Eve vardığımda oldukça yorgun bir haldeydim. Çakıl'ı dahi görmemezlikten gelmiştim. Yorucu bir günün ardından, ılık bir duş iyi gelir düşüncesiyle kendimi banyoya attım.
***********
Saçlarımı havluyla kurulamaya çalışırken, aşşağıdan annemin ve Neşe'nin kahkaha sesleri geliyordu. Havluyu başıma sarıp yanlarına gittim. Vizyona yeni giren bir romantik komedi filmine bu kadar gülüyorlarmış. Geldiğimi belli etmeden tekrar odama çıktım. Havluyu başımdan çıkardıktan sonra kendimi yatağa attım ve bugün olanları gözümün önüne getirdim.
"Neden böyle bir tepki verdin?"
"Eskiden de aynısını yapardı."
"Kim?"Sonra o araba önümüzde durmuştu.
"Sana söylemiştim."
"Bana burada olan biten her şeyi anlatır mısın?! Ve kim eskiden de aynısını yapardı."İrem kolumdan tutup, beni en yakın parka kadar sürüklemişti.
"Bak Deniz. Sana anlatacaktım ama erken olacağını düşündüm. Ben Burak ve Anıl'ı çok küçük yaşlarımda tanıdım. Iıı... Burak'ı çok seviyordum. Ona aşıktım. Anıl sayesinde ona açılabildim. Ama o her zamanki şımarık ifadesini takınarak benimle dalga geçti. Sonra ne mi oldu? Hiç anlam veremediğim bir şekilde Burak'ı yakın çevremde daha sık görmeye başladım. Ona defalarca benden uzak durmasını söyledim, o ise her seferinde, az önce sana yaptığı açıklamayı yapıyordu bana. Arabadaki çocuk ise Hakan. Babam sayesinde tanışdık onunla. Babalarımız arkadaş anlayacağın. Anıldan sonra rahatça kendimi ifade edebildiğim biri. Bana güven veriyordu. Tabii ona Burak'ı anlatamadan edemedim. Ben de çok sonradan öğreniyorum ki meğer Hakan, Burakla teyze çocukları. Hakan bunu bana söyledikten sonra hep Burak'ı sordum. 'Nasıl biri?' , 'Nelerden hoşlanır?' , 'Kızlarla arası nasıl?'. Anlarsın işte. Söylediklerinden yalnız şunu hatırlıyorum. "Burak sevdiği kızı kıskanır, kimseyle paylaşmaz ve ona zarar gelmesinden çok korkar. Bu yüzden sevdiği kızı hep takip eder."
İrem bütün bunları sanki hiç nefes almadan anlatmıştı. Ve ağzım açık ona bakıyordum.
"Burak'ın yaptığı açıklamadan sonra, Hakan onun için mi 'Sana söylemiştim' dedi. O zaman Burak o açıklamayı aslında sana yaptı." dedim şaşkına dönmüş bir şekilde.
İrem hiçbir şey söylemeden yerden kopardığı otları parmaklarının arasından geçiriyordu. Nefesimi dışarı vererek "Vay be." dedim.
************
Kendimi tam uykunun kollarına veriyordum ki telefonumun sesiyle gözlerimi açtım. Bıkkın bir şekilde yatağımdan doğrulduktan sonra gözlerimi devirerek, çalışma masamın üzerinde duran telefonumu elime aldım. Ekranda, arayan ismi görünce "Yess!" diyerek yumruk yaptığım elimi havaya kaldırdım. Çünkü arayan Büşra idi.
"Aloo!" dedim sevincimi açıkça belli ederek.
"Deniiz!"
O son heceyi uzatınca ben de onu taklit ederek "Büşraa!" dedim.
"Çok özledim seni."
"Ben özlemedim mi sanıyorsun kızım?"
"Napıyorsun? Yeni birileriyle tanıştın mı? Ayazla nasıl gidiyor?"
"Tanıştığım oldu tabi birileriyle de Ayaz'ı hiç sorma ya."
"Neden?"
"Kızım bir mesaj atmışım çocuğa, ilanı aşk. Üstelik mesajı gördü, biliyor musun? Cevap da vermedi!" dedim.
Telefonun arkasındaki Çesil'in "Sıra bende, hadi ama.." diye yaktığı ağıtların sesleri geliyordu.
"Çesil'e telefonu vermezsen sana bir şey yapar diye korkuya kapıldım bir anda." dedim gülerek.
"Saçımı çekiyor. Şu iki dakikada yediğim yumruk ve tekmelerin haddi hesabı yok diyebilirim."
"Telefonu ona ver de biraz onun sesini de duyayım. Hem dayak yemekten kurtulmuş olursun."
"Tamam. Veriyorum."
"Deenizz!"
"Çeesiil!"
"Anneme senin Izmir'e gittiğini söylediğim zaman var ya, kadın hemen netten okul arayışlarına başladı."
"Mmm, çok güzel olursu burada okuman. Hem annen artık rahatlamış olurdu, hem de yanımda olman beni mutlu ederdi. Geliyor musun? Ne zaman?"
"Gelmeyi çok istiyorum ama burada Büşra var."
"O da doğru. Off boşver bunları. Ee napıyorsun?"
....
*********
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZDEKİ AYAZ (ara verildi)
ChickLitGörme engelli birinin, renkleri merak etmesi gibiydi seni sevmek... Deniz hayatının en güzel yıllarını yurt odalarında geçirmiştir.Önce babasına, kendisini ve annesini yalnız bıraktığı için; ardından annesine, kendisine verdiği sözü tutmadığı için ö...