BÖLÜM 1

133K 5.4K 1.9K
                                    

Uzun zamandır beklenilen bir hikâye, inşallah beğenirsiniz.

Başlama tarihinizi ve bir şarkıyı buraya bırakın.

İyi okumalar...

Hayatın, birbirinin geleceği olacak insanları nerede karşılaştıracağı belli olmazdı. Kimileri denizde salınan bir gemide, bulutların arasında huşuyla süzülen bir uçakta, beton yığınlarının arasına sınır çizen sokakta, kimileri ise onlar gibi bir otobüste karşılaşırdı.

Otobüse basılan iki adım sesinin biri orta kapıdan, biri ön kapıdan geliyordu. Adam mavi gözlerini kısarak otobüse kısa bir bakış attı, uzun ve güçlü bacaklarıyla merdivenleri tek hamlede çıkarak otobüsün koridorunda durduğunda birkaç parça eşyasını koyduğu elindeki çantayla otobüsün tam ortasındaydı. Bilette yazan numara zihninde taze rakamlarla yerini korurken hemen karşısındaki koltukların numarasına baktı, aynı zamanda hostun birine bir şeyler dediğini duymuştu ama önemsemeyerek öne doğru hareket etti.

Birkaç saniye önce, ön kapıdan binen genç kadın merdivenleri yavaş adımlarla çıkarken arkasına bakmamak için kendini tutuyordu, geleceği için sevdiklerinden ayrı kalmayı göze almıştı ve zor olacağını elbette biliyordu. Ciğerlerine rahatlamak için derin nefes çekerken duyduğu sesle duraksayarak karşısına baktı.

"Hanımefendi koltuğunuzu göstereyim." İpar, host olan adama şöyle bir baktığında, yüzündeki imalı gülümsemeden huzursuz olarak kaşlarını çattı, uzun bir yolculuk olacaktı ve onu rahatsız etmesini kesinlikle istemiyordu.

"Ben bulurum." dedikten sonra hosta arkasını dönerek ilerlemeye başladı. Bir anlık hissettiği tedirginlikle, boş olan bir koltuğun önünde durarak başını sola çevirdi ve camdan dışarı babasına baktı, yüzündeki buruk gülümsemeyle kendisine bakıyordu.

İpar, otobüse binen şoförün hostla yaptığı konuşmayı duyunca hızla koltuğunu bulması gerektiğini anladı ve ebeveynlerine el sallayarak koltukları işaret etti, babası başıyla onayladığında koltukların arasında, numaralara bakarak ilerlemeye başladı.

13-14, 15-16...

Birkaç adım daha attığı sırada koyu lacivert spor ayakkabıları gördüğünde duraksayarak, hâlâ koltuk numaralarına bakarken kenara çekildi. Adamı incelememesine rağmen tüm otobüsü kaplamışçasına iri gelmişti ve İpar kenara çekildiğinin farkında bile değildi. Elindeki biletini dudağını bükerek açtı, 19 numaralı koltuğu vermişlerdi ve cam kenarı olmadığını öğrendiğinde hızla sırt çantasından kulaklığını kontrol etmişti, yedi saatlik yolu kulaklığı olmadan geçiremezdi.

Emir, bulduğu koltuğunun üstündeki bölmeye çantasını yerleştirirken kendine yaklaştığında duraksayarak kenara çekilen kadına göz ucuyla baktı ve onu rahatsız edecek bir yakınlıktan kaçınmak için işini hızla bitirerek koltuğa oturdu, koltukların arasındaki koridor cüssesine karşı fazlasıyla dardı.

İpar, koyu lacivert spor ayakkabılar önünden çekildiğinde adamın oturduğunu anlayarak ilerledi. Belki cam tarafındaki kişi gelmezdi ve o da keyifle yolu izleyerek İstanbul'a giderdi. Orta kapının iki önündeki koltukta '19-20' yazısını gördüğünde duraksadı ve arkasına baktı, host orada yoktu. Sırt çantasını kollarından indirdikten sonra başını kaldırarak umutla cam tarafına baktı fakat biraz önce iri olduğunu düşündüğü adam oturuyordu. Omuzları çökerken, dolgun ve pembe renkli dudakları o anlamadan bükülmüştü, bir erkeğin yanında oturuyordu.

Babasının buna kızacağını düşünerek camdan dışarı baktı, tahmin ettiği gibi adamın kaşları çatılmıştı ve telefonundan bir şeyler yapıyordu. Babasının telefonu kulağına götürmesiyle İpar'ın telefonu çalmaya başladı, hemen cebinden telefonunu çıkararak aramayı cevapladı ve telefonu kulağına götürdü.

KALP YANGISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin