işim var " dedi insan. Oha adamdaki rahatlığa bak. Gece adamın rahatına bak bide dön bendeki heyecana. Adamı kurtlar anlayacakta dön benim halime bak. Neyse bu kadar serenat yeter.

" Yemiycem seni. Şimdi defol bu ormandan " dedim. Bana mal mal bakıp alttan alttan gülmeye başladı.

" Ne o komik bişey mi var? Ha seni yememi çok istiyorsan bana uyar derim " dedim. Hâlâ alttan alttan gülüyordu.

" İyi de sen insan yemezsin ki  Sen hiç dönüştüğünde aynaya baktın mı? " dedi insan. Bu adam bana bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkaramıyordum.

" Beni tanımadın demi " dedi adam. Kafamı onaylarcasına salladım.

" Ben sana herşeyi anlatan kütüphane görevlisiyim. Şimdi hatırladın mı? Hâlâ anlayamıyorum. Bir insan dangerous commandere nasıl dönüşür? " dedi adam.

" Ne!! Hayır ben bir kurt kadınım. Beni bir alfa ısırdı. Ben bir kurt kadınım yemin ederim " dedim. Adam bana donukça bakıyordu. Sonradan çantasından bir ayna çıkardı ve bana yüzümü gösterdi. Alfayı yaraladığımda da bu yüzü görmüştüm. Yine bu yüzü ayna da görmüştüm. Aynadaki bensem.

" Bu aynalara hep aynı resmimi yapıştırırsınız siz. Korkmam için yapıyorsunuz demi. Bu resmi bir kere daha görmüştüm hemd- " dedim. Sözümü bitiremeden atladı.

" Alfayı öldürmeye çalışırken demi " dedi adam.

" Pek öyle olmadı aslında. O kaşındı bende kaşıdım. Ama sen bunu nereden biliyorsun. Ben Alfayı öldürmeye çalışırken sen orada değildin " dedim. Bana baktı ve sırıttı.

" Sen benim kokumu insan gibi mi alıyorsun? Vampir veya kurt adamları öldürmeye çalışırken bu yüzün ortaya çıkıyor. İnsanlarda normal insan gibisin. Ama biz varlıkları öldürmeye çalışırken dönüşüyorsun " dedi. İyi de o bir varlık mı ki?

" İyi de sen bir insan değil misin " dedim. Bana olumsuz bir şekilde kafa salladı.

" Ben bir vampirim su. Ve sana itaat etmek zorundayım. Ben bir vampirsem seninde gerçeği öğrenmen lazım. Sen bir dangerous commandersın. Sen bir tehlike komutansın. Sen benim komutanımsın " dedi adam. Demek bir kütüphane görevlisi vampir ve bende bir dangerous commanderım öyle mi. Puha güleyim bari.

Bunun saçmalıkları birazcıkın beni delirtiyordu.

" Ne saçmalıyorsun sen " dedim. Kütüphane görevlisi önümde diz çöktü ve bana yalvarmaya başladı.

" Sakın vampirlerden birini öldürme tehlikeli komutan. Sakın vampirlerden birini öldürme tehlikeli komutan. Sakın vampirlerden birini öldürme tehlikeli komutan " dedi adam. Sürekli aynı şeyi tekrarlayıp duruyordu. İyi de ben bir kurt kadınım neden bana yalvarıyor.

" Dood bevelvoerder se gevaarlik wees (tehlikeli komutan ölümün olacak) " sesi geldi ama bu sefer fısıltı değil bir bağırtıydı....................

Şarkı adı ÇEK KAFALARI DA YARASIN - ÇAĞATAY AKMAN. Film adı da GHAJİNİ. 11. Bölümde şarkı adı ve film adını söylemeyi unutmuştum daha sonra aklıma geldi de yazdım. 11. Bölümün sonuna bakabilirsiniz.

SABAHSIZ GECE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin