4. Bölüm (Geçmiş)

957 57 0
                                    

4. BÖLÜM

Kararlı bakışlarla aradaki farkı kapattı, sandalyeyi çekti ve oturdu. Rahat bir şekilde yayılarak yaslandı. Umursamaz tavrı canımı sıkmıştı. Beni sinir etmek hoşuna gidiyormuş gibi gıcık bir suratla bana bakıyordu. Sinirlenmiştim.

“ Merak ediyorsan söyleyeyim. Sandalye boş değil.” Dedim.

“Merak ettiğimi söylemedim.”

Tanrım. Fazla sinir bozucuydu “Söylediğim gibi. Dolu.” Dedim gözümle sandalyeyi işaret edip.

“Sana merak ettiğim şeyin ne olduğunu söyleyeyim mi?”

“Umrumdaymış gibi mi görünüyor?” dedim  sahte bir gülümsemeyle bakarak.

Gözlerini aşağı eğdi. Bir şey düşünüyordu. Bana baktı, çenesini okşadı ama bir şey söylemedi. İçimde ki tanrıça çığlık çığlığaydı. Söyleyecek bir şey bulamamıştı. ZAFER!

“Neden sürekli bana bakıyorsun Zoe?” diye sordu. Bunu beklemiyordum. Sorusu beni şaşırtmıştı. Gerçekten bu kadar belli mi ediyordum.Ama.. adımı nerden biliyordu?

“Adımı nerden biliyorsun?”

Sandalyesini biraz daha yakınlaştırdı  ve bana doğru eğildi. Doğruyu söylemek gerekirse beni fazlasıyla korkutuyordu. Delici bakışları içime işlerken sanki pot kırmış gibi kendini düzeltti.

“Açıkçası gözlerini vücudumdan uzak tutamamandan dolayı bana umrunda gibi göründü “ dedi.

Ağzım bir karış açıldı. Bu cüreti nerden alıyordu?

“Laf değiştirme. Adımı nerden biliyorsun” dedim.

“Öğrenmesi çok zor bir şey değil”

Tabi ya. “Pekala senin adın ne o zaman. Ah sanırım bende biliyorum. Bay Çokbilmiş”

“İyi tahmin” dedi. Dalga geçiyordu “Zayn. Sadece Zayn.”

“Zoe” dedim onu taklit ederek. “Anastasia Zoe.” Cevap vermedi. Öylece duygusuzca bakıyordu.

“Seni daha önceden hiç gördüm mü?” diye sordum merakıma yenik düşerek. Şimdi yakından daha da tanıdık geliyordu.

Gözlerini kıstı. Dudağını ısırdı. “Sanmıyorum, buraya daha yeni geldim.” Düşünceli hali beni şüphelendirdi.

“Ah o zaman seni uyarmalıyım. Kasabamızda bizim yaşlarımızda gençleri avlayan bir seri katil var. Göz önünde fazla bulunan insanları seçtiğini duymuştum. Sanırım sen ilk sıralarda olursun. Dikkatli ol” Tehditkar sesimle bunları söylerken dilimin dolanmadığına şükrettim. Biraz da korkutucu olma sırası bendeydi değil mi?

Ona baktığımda gözlerinin iri iri açılmış bir şekilde dehşetle duvara baktığını gördüm. Gerçekten korkmuşmuydu? İçimdeki tanrıça gülümsedi. Ama dehşet içindeyken bile o kadar güzeldi ki. Kendimi omzuna yaslanıp kokusunu içime çekerken hayal ettim. Nasıl kokuyordu acaba.

  Düşüncelerimden kurtulmak için farklı bir atağa yöneldim.

“Korktun sanı..” Niall ve Thea tepemizde dikiliyordu. Thea soran gözlerle bana bakarken Niall boğazını temizledi. Zayn kafasını kaldırdı ve ona baktı. O kadar zıtlardı ki.

“Sakıncası yoksa yerimi alabilir miyim” Niall’ın sesi yumuşaktı ama bir o kadar da imalıydı.

Zayn saatine baktı “ Zaten gitmem gerek. Seninle tanışmak güzeldi Ana.” Göz kırptı.

Ana mı? Daha önce kimse bana bu ismimle hitap etmemişti. Zayn sandalyeyi gıcırdatarak geri itti ve ve ayağa kalktı. Uzun uzun Thea ve bana baktıktan sonra arkasını döndü ve kafeteryadan çıktı.

“Ana mı?Buraya niye geldi Zoe.  Ne istiyormuş” Thea hızlı hızlı sorularını yağdırırken onu dinlemiyordum. Kafam allak bullak olmuştu. Bunu bana yapanın ne olduğunu çözememde beni delirtiyordu. Nasıl bu çocuk böylesine kafamı karıştırabilmişti ki?

Ayağı kalktım.”Eve gidiyorum. Sonra görüşürüz çocuklar”

“Son derslere kalmayacak mısın. Ah, tanrım. Zoe okulu asıyor. Kıyamet falan kopacak olmalı” Niall’ın kaba sesi beni huzursuz etti.

“Kendimi biraz hasta hissediyorum” dedim.

Doğruydu. Keyfim iyice kaçmıştı..

-

NIALL’S POV

 

7 Aralık 2003 | Ev

   Annemin çığlıkları dinmek bilmiyordu. O adam diye düşündüm. O adam ona zarar veriyor. Koltukta oturmaya devam ettim. Yukardan, onların odasından gelen sesler gittikçe artıyordu. Annemin ağlama ile karışık çığlıklarını kesik kesik duyuyordum. Adamda bağırıyordu ama çoğunlukla inliyordu.

“Rahat dur seni sürtük” adamın sesi hırçındı.

Kızdım. Sürtük bir küfürdü. Söylenmemesi gerekn bir şeydi. Kimse anneme böyle bir şey dememeliydi. Birden cesaretin geldiğini hissettim. Evet, annemi kurtarmalıydım. Küçüktüm 7 yaşındaydım ama onu seviyordum. Kimse ona zarar vermemeliydi. Yavaşça merdivenleri tırmandım. Bu beklide hayatım boyunca yapacağım en yanlış şeydi ama tırmanmaya devam ettim. Kapının hafif aralık olduğunu gördüm. Sesler artıyordu. Adam inliyordu bağırıyordu, annem bağırıyordu. O kadar çok ses var dı ki. Gürültülü alınan nefesler, hırıltılar, inlemeler, tahtanın zemine çarpışını ve hatta bir şaplak sesi bile duydum. Yavaşça yaklaştım ve aralıktan gördüğüm şey beni olduğum yere kilitledi.

 Annem ve adam yatakta çırılçıplak yatıyordu ve sürekli titriyorlardı. Adam annemin saçından çekiyordu ve üzerine oturmuştu. Annemin yüzü bana dönüktü. Gözlerini sımsıkı kapatmıştı ve ara sıra bağırıyordu. Adamın eli annemin üzerine sertçe indi ve annem haykırarak gözerini açtı. Gözlerim onun çaresiz bakışlarıyla buluştu. Ağlıyordu. O an bende ağladığımı fark ettim. Kahretsin, onları izlediğimi görmüştü. Midemin bulanmaya başladığını hisettim ve ve koşarak banyoya gidip kapıyı arkamdan kilitledim. Yere oturdum ve kafamı kapıya yasladım. Adamın inlemeleri bir türlü dinmiyordu. Ellerimle kulaklarımı sıkı sıkı kapattım.

  Duymak istemiyordum..

- YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN ARKADAŞLAR :)

20 Vote = YB

GÖLGENİN LANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin