"... bu yüzden sizleri bir kez daha tebrik ediyorum Akıncılar Tim'i."Operasyonun üzerinden tam 2 gün geçmişti. Herkes toplantı odasında Samet Binbaşı'yı dinliyordu. Poyraz bu uzun konuşmadan sıkılmıştı. Binbaşı her zamanki gibi timin başarılarını tebrik ediyor ve ne kadar iyi bir tim olduğundan söz ediyordu. Akıncılar'ın iyi bir tim olduğunu zaten herkes biliyordu, her konuşma da bunu hatırlatmanın ne önemi vardı öyle değil mi?
"Bildiğiniz üzere Barış Üsteğmen bu sabah aramızdan ayrıldı. Bundan dolayı Üsteğmen Esila artık sizin yeni tim komutan yardımcınız olacak. Onunla bir an önce tanışıp kaynaşsanız iyi olur. Hadi biraz dinlenin."
Bütün tim aynı anda "Emredersiniz komutanım." dedikten sonra Poyraz, Samet Binbaşı'yla beraber toplantı odasından çıktı. Osman hemen Esila'nın yanına geldi ve kendini tanıttı.
"Ben denuz Osman Demur. Şey yani Kıdemli Çavuş Osman komitanum, emrinizdeyum."
Esila hariç bütün tim kahkaha attı. Bora hemen lafa atladı.
"Ulan hamsi kafalu gene yaptın yapacağını. Öhöm öhöm. Astsubay Başçavuş Bora komutanım. Her şekilde emrinizdeyim."
Osman karşılık verdi.
"Ula bana diyene bak. Komitanun ayağunun altıni yalamaduğun kaldi."
Yine herkes kahkahalara boğuldu. Sonra tüm tim kendisini tanıttı. En son Esila konuştu.
"Ben yeni tim komutan yardımcınız Üsteğmen Esila. Allah'ın da izniyle sizlerle beraber uzun bir süre görevlerde beraber olacağız. Belki de bir süre sonra tim komutanınız olurum."
"O biraz zor canım."
Poyraz'ın arkadan gelen sesi Esila hariç herkesi hazır ola geçirtmişti. Esila, Poyraz'ın rütbesini bilmediğinden normal bir şekilde konuştu.
"Anlamadım?"
Poyraz devam etti.
"O biraz zor diyorum, ben ölmediğim sürece bu timi benden başkası yönetemez. Bu arada ben Yüzbaşı Poyraz. Bundan sonra benim emrimdesin."
Poyraz rütbesini söyler söylemez Esila hemen hazır ola geçmişti. Kendisini tanıttı ve rahata geçti.
Poyraz, kızın gözlerine baktı. Gök mavisi gözleri, kızın yeşil gözlerinde kaybolmuştu. Sonra yüzünü inceledi. Ve sonra da toprak rengi saçlarını... Bu kız inanılmaz derecede güzeldi. Bir an böyle bir kızın dağda çakal avlamayla ne işi olduğunu düşündü. Ancak daha fazla kendisini kaybetmedi ve kızın gözlerinden ayrılmadan konuştu.
"Herkes dinlensin. Bir süre operasyon olmayacak. Bir de seni kaçıran Cemal şerefsizi ölmemiş. Son anda kaçmış. Yerini bulunca indirmeye gideceğiz. Siz genede her an herşeye hazır olun. Anlaşıldı mı?"
Bütün tim aynı anda cevap verdi.
"Emredersiniz komutanım!"
Ve Poyraz arkasını dönüp çıktı.
------------------------------------------------------
Esila karakolun bahçesindeki eskimiş bir bankta oturuyordu. Havanın soğuk olması onu etkilemese de tüyleri diken diken olmuştu. Sebebi hava değildi evet. 10 yıl önce yaşanan, tüm hayatını değiştiren olay gelmişti aklına. Babasının büyük bir terörist başı olduğunu öğrendiği olay... Bunu annesinden öğrenmişti ve öğrenir öğrenmez de polisi aramıştı. Babasının Esila'yı dağa çıkarma gibi planları vardı. Bu yüzden ona zarar vermemişti. Ancak annesini gözleri önünde vurmuştu. Bu olayı her hatırladığında tüyleri diken diken oluyordu. Neyseki şuan babası olan o şerefsiz hapisteydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKINCILAR
General FictionPoyraz ölüm için hazırlanmış bu yiğitlere baktı. Buz mavisi gözlerini her birinin üzerinde tek tek gezdirdi. Bunlara operasyondan önce biraz cesaret gerek diye düşündü, sanki yeterince yokmuş gibi... Elini havaya kaldırarak işaret parmağıyla o güzel...