1.Bölüm

62.4K 726 71
                                    

Merhaba arkadaşlar ben Berçem, yeni bir hikayeye başladım. Hikayemi okursanız begenin ve yorumda bulunun lütfen birde eğer hikayemde model olarak kullanmamı istediğiniz yada bu kesinlikle olur dediğiniz biri varsa bakmak isterim şimdilik bu kadar.

Medya'da Selin var...

Umarım beğenirsiniz iyi okumalar....

********

Yılın en sevdiğim zamanı, yan gelip yatacağım yaz tatili sonunda gelmişti .Okul yok,dersler yok,hocalar yok .Saçma sapan kıskançlık yapan eski sevgililer,her an adını çıkartmak için pusu kuran ve kendini Amerikan dizilerindeki amigo kız sanan gerizekalılardan uzak üç ay vardı. Cümledeki asalete bakar mısınız?

Anneme ve babama bütün yalvarmalarımdan sonra en sonunda 3 aylık yaz tatili icin dayımın yanına Hawaii'ye gitmeme izin verdiler!! Ama geçen hafta annem bunun büyük bir hata olduğunu ve kararından vazgeçtiğini söyledi, oysa ben çoktan herkese söylemiştim bile. Annemden ve babamdan 'olur' ve 'gidersin' gibi kelimeleri duyduktan sonra hemen herkese haber vermiştim.Gösteriş olarak değil bir tatili hak ettiğimi düşünüyorum ve tatil yapmak için Hawaiiden daha güzel,huzurlu bir yer olamaz.Yatağımın başında asılı haritaya bu düşüncelerle baktım ve annemi ikna etmek umuduyla aşağıya indim.

Annem yemekleri salona getirip masaya koydu. Formumu korumak adına sadece bir ka. kaşık  salatayı tabağıma koyduktan sonra konuşmamı kafamda toparladım. Hadi Allah'ım sen yardım et. ''Dinimiz-süphaneke-âmin'' diyerek kısa duamı ettim. Gülümseyerek "Anneciğim" dediğim sırada annem lafı ağzıma tıkarak "Selin tatlım gerçekten de Hawaii'ye gitmek istiyorsun ama seni oraya gönderemeyiz, çünkü yanında biz olmayacağız ve Selim dayının da olacağını sanmıyoruz.Selim'i çok severim ama o biraz hovarda bir insan gerçi karısını bilemem, hiç görmedim ama seninle ilgileneceğini sanmam,herkesin kendine göre derdi sıkıntısı olabilir seni.Sen gidersen orada yalnız olacaksın. Seni bir başına göndermek hiç içime sinmiyor tatlım." dedi. Derin bir nefes aldı ve beni kalbimden vurmaya devam etti. "Ayrıca hiç bilmediğin tanımadığın bir ülkeye gidiyorsun.Biz bu ülkede iki sokak ötedeki bakkala giderken çocuklarımız korkuyoruz. Oralarda ne olacağı belli olmaz tatlım."diyerek yemeğini yemeye devam etti.Bu davranışın anlamı 'konu kapanmıştır' demek oluyor.Annemin haklı olduğu konular var ve bende biraz saf olabilirim ama salak da değilim, güveneceğim kişileri iyi seçerim ve yeri geldiğinde kendimi korunmasını da uzun ve sıkıntılı bir lise hayatı sonucunda öğrendim.Son bir denemede bulunarak ,"biliyorum annecim ama düşünsenize benim için çok büyük bir hayat tecrübesi olacak.Kendimi geliştirmem için bir fırsat bence bu tatil bu kadar istememin sebebi de o zaten.Ayrıca yakında üniversiteye gideceğim belki şehir dışına giderim.Yalnız kalmayı öğrenmem lazım sonuçta ne kadar istesem de sizler sürekli beni korumak için burada olamayacaksınız.Benim demem  o ki siz bunu bir düşünün."dedim. Hayat tecrübesi kelimesi annemi can evinden vurmuştu.Hem sürekli söylüyorlar;'Hayatı sana biz öğretemeyiz, kendi tecrübelerin doğrultusunda hayatı öğrenmelisin.' .'sürekli senin yanında olamayacağız.'demesini biliyorlarsa yapmama da izin verecekler. Annemin ağzından çıkacak kelimelere o kadar odaklandım ki babamın sesini duymadım bile.

"Selin."demişti babam yorgun ve bir o kadar da sakin sesiyle.

''Hı..efendim baba"dedim. Babam "Hawaii'ye gitmeni bizde istiyoruz.Ve kurduğun cümleler bile bana kızımın büyüdüğünü hissettiriyor.Ben küçük kızımın büyüdüğünü görmeye hazır değilim ama belki gelecek sene hep beraber gideriz benim canım kızım.'' diyerek beni avutmaya çalıştı.Bende "Sen hazır olmayabilirsin ama ben büyüyorum ama insan anatomisi ebeveynlerin hazır olup olmadıklarına bakmıyor maalesef ama tabi babacım zaten siz gelmezseniz olmaz ki ya, kalın iste burda hem belki bir köpek filan alırsınız  ikinizinde benden başka uğraşacak bir canlıya ihtiyacı var nasıl olsa." dedim ve sinirle  yemeğimi yemeye koyuldum.Bu sözler üzerine annem alındığı belli ederek kıyafetinin yakalarıyla oynamaya başladı ve"Bu sözlerin gerçekten sana hiç yakışmıyor selin.'' masanın üzerinde sinirden titreyen elimi narin ve yumuşak ellerinin içine hapsederek kendisine bakmamı sağladı ve sözlerine devam etti;''Söylediklerinde haklısın güzel bir hayat tecrübesi olur ama ya oralarda bir şey olsa ha diyince gelebileceğimiz bir yerde değil oraya gelene kadar kalpten ölürüm ben bunu mu istiyorsun tatlım. Zaten bir evladımı toprağa verdim birini daha mı vereyim?" derken gözlerinden bir hüzün dalgası geçti ve benim kurumuş kalbimin kıyılarına vurarak içimin titremesine yol açtı. Salona çökmüş bu kasvetli havanın dağılması için kocaman güldüm. Annemde bana ufak bir tebessüm yollayarak yemeğine devam etti. Anne-baba olmak böyle bir şey herhalde. Evladının bir sözü,bir gülüşü senin bütün duygularını etkiliyor.Abim ise bütün evin duygularını etkiliyor.Küçükken abimin olmasını çok isterdim ve her bayram abimin mezarına gittiğimizi bilmezdim. Orada yatanın abim olduğunu çok sonradan öğrendim.Beni kollayıp koruyacak başımı yaslayabileceğim rahatça dertleşebileceğim yeri geldiğinde güldüğüm yeri geldiğinde ağladığım güvenli bir koca çınar olacaktı abim benim için.Onun heybetli gövdesinde huzur bulduğum,gölgesine saklanacağım bir çınar.Ne yazık ki olmadı ama kötü geçen lisenin iyi yanları da var. Bu boşluğu doldurmama yardımcı olan bir abi verdi bana.

Annem arkadaşlarımın annesine göre çok tutucu bir kadın değildir,genç anne olmuş olması da buna bir etken tabi ki.Her zaman olaylara ılımlı yaklaşıp,herkes açısından olayın iyi ve kötü yönlerini uzun uzun düşünüp karar veren canım annem bu olay üzerinde de düşünüp taşınmış olmalı ki kesin ve tutucu bir şekilde gidemeyeceğimi söylüyor. Onun bu güvensizliğine anlam veremiyorum yanına gittiğim kişi kardeşi yani bir insan kardeşine de güvenmeyecekse kime güvenecek ki?Dayım biraz esnek bir insan doğru ama benimle ilgileneceğine eminim hem ilgilenmese de sorun yok ayrıca oğlu var.O benimle ilgilenir hem belki iki yakın arkadaş oluruz. Annemin bu huzursuz ve hiç de karakterine uymayan değişik tavırlarının sebebini düşünürken birden kafamda ampul yandı ve annemin saçlarını fark ettim. Düz altın sarısı saçlı annem kıvırcık olmuştu. Benim gibi minik bir burnu,yeşil gözleri ve yaşına göre onu daha da gençleştiren kıvırcık saçları. Çatalını bırakıp eliyle suyundan bir yudum alırken diğer eliyle saçının bir buklesiyle oynuyordu, bunun anlamı 'Murat saçımı fark et' oluyordu. Annem bu gibi şeylere çok önem gösterir, kendisindeki en ufak bir değişimi bile babamın farketmesini ister ve genelde babam fark eder demek ki bugün babam için yorucu bir gün olmuştu.Onların aşkı benimde gerçek aşka inanmamı sağlıyordu. Bir kere bile kavga ettiklerini ya da birbirlerine seslerini yükselttiklerini görmemiştim.Bir gün bende onlar gibi bir aşka sahip olabilecek miyim acaba?

Bir iki kaşık yemek yedikten sonra anneme dönüp saçlarını fark ettiğimi belli etmek adına ve hala yemek masasının ortasında duran huzursuzluğu yok etmek adına,"Annecim saçların böyle çok güzel olmuş bayıldım." diyerek biraz moralini düzeltmeye çalıştım.Annem kendisindeki değişikliği fark eden kızına memnun bir bakış attı ve saçlarını öne alıp şöyle bir inceledi.

"Teşekkür ederim tatlım, bende çok beğendim değişiklik iyi geliyor insana. "dedi .Tedavinin yanıt vermesi üzerine devam ettim, "Evet annecim değişiklik demişken Hawaii'nin havasının da bana cok iyi geleceğinden eminim."dedim ve pişmiş kelli gibi sırıtmaya başladım bir yandan da çatalımdaki salatayı kemiriyordum. Annem pes etmeyecek olan kızını gülümseyerek baktıkran sonra babama ne dersin Murat bakışını attığını gördüğümde yeşeren umut sandalyemde kıpıurdanmama sebep oldu.

Babam derin bir iç çekti. Önce umut dolu bakışlarıyla bakan kızına, sonra karısına baktı ve onayı verdi.

"İyi peki git bakalım.Ama en ufak bir şeyde bizi arıyorsun.Yabancılarla öyle çok konuşmak yok ayrıca Selim'in oğlunun yanından da ayrılmıyorsun.Bir dava için izmire gittiğimde görmüştüm çok efendi bir çocuk.'' diyerek onayı verdi ve kısa nutkunu çektikten sonra anneme baktı,'' bu arada tatlım saçın gerçekten güzel olmuş, fark etmediğim için üzgünüm aklım bir davaya takılıp kaldı kusura bakma sevgilim." Babamın avukat olduğundan ve buraya da o yüzden taşındığımızdan söz etmemiştim sanırım, öğrenmiş oldunuz.

"Önemli değil hayatım kötü bir şey yok ya?" dedi annem kocasını düşünerek.Babam buraya taşındığımızdan beri çok çalışıyordu annem de bende onun için çok endişeleniyorduk.

"Yok sevgilim. Ee Selin hanım sonunda izni kopardın bir öpücük yok mu?" dedi bana takılarak.Tabi ben o sırada Hawaii'deki mağazaların hayaline dalmış, gözlerimde kıyafet resimleri çıkmış bir şekilde duvara bakıyordum. Babamı öpmek için yanına giderken gözümdeki kıyafet resimleri ortadan kalkmamıştı hatta annemin öperken de hala gözlerimin ışıl ışıl olduğuna eminim.

Heyecanım açlığımı bastırdığı için ikisine de afiyet olsun dedim ve salondan çıkarak koşarak odama girdim. Azraya" izin aldım,gidiyorum." diye mesaj atarak söz verdiğim gibi son durumdan haberdar ettim.Azra hemen cevap yazarak beni şaşırtmadı,"beni oralarda unutma,döverim."bu mesajı yazarken ki yüz ifadesi gözümün önüne gelince gülmeden edemedim.İzni aldım ama hemen gitmem maalesef mümkün değil. Bir sürü belgeler,evraklar filan var ve benim beklemek lazım. Şu günler çabuk geçse bari.

Acaba beni orada neler bekliyor?

Başımın Tatlı Belası(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin