Bölüm 34: Çocukluk

931 75 423
                                    


Hazal annesinin odasından çıktıktan sonra babası ve Emire baktı. Babası ise hemen ayağa kalkıp kolunu okşadı kızının. "Sen eve git kızım." Dedi yumuşacık bir sesle. Hazal ise hemen olumsuz anlamda başını salladı ama babasının bu cevabı kabullenmeyeceğini biliyordu. "Hazal beni dinle kızım. Hadi git. Yarın sabah erkenden gelirsin." Dedi. Hazal daha fazla ısrar etmedi. "Tamam yarın gelirim ben." Diye mırıldandı ve Emir ile birlikte asansöre doğru ilerleyip asansöre bindiler. Aklı annesinde kalacaktı ama babası annesinin yanındaydı sonuçta. Asansörden inip hastaneden çıktıktan sonra arabaya bindiler. Sessiz bir araba yolculuğundan sonra nihayetinde eve geldiklerinde ikiside arabadan indiler ve eve girdiler. Hazal bu rahatsız edici sessizliği bozmak istese de Emir bir şey demedikçe o da konuşmuyordu. Birlikte odaya çıktıklarında Emir sırtını dönüp yatağa yatınca Hazal bir süre ona baktı öylece. Ne olmuştu buna şimdi? Daha sonra o da yatağa yattı ve arkadan Emire sarılmaya çalıştı. "Emir bir şey mi oldu?" Dedi Hazal telaşla. "Uykum var." Diye mırıldandı Emir. Hazal üstelemedi ve Emirin boynuna ufak bir öpücük kondurup fısıldadı. "İyi geceler sevgilim."
Hazal da gözlerini kapadı ve uyumaya çalıştı ne kadar aklı hala annesinde kalmış olsa da.

Miray bindiği taksinin camından dışarıya bakıyordu. Rüzgarı hastaneye yatırmışlardı ve Aras ısrarla Mirayı aramıştı. Miray en sonunda Arasın telefonlarına cevap vermeye karar verdiğinde Rüzgarın onu görmek istediğini öğrenmişti. Şimdi de Rüzgarın yanına gidiyordu ona destek olacaktı. Siz onun bu yaptığını yanlış buluyor olabilirdiniz ama Miray vicdanını susturamıyordu işte. Şimdi onu aldatan adama gidip destek olacaktı. Niye? Çünkü vicdanını susturamıyordu. Çünkü o Rüzgar gibi ya da başkaları gibi değildi. Geçmişe saygılıydı,vicdanlıydı. Taksinin durması ile derin nefes alıp verdi ve taksiden indi Miray. Hastanenin kapısının önünde onu bekleyen Arasın yanına ilerledi. "Merhaba." Diye mırıldandı. "Merhaba Miray. Gelmene çok sevindim. Rüzgar da sevinecektir, teşekkür ederim." Dedi Aras. Miray sadece kafasını sallamakla yetinince birlikte hastaneye girdiler ve ilerlemeye başladılar. "Doktor Rüzgarın iyileşmeye inanması gerektiğini ve morale ihtiyacı olduğunu söyledi. Onunla konuşursun değil mi?" Dedi Aras. Miray ise iç geçirdi ve Arasa baktı. "Karşısına geçip boş boş oturmak için gelmedim değil mi?" Dedi Miray. Aras durduğunda o da Arasın karşısında durdu. "Odası burası. Tekrar teşekkürler." Dedi Aras. Miray ise hiçbir şey demeden Rüzgarın odasına girdi ve camdan dışarıyı izleyen Rüzgara baktı.

"Rüzgar?"

Rüzgar Miraya dönüp gülümsediğinde Mirayda kendini gülümsemek için zorladı. "Sonunda geldin. Neden kapının orada duruyorsun?" Dedi Rüzgar. Miray ise Rüzgar dediği an anca farketmişti hala kapının orada durduğunu. Yavaş adımlarla odanın içine doğru ilerledi ve sandalyeyi Rüzgarın karşısına çekip oturdu.

"Nasılsın?"

"Bir insan bağımlılıktan hastaneye yatınca nasıl olursa öyle."

Miray salaklığına lanet etti o an. Ne cevap vermesini bekliyordu sanki? İyim demesini falan mı bekliyordu? "İyi olacaksın. Bu illetten kurtulacaksın." Dedi Miray samimiyetle. Rüzgardan hoşlanmıyordu evet ama Rüzgar güçlü biriydi. Onun kurtulacağını biliyordu.

"Gerçekten inanıyor musun?"

"Evet. Sen bir şeyi istediğinde hep aldın. Eğer iyileşmeyi istersen alırsın. Hatırlıyor musun bir keresinde babana bir araba aldırmıştın ve o gün gelip hemen bana göstermiştin. Hatta kuzenim de bizdeydi. Sonra onun arabasını görmüştün çok istemiştin. Tüm gün babana yalvarmıştın ne yapıp ne edip aynı arabadan aldırmıştın babana. Sen her zaman istediklerini aldın Rüzgar. Iyileşmeyi de iste."

"Hayatta isteyip de alamadığım tek bir şey oldu."

Miray Rüzgarın dediği ile duraksayıp ona baktı. Kahverengi gözler gayet samimiydi. Miray bir an rahatsız olduğunu hissetti ve oturduğu yerde kıpırdandı.

Saklımdasın (MirBor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin