Bölüm 21:Psikopat Civciv

1.2K 85 432
                                    


Hazal duydukları ile hemen kendini dışarı atmış ve motoruna binip soluğu Arasın evinin önünde almıştı. Motordan inip eve bakınca sinirden titrediğini hissetti genç kadın. O bunu Emire nasıl yapabilmişti?! Emirin suçu neydi?! Birine bedel ödetecekse bu Hazal olmalıydı. Hazal kapıyı ısrarla çalmaya başladı. Hizmetli kapıyı açtığında hizmetliyi hiç umursamadan içeri girdi ve etrafa bakındı. "Aras!" diye bağırdı genç kadın.

"Buradayım tatlım."

Hazal duyduğu ses ile merdivenlere döndü. Aras merdivenlerden iniyordu. Hazal onu görünce iyice öfkelendiğini hissetti ve eline geçen her şeyi Arasa doğru fırlatmaya başladı. Şamdan,vazo,kumanda,telefon. Evet telefon bile!

"Sen bunu nasıl yapabilirsin?! Nasıl Emir'e zarar vermeye cüret edersin! Sen kendini ne sanıyorsun? Mafya babası mı?! Bu yanına kalır mı sandın?! Emir senden şikayetçi olacak ve sen o yaptığının bedelini ödeyeceksin! Emire de bir daha asla yaklaşmayacaksın!" diye bağırdı genç kadın fırlattığı şeylerin arasında.

Aras ise gayet eğleniyor gibi görünüyordu. Hazalın fırlattıklarından sonra alayla gülümseyip omuz silkti ve Hazala yaklaştı. "Her zaman bu asi hallerini sevmiştim. Yani Emirden uzak durayım ama senden durmayayım?" dedi iğrenç bir tonda. Hazal onun sesinden iğrendi ve etrafa bakındı. Masanın üstündeki themis heykelini alıp tam kafasında parçalayacakken Arasın onu bileğinden tutmasıyla duraksadı. "Yalnız o senin. Sana almıştım." dedi Aras yarım ağız gülümserken. Hazal onun yüzüne tükürmek istedi o an. Arasın yüzüne iğrenircesine baktıktan sonra heykeli bilerek Arasın ayağına düşürdü. Aras acıyla inleyip kendini geri çekerken Hazal yapmacık bir şekilde dudak büzdü. "Ups. Elimden kaydı biricik hediyem." dedi alaycıl bir tonda. "Bizden uzak dur Aras. Yoksa bu sefer yanlışlıkla ayağına düşürmek yerine kafanda parçalarım." dedi genç kadın kararlı bir tonda ve hızla orayı terk etti.

2 hafta sonra...

Miray 2 hafta boyunca yaşayan bir ölü gibiydi adeta. Sete gidiyor işini yapıyor sonra da evine dönüp kendini odaya kapatıyordu genç kız. Ne yiyordu,ne içiyordu. Boransız aldığı her nefeste batıyordu ona. Bu 2 hafta boyunca Boran ile bir kere bile konuşmamışlardı. Boran ile her göz göze geldiğinde onun o soğuk ve uzak bakışları ile karşılaşmıştı Miray. Ona sıcacık,yoğun,sevgiyle bakan kehribarları o kadar çok özlemişti ki... Boran ile böyle oldukları her an ağlamak istiyordu genç kız. İlk hafta setten geldiği her akşam evde ağlamıştı da zaten ama artık ağlayamıyordu da. Yaptığı tek şey etrafına donuk bakışlar atmak olmuştu. Kendini boşlukta hissediyordu genç kız ve bu boşluk nefes aldığı her salise ona acı veriyordu. O Boranı geri istiyordu. Ona o kadar çok ihtiyacı vardı ki bunun kendi bile farkında değildi.

"Miray? Miray!"

"Efendim Asya?"

"Sana sesleniyorum daha deminden beri."

"Dalmışım."

"Miray kendine gel artık canım. Ben seni böyle görmeye dayanamıyorum."
"Elimde değil Asya. Ben anlamıyorum nasıl böyle olduğumu. Nasıl bu kadar Borana bağlandığımı anlamıyorum ama onun yokluğuna katlanamıyorum. Sanki ruhum çekiliyor."

"O zaman git anlat ona gerçekleri. Bak o da seni seviyormuş."

"Yapamam. Rüzgarı sende tanıyorsun. Boranı riske atamam." dedi Miray titreyen sesiyle. Boranın saçının teline bile zarar gelme fikri Mirayı çok korkutuyordu. Genç kız bu acıya razıydı. Onun için önemli olan tek şey Boranın iyiliğiydi. Asya ona sarıldığında o da sımsıkı sarıldı arkadaşına.

"Ağla arkadaşım ağla. Rahatlarsın. Ağla. Ben hep yanındayım. Sadece bir arkadaş olarak değil,kardeş olarak da. Her şey olarak."

"Miray, ben senin sadece arkadaşın değilim. Sadece arkadaşın olmak da istemiyorum. Sen iste ben senin babanda olurum. Hakettiğin sevgiyi sana veririm."

Saklımdasın (MirBor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin