BÖLÜM 54

31.6K 2K 489
                                    

Merhaba, bu bölüm biraz garip oldu. Bazı kısımları çok içime sindi, bazı kısımları pek sinmedi. Bunu telafi edeceğim, en kısa zamanda.

Yazım hatalarım varsa mazur görün. İyi okumalar...





Ayrılık sevdaya dahil, derlerdi. Belki de ayrılık olmadan sevda olmuyordu. İpar, bu yüzden o ayrılığı yaşadıklarını düşünüyordu. Aşklarının sevda olması için bu ayrılığı çekmeleri gerekiyordu belki de... İkisinin de koca yüreği daha küçük bir sevdayı kabul etmemişti.

Köpüren kahveyi dün akşamki yemeği düşünerek izlerken dudaklarındaki gülümsemenin sebebi Emir'in mutluluğuydu. Adamın gülüşüyle kısılan mavi gözleri kalbinin ritmini değiştiriyordu. Birbirlerinin gülüşleriyle mutlu oluyorlardı.

Pişen kahveyi fincanlara doldururken aklında yapacağı konuşmayı toparlamaya çalışıyordu, akşam yemekten geldiklerinde abileri anne ve babasıyla konuşmasını istemişti. İpar'da bir an önce konuşmak istiyordu. Emir yine beraber konuşmalarını teklif etse de İpar yalnız konuşmanın çok daha iyi olacağını biliyordu. Emir olursa anne ve babası aklındakileri rahatça söylemezdi ama bakışlarıyla belli ederdi ve akıllı bir adam olan Emir, bunu anlardı.

Üç fincanı tepsiye koyan İpar lokum kâsesini de koyarak mutfaktan çıktı ve tatilden sabah dönen anne ve babasının yanına salona yürüdü. İtiraz etmelerinden çekiniyordu ve itiraz kabul edebileceğini de sanmıyordu. Hayatıyla ilgili verdiği kararlarda artık sadece destek görmek istiyordu.

"Ellerine sağlık kızım." diyen babasına tebessüm ederek tepsiden kahve fincanını almasını izledi. Annesi de kısılmış gözleriyle şüpheyle bakarken fincanını aldı.

"Afiyet olsun." diyerek lokum kâsesini de orta sehpaya bırakarak tepsideki kahve fincanını alarak tekli koltuğa oturdu ve bakışlarını kaldırarak ebeveynlerine baktı.

Defne hanım kızının üstündeki tedirginliği çoktan fark etmişken Adnan Beye baktı, güzel geçirdikleri günlerin sonunda tekrar bir tartışma olsun istemiyordu. Yanlış anlamasından doğan sorunlar hepsini üzmüştü ve fazlasıyla pişman hissediyordu.

"Nasıl geçti tatiliniz?" diye sorarak söze başlayan İpar, babasının bakışlarını üstünde hissetmesiyle kahve fincanını sehpanın üstüne bırakarak kahverengi gözlere baktı.

"Güzel geçti kızım, annenle biraz takıştık ama tatil iyiydi."

"Niye?" Çatılan kaşlarına engel olamayan İpar soran bakışlarını annesine çevirdiğinde mahcup yeşilleri görerek dudaklarını birbirine bastırdı. Sanki haftalar öncesinde kalmış gibi olan o günü hatırlamak bile istemiyordu.

"Annenin işleri işte." derken eşine bir bakış atan Adnan Bey, kahvesinden bir yudum içerek kızına baktı. "Siz neler yaptınız?"

İpar sanki babasının bu sorusunu bekliyormuş gibi sakince yutkunarak yerinde dikleşti. "Biz de dün akşam Emirlerde toplandık, döndü diye kutladık falan." dediğinde elleriyle oynayan İpar, hareketleriyle konuşacağı konuyu karşısındaki ebeveynlerine çoktan anlatmıştı.

"Sonunda döndü demek." diyen Defne Hanımın yüzündeki tebessüm İpar'ı cesaretlendirmişti.

"Evet." derken nefesini sakince verdi ve hangi kelimeleri kullanması gerektiğini bilemeyerek konuşmaya başladı. "Siz aşkı bilen bir çiftsiniz, ben çocukluğumu sizin aşkınızı izleyerek, size hayran olarak geçirdim. Hissettiğim duyguyu ve kalbimin çarptığı adamı biliyorsunuz."

İpar hissettiği utançla başını eğerken şimdi yanında Emir olsaydı çenesinden tutarak başını kaldıracağını biliyordu. Hislerinden utanmaması gerektiğini bilerek başını kaldırarak babasının ve annesinin gözlerine baktı.

KALP YANGISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin