Tren önümüzden geçerken saçlarımız ve kıyafetlerimiz rüzgarla bir oldu. Pencerelerden yansıyan sarı ışık hüzmeleri üzerimize düştü ve bir gölge gibi hızla uzaklaşarak yerini yeni ışıklara bıraktı. Çağın gözlerini kısarak bu anın bitmesini beklerken...
Umarım hikayeyi sevmişsinizdir. Henüz asıl konulara girmemiş olsak bile... Oyuncu listesini güncelledim.
Keyifli okumalarrr
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sabah gözlerimi açtığımda saat on biri geçiyordu. Şaşkınlık içinde doğrulmaya çalıştığımda başarısız oldum. Başım dönüyor, en ufak soğukluk hissinde titriyordum. Odada kimse yoktu. Alnımdaki ıslak bezi alarak yanımdaki içi su dolu kabın kenarına bıraktım. Sonat'ın verdiği çizelgeye göre bugün bir okulla hazırlık maçları olacaktı. Okul otobüsünün önünde zamanında gideceğime söz vermiştim. İnleyerek başımı yastığa koydum ve bildirimi olmayan telefonumu alarak Dekanı aradım.
İlk çalışta açtı. ''Daha iyi misin Lara?''
''Hayır, iyi hissetmiyorum.'' diyerek kuruyan boğazımı yutkunarak ıslattım. Boğazım feci şekilde yanıyordu. ''Bugün hazırlık maçı vardı ve ben uyuya kalmışım çok özür dilerim.''
''Önemli değil.'' dedi. ''Basketbol takımına seni beklememeleri gerektiğini söylediğim için herhangi bir sorun olmadı.''
Rahatlayarak bir nefes verdim. ''Anlıyorum,''
''Evde dinlenmek istersen anneni arayabilirim. İzine ayrıldığı için evde seninle ilgilenebilir.''
Sol kolumu gözlerimin üzerine siper ettim. Kenarlardan süzülen yaşları silme gereği duymadım. ''Evet, gitmek istiyorum.''
Dekan annemi arayacağını söyleyerek telefonu kapattığında sessiz ağlayışımı sürdürdüm. İçimi yakan acı hiç geçmeyecek gibiydi... sanki bu acı hep bedenime ızdırap verecekti. Burnumu çekerek doğruldum. Ayaklarımı yataktan sarkıtarak kalktım. Titreyen vücudumu ayakta tutabilmek için kollarımı bedenime doladım. Şuan maçın son yarıları oynanıyordu. Kimin kazanmak üzere olduğunu merak ediyordum.
Terliklerimi sürüyerek banyoya girdim. Aynadan kendime baktım. Yanaklarımı oldukça pembeleşmiş, gözlerim sönük bakıyordu. Yağlanmaya duran saçlarım berbat bir şekilde düzensizdi. Eğilerek yüzümü soğuk suyla yıkadım. Gelişi güzel kuruladıktan sonra odaya geçerek dolabımdan siyah jeanımı ve kırmızı, kapüşonlu sweatshirtümü çıkardım. Sol tarafında küçük bir yama vardı. Kalbin içindeki dudaklar gülümserken gözleri kapalıydı. Bunu ne zaman aldığımı hatırlamıyordum. Önemsemeden sırt çantama bir kaç eşya doldurdum. Hazır çantamı kenara bıraktıktan sonra annemin gelmesini bekledim.