Sude'nin Rüyası

586 16 6
                                    

Bütün haftanın yoğunluğu üzerinde kalmış bir halde cumartesi günü dershaneye gitmek için uyandı.Kahvaltısını yapıp dershane için çantasını hazırladı.Vakit gelince dershaneye gitti.Henüz ders başlamamıştı ama Sude bütün haftanın verdiği yoğunlukla ders işlemekten sıkılmış bir şekilde dersin boş olmasını istiyordu.Bu isteğine rağmen gene de ders boş olmadı.Hatta üstüne üstlük bir de fizikti ders.O kadar sıkılmıştı ki dersin bitimine kalan her dakikayı bırak her saniyeyi saymaya başladı.1 dakika geçti 2,3,4,5 derken dersin yarısına gelmişti ki tam tahtanın önünde mavi renkli hir telefon kulübesi belirdi.Herkesin ağzı açık kalmıştı.Koskoca kulübe nasıl birden sınıfa girebilirdi ki diye düşünürken kulübeden papyon takan saçını sağ tarafa atmış,siyah dar paça pantolonun üzerine mavi gömlek ile kırmızı pantolon askısı takmış bir adam çıktı.Sude'ye yönelerek:"Hadi gel bakalım.Eğlendirelim seni hanımefendi.Sıkılmak sana yakışmıyor."dedi ve elini ona uzattı.O da elini tutup hoşçakalın der gibi bir ifadeyle Tardis'e girdi.

"Vay be!.. İçi dışından büyük,abi çok iyi yaaaaaaa."

"Nereye gitmek istersin zamanda?"

"Zamanda ileri ve geri gidebiliyor değil mi? Şey şuraya gidelim.Neresi olsun? Aha,buldum!Kesinlikle her Türk'ün görüp yaşaması gerektiği bir yere gitmeliyiz.19 Mayıs 1919.Bu tarihe Atatürk'ü,Samsun'a çıktığı güne.Lütfen oraya gidelim.Bu arada adını sormadım sana.İsmin neydi?"

"Adım The Doctor ama sadece Doctor.19 Mayıs 1919 güzel seçim.Hep Atatürk'ü tanımak istemişimdir."

"Adın sahiden Doctor mu?İlginçmiş.Atatürk'le tanışıp onu tanıyalım hadi.1919'a Doctor."

"Hadi bu şeref sana aitttir.Çek kolu ve 19 Mayıs 1919 tarihi sabah saat 9'da orda olalım."

Sude kolu çekti.Kulübe kendine özgü sesini çıkartarak zaman girdabında yol aldı.Bu sırada Doctor'a makinenin ismini sordu.O da makinenin isminin Tardis olduğunu söyledi.En nihayetinde yere indiler.Tam Tardis'ten çıkacakken Doctor onu durdurarak dönemin giysilerine uygun bir şeyler giymesini ve ona da fes getirmesi için Tardis'teki giysi odasına yönlendirdi.Sude kendisine klasik Osmanlı hanımlarının giydiği entariyi giyip yanına elbisesine uygun şemsiye ve onun isteği üzerine fesi alıp onun yanına gitti.Sude'yi gören Doctor:"Ooooo süper!Tam tarihe uygun.Bu kıyafetlerle kesinlikle normal görüneceğiz."dedi.Tardis'ten dışarı çıktılar.İskeleye doğru ilerlediler.Uzaklardan harabe gibi bir vapurun yaklaştığını gördük.İşte bu vapur kesinlikle Mustafa Kemal'in bindiği Bandırma vapuru olmalıydı.Vapur kıyıya yaklaştı ve durdu.İçerisinden Mustafa Kemal indi.Doctor ile Sude yanına giderek:"Mustafa Kemal Efendi sizinle bir şey konuşmalıyız."dediler.O ise bu isteklerini her zamanki efendiliğiyle nazik bir şekilde onaylayarak buradaki geçici evine onları davet etti.Doctor ve Sude Atatürk'le tanışacaklarının heycanıyla Tardis'e girdiler.Tanışma konusunda baya sabırsız olduklarından aynı günün akşamına gittiler.Mustafa Kemal'in bulunduğu eve doğru ilerlediler.Kapıyı çaldılar.Mustafa Kemal onları kapıda karşıladı.İçeriye aldı.Konuya nasıl başlayacaklarını bilmemekle birlikte Mustafa Kemal'in planlarını bildiklerini,desteklediklerinden konuşmaya başladılar.Konuşma iyi gidiyordu taaki Sude'nin Erzurum Kongresi fikrini diyene kadar.Kongreyi duyan Mustafa Kemal şaşırdı.Şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra konuşmaya başladı.

"Siz nasıl Erzurum Kongresini bilebilirsiniz?! Ben daha bu fikri en yakınımdakilere bile söylememiştim."

"Sana bir şey göstereceğiz fakat bunu seni mücadelende daha emin ve kararlı olabilmen için göstereceğim.Gelin benle."

"Doctor emin misin?Ya gelecek değişirse?"

"Bir şey olamayacak.Eminim."

Tardis'in yanına götürdü hem Sude'yi hem de Mustafa'yı.Mustafa'ya yönelerek:"Buraya ilk girme şerefi sizindir."diyerek Tardis'in kapısını parmaklarını şıklatarak açtı.

"İçi dışından büyüğe benziyor.Aman Allah'ım.Siz kesinlikle gelecekten gelmişsiniz.Peki ama niçin benim gibi birini görmek için geldiniz?"

"Neden gelmek istediğimizi geleceğe giderek görmek istemezmisiniz?"

Zamanda oları gezdirerek Mustafa'ya kitaplarda derslerde konu olup Türkler için ne kadar önemli olduğunu gösterdi.Tüm bunları gören Mustafa Kemal duygulanmış fakat bir o kadar gururlu,azimli ve kararlı olmuştu.Sonunda tekrar 19 Mayıs gecesine döndüler.Mustafa Kemal'i evine bıraktılar.Tüm yapacağı atılımlarda daha kararlı olabilmesini sağladıkları için Sude ve Doctor'a teşekkür etti.Gitmeden onlara sarılarak asla onları unutmayacağını ve kendisinden onlara hatıra kalması için köstekli saati Sude'ye,kalemini Doctor'a verdi.Doctor Sakarya Meydan Muharabesindeki köstekli saatin onu kurtarmasını hatırlayarak kendine tasarladığı darbelere karşı sağlam kalabilen saatini hediye etti.Sakarya'da yanından ayırmaması için de bolca tembih etti.Sude de Doctor'un altında kalmamak için kendi kolyesini verdi.Tardis'e girdiler.Sude'nin içindeki ses onun da gideceğini söylüyordu.O ses kısmen doğruydu çünkü Doctor:"Seni dersin ortasından almam garip oldu.Ders bitsin evine,ailenin yanına git.Akşama seni almak için geleceğim."diyerek onu derse bıraktı.Dersler bitti.Eve geldi Kapıyı açtı ve Tardis'i göremeyince onu ektiğini içinden geçirirken odasında belirdi birden.Doctor Tardis'in kapısına yaslandı.Sude de buna karşılık odasının kapısına yaslanarak konuşmaya başladılar.

"Bu aralar bana eşlik edebilecek kimse yok.Ne dersin sen,ben ve evrende gezmeye var mısın?"

"Tabikide varım!"

Doctor'a koşarak sarıldı.Teşekkür etti.Onu Tardis'e çekti.O da Sude'ye Tardis'in anahtarını verdi.Böylece evrendeki her yer maratonu Sude için başlamış oldu.

Sude'nin RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin