Korunmasız bedenim ruhumun sığınağı olan kapalı kafeste caresizce çırpınırken bir ses uykumun bölünmesine neden oldu. Hislerim birbirine 'sen zavallısın' olduğumu fısıldarken gözlerimi yavaşça kırpıştırarak açtım. Başımda duran acımasız varlık beni hem durterek hemde sallayarak uyandırmaya çalışıyordu. Gözlerim açılıp kapanıyor, geri uykuya dalmak istiyordu. Basimdaki hangi hayvansa hala beni durterek uyandırmaya çalışıyordu,burdan kalkınca ilk işim onun üstüne çıkıp 'ne haltla uykumla arama girersin' olacaktı. Boğazım belirsiz homurtular çıkartarak kalkmak istemediğimi belli ediyordu. Basimdaki inatçı varlık dahada hızlı dürtüp sallarken kendimi küçük yatağımın diğer kenarına attım. Yüzümü yastığa gömüp yorganı kafama kadar çektim. Yorganı üstüme çekince görünmez olacağımı bir umut beklerken o,ne yapacağımı anlamış olacakki bir çırpıda ustumdeki yorganı, çekip attı. Bedenim odanın soğukluğuna alışmaya çalışırken Cen pozisyonunu alıp kendimi korumaya aldım. Hala uyandığımı anlamamış olan Basimdaki kişinin artık uyandırmaya çalışma istemleri gitmiş ortalık bir anda sessiz olmuştu. Ayak sesleri banyoma doğru ilerlerken ben Ne olduğunu anlamadan soğuk su üzerimdeydi. Ağzımdan istemsizce çıkan çığlık yerimden sıçramama neden oldu. Odanın soğukluğuna beni bir kere daha hapsetmis, giydigim atlet ve pijamanin içinde vücudum zangir zangir titremeye başlamıştı.
Daha hala kapalı olan gözlerimi yavaşça aralarken önce etraf buğulu geldi. Kuş cıvıltılarının olduğu pencereden dışarıya baktım. Kafamı yavaşça etrafta gezindirirken bana bunu yapan kişiyi gördüm. Önce ayakları göze batmıştı. Pardon, ayakları değil ayakkabıları..
Ama bu-bunlar erkek ayakkabisiydi. İlker olamazdı. İlker hep sportif takılan erkeklerdendi. Spor Ayakkabı tercih eden kardeşim ve bu kunduralı ayakkabılar çok farklıydı. Beynim istemediğim kişinin burda, Benimle aynı odada olduğunu söylemeye çalışırken kalbim Hayır yanılıyor diyordu. Hangisine inanacagimi şaşırdım. Soruların cevabını bulmak için bakışlarım ayakkabilarindan yukarı doğru kaydı. Siyah pantolon, istemediğim hedefe odaklanmıştım. Kafam biraz daha yukarı kalktı. Ah,hadi ama tahmin edilmesi zor değilmiş. Yine beni koyu yeşil gözleriyle karşılamıştı. Çatık kasları beklediğim aksine normaldi. Bu kadar erken saatte uyanmış buraya gelmişti. Gözlerinde uykunun katiyen izi yokken, Çatık kaş yapma sırası bendeydi. Sabah uyanınca her insan sinirli olurdu. Ve ben sabah sinirimin doruklarindaydim. Uyku Mahmuru gözlerim ona nasıl bakıyorsa dudaklarının iki yanı kıvrılmıştı. Onu umursayıp beni dürtüp sakladığı yataktan hızla kalkıp banyoya yöneldim. Sıcak ve soğuk su musluklarini açıp ılık su derecesine ayarladim. Yüzüme defalarca su serpip bu olan şeylerin bir rüya olmasını hatta kabus olmasını dileyerek Banyodan çıktım. Yüzümü kurulamadığım için odanın soğukluğuyla vücudumda soğumuş olan su cenemden aşağıya doğru akıp tenimin gıdıklanmasına neden oldu. Silme zahmetinde bulunmadan içeriye girdim. Az önceki yerinde bulamayınca etrafıma göz gezdirdim. Yatağıma 1.80 uzanmış olan Emir'in yatak kısa geldigi için ayaklarının yarısı yataktan dışarı doğru fırladığını görünce hafiften kikirdadim. Bir kolu omzunun altında diğeri karninin uzerindeydi. Sarkmis bacağını hafiften sallarken pencereden dışarıya bakıyordu. Ben bile sığamadığım yatağa o rahatça sığmıştı. Enine iyi sığmıştı fakat boyuna göre sıkıntısı vardı. Kahkaha atmamak için kendimi tutarken kaşlarımı zorla catmış ayağımı yere serçe basa basa yatağımın yanına geldim. Kollarimi küçükken öğrettikleri gibi çiçek yapıp onu izledim. Şimdi farketmistimde giydiği siyah kazagi uzerine ceket geçirmişti. Dün yaptığı sinek kaydı tıraşını bugün ara ara küçük tikenli tüyleri yer almıştı. Hos duruyordu fakat suan konumuz bu değildi. Boğazımdan öhöm sesi gibi ses çıkarmış kafasını bana doğru döndürmesini sağlamıştım. Yine sağdan yukarı kıvrılmış dudağı benden birseyler beklemektiydi. Bende onun gibi gülümseyip;
''Ne oldu? Bukadar erken saatte gelecek ne vardı? Yoksa biricik nisanlinı mı özledin?.'' Deyip dün takılan yüzüğümü ve birkaç parmağımi sallayarak ona gösterdim. Gulumsemesi belirginlesirken gamzeleri ortaya çıkmıştı. Belki gamzelerini babasından, koyu yeşil gözlerini annesinden almıştı. Yada ailesinden hiç kimse yeşil gözlü değildi. Amcasina çekmiş olacağını düşündüm fakat onun gözleri aksine boncuk kadar siyahti. Çatık kaşlarımı ona dikmis bekliyordum. Nasıl görünüyordum kim bilir? Aynaya bile bakmadan hemen buraya gelmiştim. Her konuda o 1-0 başlıyordu.
''Birşey olmadı. Aslında senide özlemedim. Farklı birsey için özlemiş olabilirim. Anlarsın ya?''
Farklı birsey dediği kesinlikle dün yatağa düşmüş olmamızdı. Beynimde oluşan sinir yanma hissini uyandırmış baştan aşağıya yanmama sebep oluyordu. Yanma hissi kalbime geldiğinde göğsümün sıkışmasına neden oldu. Nasıl o içeriye girdiğini bile bilmediğim sözlum yada nişanlım yatağıma 1.80 uzanmış yüzüme bile bakmadan konuşuyordu.
''Bu arada ne erken saati lan? Öğlen oldu hazırlan alışverişe çıkacağız. ''
Beynim şok olma hücrelerini ayarlayıp ağzıma kadar getirmiş balık dudağı gibi yapmama sebep olmuştu. Öğlene kadar uyumuştum ve öldü zamnedip gelen bile olmamıştı.
''Çık yatağımdan ayrica odamdanda çıkmanı isteyeceğim. Banyo yapacağım. Böyle asla dışarı çıkmayacağım. ''
Ben ne olduğunu anlamadan beni bileklerimden tutmuş uzerine oturmuştu. Popom ayaklarında otururken ellerim karnına gitmiş orada sabit kalmıştı. Ellerimin altındaki karın kasları kendini belli edecek kadar şişmişti. Baklavalari istemsizce kasılırken ellerimi oradan inatla cekmedim. Utanç dalgası yüzümü pembeye bürurken yüzüne bile bakamiyordum. Ellerim kazağını çekiştirirken parfüm kokusu burnumu tahriş ediyordu. Kalbim kendini ele vermek istercesine sesli gümbürdüyordu. Dünkü yaşadığım duygular ve şuanki yaşadığım duygular okadar farklıydı ki dünkü ben ve şimdiki ben aynı değildik.
''Müstakbel kocandan mı utanıyorsun..'' dilini Şaklattı. ''Sen git yatağında bekliyor olacağım. ''
Bütün hücrelerim söylediği kelimeleri hazmetmeye çalışıyordu. Sinirden kazağını bile sıktığımın farkında değildim. Dünkü Emir ve bugünkü Emir okadar farklıydı ki hangi Emir gerçek şaşırmıştım.
''Üstümde hala duracak mısın? Benim için sorun değil ama birazdan çıkmamız gerekecek.''
Bu adam tam sinir bozmalık bir insandı. Sinirden Boğazımdan hırıltılar çıkartarak yataktan kalktım. Yatak gıcırdayarak eskimiş olduğunu belli ederken zengin Emir'in duyup duyması umrumda bile değildi.
Banyoyu üzerime kilitleyip hemen duşa girdim. İyi ki kilitlemiştim Allah bilir buraya da girerdi. Rahatlatıcı bir dusun ardından dışarıya çıkacakken temiz iç çamaşırı ve kıyafet almadığımı farkettim. Allahım kimin hakkını yedimde böyle oldu. Yoksa İlker'e 5 yaşındayken kız elbisesi giydirip rezil ettiğim için mi tum bunlar? Ama fazla değil miydi ki? Tum bedenim yenilgiyi kabul etmişken ;
''Emir.'' Diye bağırdım.Arkadaşlar bölüm hareketli olduğu için kısa kestim fakat yeni bölüm hazır. Bi 800 görülme olduktan sonra yeni bölümü atacağım. Hazırda uzun uzun bir 5 Bölümüm var. Emeğe saygı için lütfen votelerinizi eksik etmeyiniz.
Hepiniz seviliyorsunuz canlarım. 💕beni gelen erkeğim değil, giden adamım bitirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül Pembesi
Teen FictionBabasının acımasız baskılarına maruz kalırken, kötü kitapların sonuna akan gözyaşı gibiydi. Babalar kız çocuklarına sevgi katarken, onun babasının kendisine nefret işleyişine maruz kalmıştı. Onu kurtarabilecek sadece kendisiydi. Kendisini yiyip bit...