🎈 2 🎈

1 0 0
                                    

      Gece 4.09da okuyun lütfen 🙏
        Bölüm şarkısı : Adamlar_ E tabi

       Daha rüyadan uyanamadım. Evet beni sevmiyorsun biliyorum. Belki hiçbir zaman sevmeyeceksin. Bunu da biliyorum. Ama beni sevdiğine inanmak sanısı rüyadan uyanmak istemiyorum. Ama biliyorum ki bu rüyadan uyanırsam bir daha uyuyamam. Her şey bir kez var olur yinelenmez tuttun tuttun kaybolur gider.

         Ama bu canımı daha çok yakacak. Beynim beni uyandırmıyor ki organlığını iyi kullanamayan organ bozuntusu.

       
      Bazı insanlara bakıyorum da bakışların parlayan camı kırılmış. Merhamet öyle yumuşamış. Bataklıktı ki düşen gömülmüş. Geçen günler dolapta katlanmış çamaşır gibi gelecek bile terk edilmiş. Gözler anlamsız saçma sapan şeyler de takılıp kalmış. Hayattan koptuğunu kederlenerek söyler. Taşıdığını öfkeyle dinler. Yalnızlığın üzerinde mekanında tahta geçmiş.

      Ben benim olmayan bir hayata bulaşmıştım. Katmerlenip üzerime gelen. Ben de olmayan hayatlarla karşılaştım. O hayatı anahtarlayıp çıktım dışarıya gittim bir kitapçıya kitap dolu poşetle geldim eve.

       Bazı insanlar bizi çoğu şeye yetersiz görür ya aslında onlardı yetersiz olan bizim duygularımız için yetersiz olan onlardı. Onlar sadece acı çektirmeye yarardı. Bir ucundan tutup sarmaya çalışmazlardı. Sözde seviyorlardı.

      Hayat kesinlikle bize pusu kurmaz düello yapardı. Sen mi iyisin? Kazanmakta . Ben mi daha iyiyim? Konusu da buydu.

       Biz yaşarken bitiyordu herşey ölmeden önce ölüm bitiyor biz yaşarken bitiyor ömür her vakte hazırlık yapıyoruz.        
     
       Yaşarken son veriyoruz herşeye gitmek imkansız gelir herşeye. Birden ölmekte sakıncalıdır ama patlamaya yavaş yavaş alıştırıyoruz kafamızı.
   
      Sevmeden önce yaptığımız gibi. Ağlamadan önce yaptığımız gibi. Başkalarınıda buna alıştırıyoruz bilmeden.
  
      Kalemi düştüğü yerden kaldırmak kaybolan birşeyi aramak boşluğu ona uygun bir şeyle durdurmak aldırmak ya da aldırmamak dudaklarında konuşan onlar değil.
     
      Yara bandını mevzubahis etmediler yarası var olanları gördüm her şekil de bir akşam da kolunu arasa bulamayacak odur bir şehir de yer bulamayacak adam.

      Bizi nereden kanatacağını biliyor yüzlerinizi haritalandı.

        Düş görmezdi yüzmede bilmez şimdi o. Tahtaya yapışmış rakamların kemikleri ürkütmüş onu afrodizyak ayaklı mahlukatlar deniz yemiş onu.

        Bir dağın tepesinden suya bakan bülbül kendini ırmağa düşmüş sanıyor. Neşenin doruğunda yine de boğulmaktan korkuyor.          CYRANO DE BERGERAC

   
       Çok uzaklardan korku deliyor geceyi çenesine dişleyip getiriyor sabahı yüklüydü ya aç topuk derin izleri. Ayak bileklerine bağlı kocaman rüyalarla. Giriyor uyku kapısından. Ve unutuyor aldığı nefesi bile hiç çalışmadan canlı bir unutkanlık buluyor. Beyninden akıyor parçalanıp dışarı anılar.

    
       Görüyor biliyor dokunuyor. Gördüğünü bildiğini dokunduğunu. Ne büyük büyülü canavar şu insan sımsıkı anlaşılmaz gizemli. Kimsenin köpüğü çarpmıyor kimseninkine dönüyor büyülü küre kaç kere her yere. Hiç bir kelimesi olmayan korkunun.

    

    Takım yıldızı altın da dolaşan bahtsızlık bu. İnsan kalbi pusu kurmaktan zevk alır kendine hee yöne gidebilir insan kalbi yönsüzdür. Karışmış sözü pişman ne dediğine bir odası var kapısı yok bir kafa. Çinko sır hayret herkeste kendinden Birtane olduğunu gösteriyor.

      Hayretler içinde kendinden önce insanları koruyor. Küçük zihni kol kanat geriyor. Kötülükler kanadının üzerine şemsiye yağmur misali düşüyor.

       Bir nehir misali elleri dokunduğunda iyilik yapan güzellik için de sevdiğim. Gözleri bütün şehri dümdüz ediyor oysa ne saçma şey değilmi? Bir şehri bir çift göz nasıl dümdüz eder? Gözleri her cevabın yanıtı. Hiç çekinmeyen bakışlarını sergilemekle yükümlü.

      Kokusu buradan değil oysa çok uzaklardan gelme. Eski bir fotoğraf kokusu, antik bir kitap değeri. Kendine has ayrıncalık taşır. Deniz gezmiş posteri gibi biraz hayran edici biraz ulaşmak istenen. Sanki bir adım yakının da ama çok uzaktan gelir. Yanındaymış gibi kokan 'herşey yolunda' der gibi. Uzaklardan seronomi gibi.

      Sesi duygu da sahtecilik der gibi aman polis görmesin duymasın. Ayan beyan kanayan yarama bıçak gibi saplanan sesin yankılanır kulağımda. Artık eskisi gibi değil herşey sevgiden değil yaptıklarımız. Mesela ben kendi evimde değilim kalbinde. Ama baktığın heryerdeyim. Acı çeker gibi çıkan fısıltılar gibi kırılır bir meleğin kanatları yoktan var eden nidalar. Kıracak kırılacak birşeyler var orta da belli.

     O gözler aman görmesin beni yangından mal kaçırır gibi kaçırır bakışlarını. Hani anları yakıp sisli havalarda sesten ses çıkarır. Ton ton gezinir derinlerde. Kısılır ses gibi gülerken. Çatallaşan buruk bi ses gibi baktığı olur. Canımdan can gider o zamanlar da.

       

        Kıskandırır beni herşey ona yakın olan. Bir kıvılcımla ateşe veresim gelir. Ona şuan fizan gibi uzaksam onu sevdiğimdendir bu. Günün ilk ışıklarıyla dua eden ben çabalamadım hiç bişey için bu kadar. Bir tablo kadar kusursuzluk var üzerinde onda değil bulutlar da. Ertesi gün kalktım o sesleri duydum yakından geldi. Bıraktım uzandım uyutmadılar. Fısıltılar soğuktu. Ben bir soluğa düştüm misafir oldum. O soluma düştü evi satın aldı.
    

     Biraz kendimi özledim biraz denizi biraz kitabı biraz kahveyi biraz uzakları. Biliyorsun fırtınalar susunca başlar. El kadar susunca. Tutsak tutar koca avucunun için de dev. Ev misali misafir etmek ister buzdan evine. Ya sinirden batırır ya gülüşten. Sıkılmıştım bende biraz boşa tutmaktan. Ellerini tutamamaktan. Beni burada tutan sen değil kendimdir.

     İnsan düşlerinin tavanın da başlar yaşamaya. Söylediğiyle yaptığı adımlarla aynı. Ses yaşlanmıyor. Bir tutkusu var herkezin. Yazısını görmek için sırasını arayan. Var bu dünya da yürümek için çekenleri biliyorum kanını çekmişler an da çekmişler zihninden. Ondan çekilir içine.

      -Ağladığımı görürsen, ilkin kendine acımalısın.
                      _Horatius

     _Zaman ayırdığınız için teşekkürler_

Sondan Bir ParçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin