Nezaret

240 23 33
                                    

Jimin: Buradan asla çıkamayacağız!

Neredeyse 250 defa karşımda dönüp durmuştu. Evet şu an nezaretteydik ama ben bu duruma biraz daha katlanamayacaktım.

Seulgi: Lütfen artık biraz sakinleş. Annemler yoldadır bundan eminim.

Jimin: Anlamıyorsun! Ailene olan saygınlığımı kaybedemem. Polisler bizi o halde görünce kim bilir ne düşünmüşlerdir. Ve şimdi kesinlikle ailene anlatacaklar. Bu korkunç anlamıyor musun?

Evet bu biraz gururumu incitmişti. Yani benimle yatması korkunç mu?!

Ayağa kalktım ve tam karşısında durup yürümesini engelledim.

Seulgi: Aileme olan saygınlığın neden bu kadar umrunda?

Soruyu sorar sormaz beti benzi atmış tek bir kelime bile edememişti.

Birkaç dakika sonra yanımızdaki oturağa oturdu ve başını ellerinin arasına aldı.

Seulgi: Zor bir soru sormadım bence.

Yanına oturdum.

Başını ellerinin arasından çıkartıp gözlerini parmaklıklara dikti.

Jimin: Bu seni ilgilendirmez bücür. O koca burnunu her şeye sokma.

Arkasına yaslandı ve ben de bunu avantaj bilerek kolunu kaldırdım. Başımı göğsüne yasladım daha sonra ise kaldırdığım kolunu serbest bıraktım ki omzumun üzerine düşmüştü bile.

Jimin: N-Ne yapıyorsun?

Seulgi: Sadece rahatlıyorum. Merak etme seni yemem.

Evet bu doğru. O yanımdayken hayatımda yaşamadığım kadar heyecan, eğlence, korku ve mutluluk hislerini yaşıyorum. Ben yıllardır aptal gibi ne hissettiğimi bilemezken Jimin'in şu işe girdiği 4 gün boyunca yaşamadığım kadar kaos yaşadım. Bundan pişman ya da mutsuz değildim. Aksine. Bir daha yapma şansım olsaydı bir daha aynı şeyleri yapardım. Onunla.

Jimin: Bu seni rahatlatıyor mu?

Soruyu sorduğu an ona baktım o da bana. Göz göze gelince yüzümü çevirdim. Onunla göz göze gelmek sadece sinir bozucuydu. Elimi karnının üstüne yerleştirdim ve parmağımla şekiller çizmeye başladım.

Konuşmayacağımı anlamış olacak ki kafasını tekrar parmaklıklara çevirdi ve omzumdaki kolunu sıktı. Evet huzurlu hissediyordum şu an.

***

Polis: Kang Seulgi. Çıkıyorsun!

Jimin'in, bacağının üzerinde olan başımı hafifçe okşamasıyla ve polisin bağıran sesiyle gözlerimi araladım.

Kaç saat uyumuştum ben?

Başım Jimin'in bacağının üzerindeyken hem de!

Yerimden doğrulup Jimin'in elini tuttum. Sonunda çıkıyorduk! Ayağa kalktım ve onu çekiştirmeye başladım. Neden kalkmıyor?

Seulgi: Neden kalkmıyorsun? Çıkıyoruz sonunda.

Jimin: Seulgi. Ben değil. Sadece sen çıkıyorsun.

Bu da ne demek oluyordu?

Seulgi: Ne?

Jimin: Anlaşılan olayları ailene anlatmışlar. Sadece seni kurtarmışlar.

Body Talk | SeulMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin