12. Bölüm (Beyaz ışık)

516 52 6
                                    

12. Bölüm (Beyaz Işık)

Niall | 10 Aralık 2003 |

“Ben ne istersem onu yapacaksın” Adamın sesi gittikçe yükseliyordu.

“Sadece bu gece” annemin sesi ise yalvarır gibiydi. “Bu gece beni rahat bırak”

 Tartışma neredeyse yarım saattir sürüyordu. Onlar bağırarak aşağı inerken koltuğun arkasına saklanmış, kenardaki boşluktan gizlice izliyordum.

 Adam anneme yaklaştı ve şeytanca gülümsedi. “Nasıl isterseniz hanımefendi”

  Gülümseme yerini korkunç bir öfkeye bıraktı ve adam bir elini annemin elbisesinin altına soktu, diğer eliyle sertçe saçını çekerek onu koltuğa sırtüstü yapıştırdı. O şişko iğrenç vücudunu onun üzerine bastırdı ve boynunu emmeye başladı.

“Bırak beni” Annem adamı itip kurtulmaya çalışıyordu.

“Sana bırak beni dedim seni aşağılık herif” Adam bu sefer biraz sarsılmıştı. Durdu ve annemin saçına daha sert asılarak konuştu.

“Sana ve senin orospuluğunun kanıtı olan o küçük çirkin piçine yıllardır bakıyorum” Boğazından çıkan hırıltıları burdan bile duyuyordum. “Şimdi ya o küçük ağzını sikerim ya da sen ve piçin evimden siktir olup gidersiniz!” O kadar çok bağırmıştı ki korkuyla koltuğa sindim “Anladın mı?!”

  Annem gözyaşları içinde kafasını salladı. Adam, elbisesinin göğüs kısımlarını tuttu ve bir çırpıda yırtarak ondan kurtuldu. “Sen güzel, küçük bir orospunun tekisin” dedi iğrenç bakışlarını vücudunda gezdirirken. Sonunda göğüslerini avuçladı. Dilini vücudunda gezdirirken boğazından kısık sesli iniltiler yükseliyordu. Geri çekildi ve fermuarını açtı. Daha fazla bakamayacaktım, kulaklarımı tıkadım ve gözlerimi yumdum. Kendime büyüdüğümde asla böyle biri olmayacağıma dair söz verdim. Hiçbir kadına böyle davranmayacaktım.

 Birkaç dakika sonra sesler yükselmişti.

“Ağzını aç”

“Ne”

“Ağzını sikeceğim derken şaka yapmıyordum kaltak, belki bundan sonra o dilini tutmayı öğrenirsin”

“Kalk üzerimden” Annemin sesi de artık kızgın çıkıyordu.

 Bir camın patlamasını ve bir haykırış duydum, adam ağza alınmayacak küfürlere savuruyordu. Olduğum yerde titremeye başlamıştım. Tam yerimden çıkarken kulakları sağır eden bir ses duyuldu.

Silah.

Zoe | Haziran 2013

 Telefonun ısrarcı sesi beni uykumdan uyandırmaya çalışıyordu. Sesi unutup rüyalarıma tutunmaya çalıştım ama ses gittikçe gerçekçi bir hal almıştı. İstemsizce gözlerimi açtım ve telefona uzandım.

 "Zoe uyuyor muydun?” Arayan Thea’ydı.

“Evet” dedim esneyerek. “Şuan bile uyuyor olabilirim” Gözlerim hala ışığı redderek kapanmaya çalışıyordu.

“Bunu inanamayacaksın” Sesi heyecanlıydı.

“Ne oldu?”

“Ah, tanrım.” Derin bir soluk aldı. “O küçük kıçını kaldır ve pencerenden dışarı bak.”

 Yatağımdan kendimi zorlayarak kalkarken bu durumdan şikayetçi olduğumu gösteren bir ses çıkardım. “ Beni kaldırmana değse iyi olur” dedim.

“İnan bana Zoe. Değecek”

   Küçük gösterişsiz pencereme doğru yürüyüp buğulanmış camını sildim ve sokağa baktım.

GÖLGENİN LANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin