Araba

294 24 5
                                    

Uzun süre bu halde beklemiştik. Kulağımda hissettiğim nefesiyle irkildim.

Jimin: Halinden pek de rahatsız görünmüyorsun anlaşılan.

Güldüğünü hissedebiliyordum.

Ellerinden kurtulup önünde durdum. İğrenerek vücudunu süzdüm.

Tamam belki o kadar da kötü değildi.

Gözlerimi kaçırıp onun dışında odada ne varsa incelemeye başladım.

Seulgi: Sen neden hala buradasın?!

Cevap alamayınca tekrar ona baktım. Ben bakar bakmaz üzerime doğru yürümeye başladı. O anki endişeyle ellerimi göğüslerinde sabitledim. O kadar ani olmuştu ki. Bacaklarımın yatağıma değdiğini hisseder hissetmez beni üzerine yatırdı ve kendisi de üstüme çıktı.

O an göğüslerinde olan ellerimi kendime doğru çektim. O da buna karşılık iki elimi de başımın üzerinde sabitlemiş sıkıca tutuyordu.

Şu an kendimi bu halde görsem kesinlikle delirirdim.

Kesinlikle!

Seulgi: S-Sen ne ya--

Cümlemi bitirmeden yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve birkaç saniye de öyle izledi.

Dudaklarını burnumun ucunda sabitleyip hafifçe öptü.

Ne?!

Jimin: Sen küçük bir kız çocuğusun Seulgi. Sakın bir daha benimle uğraşma.

Bir elini bileklerimden ayırıp yatağın yanındaki masanın üzerinden katlı tişörtünü aldı. Ben ise o an sadece onun yüzüne odaklanmıştım.

Az önce ne oldu anlayan var mı?!

Üzerimden kalkıp tişörtünü bir hamlede giydi. Benim yaptığım tek şey uzandığım yerde olayın şaşkınlığını atlatmaya çalışmaktı.

Yataktan doğrulup boynumu ovdum biraz. Bana bakıp sinsi bir gülüş attı.

Jimin: Kendine gelince haber ver de şu evden çıkmanın bir yolunu bulalım.

Seulgi: K-Kendimdeyim.

Boy aynasından biraz kendini izleyip tişörtünü göğsüne kadar çekti.

Bu nasıl sapık bir kafa?!

Jimin: Şuna bak. Sıcak sudan kaslarımı eritmişsin.

Sessiz bir kahkaha attıktan sonra kapıya yaklaştı ve biraz araladı.

Jimin: Ailenin uyumasını bekleyeceğiz. Daha sonra da beni yolcu edersin artık.

Bana bakıp gözlerini devirdi.

Jimin: Böyle susacağını bilseydim..

Yaklaşıp eliyle saçımdan bir tutam aldı.

Jimin: Daha önce yapardım.

Bu kadarı fazlaydı. Hem de çok.

Elini itip ayağa kalktım ve iğrenircesine yüzüne baktım.

Elimi ani kaldırmamla yüzüne tokatı geçirdim.

Pişman değildim.

Çenesine dokunup kafasını bana çevirdi. Yüzündeki gülümseme kaybolmuş kendini sinirli bir yüze bırakmıştı.

Ona vurduğum eli tutup sıkmaya başladı.

Jimin: Sen ne hakla--

Elimi ani bir şekilde çekmemle daha sinirli bir şekilde yüzüme baktı.

Body Talk | SeulMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin