11. Bölüm (Rüzgarın Sesi)

552 49 2
                                    

11. Bölüm (Rüzgarın Sesi)

Şimdi yemin ettim işte gömmeye

Bu nefret dolu cansız bedeni

O kadar rahat ve özgürüm ki

Üzerimden atınca o ölü kütlesini

Belkide başım dönmeli

Korkarım çılgınca mutluluktan

Ama girerek salona bu gece kardeşi

Geliyor

bir felaket gibi

Taze umudumun üstüne..

-Lord Tennyson

"Zoe.  Ayağa kalk."

  Thea'nın sesini zorda olsa duyuyordum. Üzerime doğru eğilmiş, ellerimi sımsıkı sardığım dizlerimden ayırıp beni kaldırmaya çalışıyordu. Savaşmayı kestim ve vücudumu serbest bırakıp beni kaldırmasına izin verdim. Ellerim hala titriyordu.

"Buradan çıkmanın bir yolunu bulmalıyız" Sesi oldukça sakin çıkmıştı. Thea'nın korkusu geçmiş, tüm o umursamaz soğukkanlılığı geri dönmüş gibiydi. Aslında onu ilk kez korkmuş bir şekilde görmüştüm.

  Işıkla birlikte olduğu yerde dönerek etrafa bakındı ve ışığı bir noktaya sabitledi. Bu kilisenin kırık camıydı.

"Çok küçük" dedim ne düşündüğünü tahmin ederek. "Sığabilmemiz imkansız"

  Doğruydu. Camın sadece çeyreği kırıktı ve kırıldığı yerler yerini inişli çıkışlı keskin camlara bırakıyordu. Cama doğru yürüdü ve elleriyle camın sabitlendiği tahtaları kontrol etti.

"Belki bunu kırabiliriz. Ben arka odalara gidip işimize yarayacak birşeyler arayabilirim"

   Cama doğru yürüdüm ve çürük tahtaya sert bir tekme savurdum.

"Ah, Tanrım" Ayağımı tutarak acıyla geri çekildim. Düşündüğümden de sağlamdı.

"Burada bekle" Thea ışığıyla birlikte gözden kayboldu. Dışarıdan vuran hafif ay ışığı haricinde içerisi kapkaranlık olmuştu. Korkuyla duvara sindim ve gözlerimi kapattım. Gözümün önünde Zayn'in o şapka ve kuşkucu ifadesiyle bakan görüntüsü belirinde ürperdim. Neler olduğunu bilmiyordum ama içimden bir his öğrenmek istemeyeceğimi söylüyordu.

 Bir elin kolumu kavramasıyla yerimden sıçradım.

"Hey, benim. Telefonun şarjı bitti ve senin de telefonunu arabada bıraktığından neredeyse eminim" dedi Thea.

İçimde kalan son umut kırıntısının zalim bir rüzgara kapılmışcasına uçup gittiğini hissettim.

"Geceyi burada geçirmekten başka bir seçeneğimiz yok" Yenilgiyi kabullenmiş şekilde omuzlarını silkerek konuşmuştu.

"Bizi her kim kilitlediyse hala burada olabilir" dedim sanki birinin beni duymasından korkuyormuşcasına fısıldayarak.

"Biliyorum"

"Korkuyorum"

"Biliyorum, bende."

"Biliyorum demeyi kesermisin? Çok sinir bozucu"

İç geçirdi."Biliyorum"

Ona eğer bunu bir daha söylersen dilini soluk boruna sokarım dercesine baktım.

"Tamam tamam" Esnemeyle karışık gülümsedi ve omzuma yaslandı.

GÖLGENİN LANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin