Music: Sıla - Yan benimle
Bütün bedenim yenilgiyi kabul etmişken;
"Emir." diye bağırdım. Kalbim yanan ateşin içine girip girip çıkıyor gibiydi. Göğüs kafesim inip inip kalkıyor,kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum.Emir'in ayakkabısının sesi çıplak zeminde tok bir ses çıkartarak buraya doğru yaklaşıyordu. Üzerime banyoda asılı olan eskimiş bornozu giydim. Pek kullanmadığım için biraz kokuyordu.
Haklı taraf şuan o taraf olduğu için bu sefer kendime kızıyordum.
Birazdan olması gerekenler ya da olmaması gerekenler listesi alt alta sıralanmış,birazdan olacaklara kör olmuştum. İçimdeki tuhaf hisler boğazıma kadar tırmanıyor ağzımdan bazı sesler kopmasına neden oluyordu. Alt dudağımı dişlediğimden habersiz kapıya hareketsiz bakıyordum. Saçlarımdan dökülen su damlacıkları ard arda çıplak sırtımdan aşağıya iniyordu.
Acaba kapıyı açıp hicbirsey olmamış gibi doğruca içeriye mi gitseydim? Ama ne için çağırdığımı merak edecekti. Düşüncelerimin dipsiz kuyusundan kapı kulpunun aşağı doğru çevrilmesiyle kendime geldim. Kapıyı açamayınca yüzündeki -hiç sevmediğim- sinirli halini göremeyecektim ama gözümün önüne gelen sahne bile kıkırdamama sebep olmuştu.
''Selin ne oldu? Bu kapıyı neden kilitledin'' dedi. ''Aç şunu.''
Sesindeki sinirlilik ve kabalık beni korkutmuştu. Titrek bacaklarıma yön verip kapıya doğru ilerledim.
Kafamı yana çevirip soğuk kapıya başımı koydum. Soğukluğu benim irkilmeme sebep olsada geriye çekilmedim.''Emir b-ben şey."
Korku bütün bedenimi sarmış hareket dahi etmeme izin vermiyordu.
''Ne olduğunu dışarda anlatırsın.'' diye kükredi. ''Çabuk şu siktiğimin kapısını aç. ''
Bağırması bir yana dursun ilk kez yanımda küfretmesi şaşırtmıştı.
Bir adım gerileyip kapıdan uzaklaştım. Kapının arkasından bile beni korkutmayı başarıyordu.''A-açamam.''
Emir'i yeterince kızdırdığımın farkındaydım. Kızma sırası ona geçmişti. Şimdi benim eğlenmem gerekirken korkudan ellerim titriyordu.
''Ne demek açamazsın?''
Sorguya çekilen suçlu gibiydim. Boğazımdan istemsizce çıkan hırıltılar bu işin iyiye gidecegini göstermiyordu.
''Cünkü çıplağım aptal.'' diye bağırdım. '' Elbiselerimi unuttum,duydun işte açamam.''
Sessizliğin uğursuzluğu ikimizi de vurmuştu.
Çıt çıkmıyordu.
Sessizlik kışkırtıcı derecede rahatsız ediyordu.
''Aç kapıyı.'' Dedi tekrar ''Korkma sana birşey yapmayacağım.''
Beynim dediklerini güvenmek istiyor fakat bedenim ileri atılmak istemiyordu. Beynim ve bedenim İç savaş halini sürdürüyordu. Ona guvenli miydim,kararsızdım. Daha dün senin canını yakacağım diyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül Pembesi
Teen FictionBabasının acımasız baskılarına maruz kalırken, kötü kitapların sonuna akan gözyaşı gibiydi. Babalar kız çocuklarına sevgi katarken, onun babasının kendisine nefret işleyişine maruz kalmıştı. Onu kurtarabilecek sadece kendisiydi. Kendisini yiyip bit...