6. Bölüm (Kayıp)

844 41 2
                                    

Bir öksüzün laneti sürükler cehenneme

Bir ruhu bile yükseklerden.

Ama ah! Bundan daha kötüsü

Bir lanettir ölü bir adamın gözünden!

Yedi gün, yedi gece, gördüm ben o laneti

Yine de alamadım nasibimi ölümden.

   -Samuel Colerıdge "Antik Denizcinin Şiiri"

Gözlerimi açtığımda çimenlerin üzerinde olduğumu fark ettim. Neler olduğunu hatirlamaya çalıştım ama beynim durmuş gibiydi. Hafifçe doğruluğumda Zayn'i ve Thea' yı görünce herşey yerli yerine oturdu. Dehşet içinde ayağa fırladım.

"Em." dedim. "Emily nerede?" Ani kalkışım ile başım dönmüştü. Dengemi yakalamaya çalışırken sendeledim.

 "Ah Zoe" Thea koştu ve bana sıkı sıkı sarıldı. Yüzü yanağıma değdiğinde ıslaklık hissettim. Ağlıyordu. Ah, hayır. . "Ben.. Co.. Çok Üzgünüm" Hıçkırıklara boğuldu.

 "Hayır" dedim "Hayır olamaz. Buralarda bir yerlerde olmalı. Sadece bir köpek falan görmüş olmalı. O kopekten çok kork.." Daha fazla devam edemedim. Göz yaşlarım durmuyordu.

 "Her yere baktık Zoe. Her yere.Ama yok.." Siren sesleri duyuldu. Polis arabasını görünce icim çok hafif daha rahatladı. Belki de onu bulabilirlerdi. Belki de sadece kaybolmuştu veya düşmüştü. Olamaz miydi? Gerçeği bilmeme rağmen kendime umut etme izni verdim.

Arkadaki araban babamın da indiğini görünce hiç düşünmeden Thea’yı bıraktım ve ona koşup sarıldım.

“Onun burada olduğunu bilmiyordum baba. Çok üzgünüm”

Beni daha da sıkı sardı “Böyle bir mekan da ne işiniz olduğunu anlamıyorum Zoe. Kaybolan kuzenin değil sen de olabilirdin. Bizi hiç mi düşünmüyorsunuz!” Üzüntüsünü öfkeyle yansıtıyordu.  “Şuraya bir bak. Avcı için mükemmel bir avlanma noktası. Ah, Emily. Lütfen lütfen bir yerlerde düşmüş ol. Veya sadece şakaydı diye ortaya çık. Lütfen..” Öfkesi kaybolmuştu. Her an ağlayacakmış gibi konuşuyordu.

  Thea ve Zayn bize doğru yürüyorlardı. Babamın kollarından istemeyerek ayrıldım.

“Polisler arama yapmak için hazırlanıyorlar” dedi Thea.

“Peki. Bizde babamla onlara katılırız” dedim göz ucuyla babama bakarak.

Çenesi gerildi. “Asla o ormana girmene izin vermem. Doğruca eve gidiyorsun”

“Ama..”

“Zoe. Doğruca eve gidiyorsunuz dedim” Ses tonundan fikrini değiştirmeyeceği anlaşılıyordu ama denemeye devam ettim.

“Arabamı almadım” dedim

“Gelirken Theanınkini gördüm. Onunla birlikte dön.”

 Thea araya girdi. “Niall hala içerde bir yerlerde olmalı. Onu bulmadan gidemem” dedi. Bana yardımcı olmaya çalıştığını ses tonundan anlayabiliyordum. Babam kaşlarını çattı ve yenilgiye teslim olurmuş gibi bakışlarını yumuşattı. Ama o an hiç beklenmedik kişi konuşmuştu.

“Onu ben bırakabilirim” dedi Zayn. Bir anda bütün gözler ona döndü.  Babam hoşnutsuz gözlerle onu süzdü. Zayn tümüyle siyahlar içerisindeydi ve bu haliyle hiç de güvenilir biri gibi görünmüyordu. Ama babamın başka çaresi yoktu.

“Pekala. Hemen şimdi gidiyorsunuz” İçim sıkılmıştı. Zayn ile yalnız bir araba yolculuğu.. Sadece bir araba yolculuğu. . Sorun yok.

Kendimi rahatlatmaya çalışırken Zayn’in arabasına doğru ilerliyordu. Eliyle gelmem için işaret yaptı. Ne zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesimi bıraktım ve ona doğru yürüdüm.

“Ve sen Zo. Eve gidince beni aramayı unutma” dedi babam arkamdan yüksek sesle. Sanırım bu Zayn’e bir uyarıydı.

  Ona elimi salladım ve arabaya bindim.

    Karanlık yollarda ilerlerken arabada sessizce oturuyorduk. Sessizliği bozan Zayn oldu.

“Üzgünüm” dedi. İlk defa sesinde kendini beğenmişlik yoktu.

“Ne için”

“Kaybolan kız” dedi. “Seni bu kadar üzdüğüne göre senin için değerli olmalı”

Evet anlamında başımı salladım. “Kuzenim. Kardeşim de diyebilirim. Onunla birlikte büyüdük. Annem bizi terk ettiğinde küçüktüm. Bizi terk etmesinin nedeni babam olsa da gittiği için kendimi suçluyordum. Sevilmediğimi düşünüyordum. O zamanlar benim mutlu edebilen sadece Emily’di. Sadece onunla birlikteyken çocuk olabiliyordum.”

“Annen” dedi tereddütle. “Sizi neden terk etti.”

“Babamla çok kavga ederlerdi. Sebebi de çoğunlukla babamın geç saatlere kadar süren işi olurdu. Bir gün artık dayanamadığını söyledi ve çekip gitti.”

“Sen neden onunla gitmedin.”

“Babamı yalnız bırakmamızın yanlış olduğunu düşünmüştüm. Zaten onunla gitmemi çok istediğinden emin değilim. Özgürlüğüne düşkün bir kadındı. Çocuklarla uğraşmak ona göre bir iş değil.” Uzun zamandır bu konuyu kimseyle konuşmamıştım. İçimdekileri biriyle paylaşmanın rahatlığını hissettim. Bunları bu çocukla konuşacağımı hayal bile etmezdim. Tuhaf.

“Annene benziyor olmalısın.” Gülümsedi. “Gerçekten güzel bir kadın olmalı”

Boğazımda bir şeylerin düğümlendiğini hissettim. “Beni ona benzetme. Ben kimseye onun yaptığını yapmam. Asla onun gibi olmam” dedim sertçe.

“Üzgünüm. Onu kastetmedim”

“Sorun değil” Evin önüne gelmiştik. Arabayı durdurdu.

“Hayır yani gerçekten. Bunca zamandır senin gibi biriyle karşılaşmadım. İyi anlamda söylüyorum. Çok inatçısın ama beni büyülüyorsun.” Sanki çok önemli bir sır verir gibi fısıldayarak konuşuyordu. Gözlerini gözlerime çevirdiğinde şaşırdım. Bakışları yumuşacıktı ve içimi ısıtıyordu.

“Ben..” Ne diyeceğimi bilemedim ve yavaşça eline uzandım. Daha dokunmadan anında çekti. Büyülü an bozulmuştu. Kızardım ve toparlamaya çalıştım. “ Bu konuşma için teşekkür ederim. Doğrusunu söylemek gerekirse yol boyunca sinirimi bozacağını düşünüyordum ama sen tam tersini yaptın. Neyse, gitsem iyi olur. İyi geceler Zayn” dedim ve kapıyı açıp dışarı çıktım.

“Hey Zoe. Kuzenin için gerçekten üzgünüm” Konuşurken direksiyona bakıyordu. “Umarım onu bulurlar” diye ekledi.

“Umarım” dedim. Umarım bulurlar.

       Arabayı çalıştırdı ve dönemeci dönene kadar onu izledim. Araba sonunda görüş alanımdan kaybolunca derin bir soluk aldım ve eve girdim..

+20 Vote Lütfen yorum yapın ^^

GÖLGENİN LANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin