Bölüm 9 : "Felaket"

50 7 5
                                    

Music: Sıla - Yan benimle

Bütün bedenim yenilgiyi kabul etmişken;
"Emir." diye bağırdım. Kalbim yanan ateşin içine girip girip çıkıyor gibiydi. Göğüs kafesim inip inip kalkıyor,kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum.

Emir'in ayakkabısının sesi çıplak zeminde tok bir ses çıkartarak buraya doğru yaklaşıyordu. Üzerime banyoda asılı olan eskimiş bornozu giydim. Pek kullanmadığım için biraz kokuyordu.

Haklı  taraf  şuan  o taraf  olduğu  için  bu  sefer  kendime  kızıyordum.

Birazdan olması  gerekenler  ya da olmaması  gerekenler listesi  alt alta sıralanmış,birazdan olacaklara kör olmuştum. İçimdeki tuhaf hisler boğazıma kadar tırmanıyor ağzımdan bazı sesler kopmasına neden oluyordu. Alt dudağımı dişlediğimden habersiz kapıya hareketsiz bakıyordum. Saçlarımdan dökülen su damlacıkları ard arda çıplak sırtımdan aşağıya iniyordu.

Acaba kapıyı açıp hicbirsey olmamış gibi doğruca içeriye mi gitseydim? Ama ne için çağırdığımı merak edecekti. Düşüncelerimin dipsiz kuyusundan kapı kulpunun aşağı doğru çevrilmesiyle  kendime geldim. Kapıyı açamayınca yüzündeki -hiç sevmediğim- sinirli halini göremeyecektim ama gözümün önüne gelen sahne bile kıkırdamama sebep olmuştu.

''Selin ne oldu? Bu kapıyı neden  kilitledin'' dedi. ''Aç şunu.''

Sesindeki sinirlilik ve kabalık beni korkutmuştu. Titrek bacaklarıma yön verip kapıya doğru ilerledim.
Kafamı yana çevirip soğuk kapıya başımı koydum. Soğukluğu benim irkilmeme sebep olsada geriye çekilmedim.

''Emir b-ben şey."

Korku  bütün  bedenimi sarmış  hareket  dahi etmeme  izin  vermiyordu.

''Ne olduğunu dışarda anlatırsın.'' diye kükredi. ''Çabuk şu siktiğimin kapısını aç. ''

Bağırması bir yana dursun ilk kez yanımda küfretmesi şaşırtmıştı.
Bir adım gerileyip kapıdan uzaklaştım. Kapının arkasından bile beni korkutmayı başarıyordu.

''A-açamam.''

Emir'i yeterince kızdırdığımın farkındaydım. Kızma sırası ona geçmişti. Şimdi benim eğlenmem gerekirken korkudan ellerim titriyordu.

''Ne demek açamazsın?''

Sorguya çekilen suçlu gibiydim. Boğazımdan istemsizce çıkan hırıltılar bu işin iyiye gidecegini göstermiyordu.

''Cünkü çıplağım aptal.'' diye bağırdım. '' Elbiselerimi unuttum,duydun işte açamam.''

Sessizliğin uğursuzluğu ikimizi de vurmuştu.

Çıt çıkmıyordu.

Sessizlik kışkırtıcı derecede rahatsız ediyordu.

''Aç kapıyı.'' Dedi tekrar ''Korkma sana birşey yapmayacağım.''

Beynim dediklerini güvenmek istiyor fakat bedenim ileri atılmak istemiyordu. Beynim ve bedenim İç savaş halini  sürdürüyordu. Ona guvenli miydim,kararsızdım. Daha dün senin canını yakacağım diyordu.

Kül Pembesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin