Kavga

233 22 17
                                    

Beni sertçe içeri ittikten sonra kendisi girdi ve kapıyı kapattı. Böyle bir şeyi isteyerek yapmayacağımı bile bile neden böyle davranıyordu anlamıyordum.

Bana dönüp kolumu tuttu ve sıkmaya başladı.

Jimin: Ne yaptı sana?

Sesi fazla şiddetli çıkmıştı. Korkmaya başlamış ve gözlerimi ondan kaçırmıştım bile.

Seulgi: B-Bişey yapmadı.

Söylediğime inanmamış olacak ki kolumu biraz daha sıkmıştı.

Jimin: Yalan söylemeyi kes!

Yüzüne alaycı bir gülümseme taktıktan sonra tekrar konuştu.

Jimin: Beni deli ediyorsun! Dudaklarını mı öptü söyle! Başka bir yerine dokundu mu? En sevdiğim boynunu öptü mü?

Biraz bekledikten sonra korka korka konuştum.

Seulgi: İstemeden oldu.. Gece öylece evime girince sen sandım.

Delirmişcesine iki elinin parmaklarını saçlarının arasına geçirdi.

Jimin: Gece evine mi girdi?!

HARIKASIN KANG SEULGI. Gece evime girdi denilir mi ya?!

Başımı ürkekçe olumlu anlamda salladım. Ani hızla üzerime doğru yürüdü ve duvara yapıştırdı. Çok sert değdiğimden sırtım ağrımış ve ağzımdan küçük bir inleme çıkmıştı.

Jimin: Ve sen de ona karşılık mı verdin?

Seulgi: Sen sand-

Jimin: Kes şu palavrayı.. Ben olsaydım asla karşılık vermezdin.

Bir süre bekledi.

Jimin: Benden nefret ediyorsun..

Ondan nefret mi ediyordum?

Gözlerimi aniden gözlerine diktim.

Seulgi: Senden nefret falan etmiyorum.

Jimin: Ediyorsun Seulgi.. Bunu çok belli ediyorsun. Benden kurtulmaya çalış-

Cümlesini bitirmesine izin vermeden sakince dudaklarına yapıştım. Bu biraz..

Garipti.

Ellerimi yanaklarında sabitledim. Başlarda biraz şaşırdığı için tepki vermemişti ama daha sonra o da karşılık vermişti. Güzel hissettiriyordu.

Yavaşça dudaklarından ayrıldım. Gözlerim yerdeydi. Yüzüne bakamıyordum çünkü bu cidden utandırmıştı.

Daha önce yaptıklarımızdan daha çok..

Eliyle çenemden tutup yüzümü kendi yüzüne kenetledi daha sonra yine dudaklarıma yapıştı.

Benim hikayemdeki en güzel bölüm buydu işte.

***

Seulgi: Tamam anne yarın okuldan çıkar çıkmaz evdeyim.. Hoşçakal..

Elimdeki telefonu masanın üzerine bıraktım. Jimin'in evinde kalacağımı söylememiştim tabii. Yine her zamanki gibi Wendy'de kalacağımı söylemiştim.

Canım arkadaşım.

Seulgi: Bunlar bana biraz büyük geldi sanırım.

Vücudumu ve üstümdekileri bir süre süzdükten sonra sesli bir kahkaha patlattı. Üzerimde Jimin'in tişörtü ve eşofmanı vardı. Az önce uzun bir duş aldığımdan ıslak saçlarım hala kurumamıştı. Şu an o kadar komik bir durumdaydım ki gülmesine hak veriyordum.

Seulgi: Saçlarımı taramam lazım.

Gülmeyi durdurduktan sonra koltuğa oturdu ve tabureyi önüne çekti.

Jimin: Buraya otur.

Dediğini yapıp önündeki tabureye oturdum. Saçlarımı arkaya çekip yavaşça taramaya başladı.

Hepsini taradıktan sonra saçlarımı sağ tarafımda topladı ve enseme hafif bir öpücük kondurdu. Aniden irkilmemden dolayı dudaklarını geriye çekmiş daha sonra yine öpmüştü.

Bundan hoşlanmıştım ki gülümsememi durduramamıştım.

Jimin: Saçların.. Güzel kokuyor.

Bir şey demeden tabureden kalkıp mutfağa girdim. Yiyecek bir şeyler hazırlamam gerekiyordu. Güzel bir çorba yapmıştım yanına da pilav. Odaya girdiğimde Jimin koltuğa uzanmıştı.

Yorgun olmalıydı.

Masayı hazırladıktan sonra koltuğun kenarına oturdum. Elimi saçında gezdirip kulağına eğildim ve fısıldadım.

Seulgi: Park Jimin.. Acıkmıştın.. Yiyecek bir şeyler hazırladım.. Kalk hadi..

Gözlerini biraz kırpıştırdı.

Jimin: Ahh. Beni deli ediyorsun Kang.

Gülümsedim. Bu söylediği iyi anlamda mıydı yoksa kötü anlamda mı anlayamamıştım ama yine de harika hissettirmişti.

Olduğumuz yerden kalkıp masaya oturduk.. Yemek konusunda pek iyi değildim. Hatta hiç iyi değildim.

Jimin: Daha önce kimse sana..

Evet.. Hadi güzel bir iltifat bekliyorum senden Park Jimin.

Jimin: İğrenç yemek yaptığını söyledi mi Seulgi?

Ah evet. Bunu beklemiyordum.

Seulgi: Bu kadar kibar olmanı takdir ediyorum Jimin. Ama ben harika yemek yaparım.

Çorbadan bir kaşık alıp içtim. Tadı o kadar da kötü değildi. Hatta hiç kötü değildi. Güzel bile olmuştu.

Seulgi: Yah! Bu güzel olmuş.

Sesli bir kahkaha atıp çorbadan bir kaşık aldı.

Jimin: Evet ilginç bir şekilde..

***

Seulgi: Ben yatakta yatacağım. Sen de yerde.

Kocaman gülümseyip saf saf yüzüne baktım.

Jimin: İyi peki yat bakalım orada. Ben yerde yatarım.

Bu kadar çabuk kabul edeceğini hiç düşünmüyordum açıkçası. Benim bildiğim Jimin beni yerde yatmaya iknaa edene kadar uğraşırdı.

Az önceki öpücük ona yaramıştı demek ki. ^-^

Altımdaki eşofmanı çıkardım. Tişort zaten elbise gibi oluyordu yani en başından hiçbir etkisi olmamıştı. Yatağ girdim. Tam uzanacakken Jimin karşımda tişörtünü çıkarmış ve hızlı bir şekilde üzerime çıkmıştı.

Jimim: Ben yerde yatmaktan hoşlanmam Kang.

Dudaklarını burnuma yerleştirdikten sonra iki defa öptü. Yüzünü biraz aşağı indirip alt dudağımı iki defa öptü. Daha sonra da kafasını boynuma gömüp sulu bir öpücük kondurdu.

Neden böyle hissediyorum?

Yani..

Heyecanlı..

Vücudunu geriye çektikten sonra yanıma uzandı. Karnımın üzerinden tişörtümü yukarıya çekti ve elini karnımda sabitledi. Ona arkamı dönünce karnımdaki eliyle beni kendine iyice bastırdı.

Beni

Deli

Ediyorsun

Park

Jimin!

Jimin: İyi geceler küçük ayıcığım.

Seulgi: İyi geceler Jimin.

Body Talk | SeulMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin