~SON DAMLA~

243 34 7
                                    

Üniversitenin dışında olmama bir kaç metre kalmıştı ki arkamdan birisi seslendi

'ROSE !!!!'

Bu kim olabilirdi sence bence çokta zor bir soru değil. Tabiki Jimin. Ama sorun şu ki ismimi nereden öğrenmişti. Gerçekten beni çok şaşırtıyor.

Ona o kadar sinirlenmiştim ki. Arkamı dönmeden yoluma devam ettim. Bir kaç adım sonra önümde bitti. Hiç umursamadan yanından geçerek yoluma devam ettim. Sonra kolumdan tuttu. O an napıcağımı şaşırdım. Sanki gözleri alev gibi bana ateş etiyordu. Çok kızmış olmalı. Ama neden? Sanki kız arkadaşıyım.

'Neden daha dersler bitmeden eve gidiyorsun?'

Sorusuna soruyla cevap verdim

'Neden kolumu tutuyorsun?'

'Ah çok pardon isteyerek olmadı' dedi
Ve kolumu nazikçe bıraktı

'Müsade edersen evime gitmek istiyorum'

Gözlerimin dolduğunu görmüş olmalı ki biraz daha dikkatli konuşmaya başladı

'Seni sinirlendirecek bir durum mu oldu?'

Haberi yok herhalde

'Önemli değil sadece evime gitmek istedim işte o kadar'

Senin yüzünden bu hale düştüm diyemedim

'O zaman evine bırakmama izin ver'

'Hayır!! Hiç gerek yok zaten biraz kafamı toparlamam lazım hem senin derslerin var, boşver beni'

'Sen bilirsin ama kendine dikkat et ve yarınki derslere mutlaka gel'

İstemsizce 'Tamam' dedim

Evin yolunu tutarken bugünkü olanları düşündüm.

⚫⚫⚫

Eve geldiğimde kendimi yorgun hissediyordum. Sanki bütün gün evde temizlik yapmış gibiydim.

Hiç iştahım yoktu o yüzden doğruca odama çıktım. Tabi annemde moralimin bozuk olduğunu anlayınca fazla üzerime gelmedi. Eşyalarımı bir kenara bıraktım ama gel gör ki düşüncelerimi kendimden soyutlayamıyordum.

Ben şimdi napacaktım? Sabaha kadar da bu soruyu düşünsem yinede cevabını bulabileceğimi zannetmiyorum.

Offf Offf!!! Millet bizi çok yanlış anladı aramızda hiç bir türlü  ilişki olmadı. Ama gel sen bunları o beyin yoksunlarına anlat. Sevgiden gözleri kör olmuş.

⚫⚫⚫

Sabah olmuştu. Alarmım son ses çalıyordu. Çünkü beni uyandırmanın tek yolu vardır o da gürültü ㅋㅋㅋ
Hemen üstümü değiştirip her zaman ki gibi ağzıma bir kaç lokma bir şeyler atıp dışarı çıktım. Sonra dünkü olanlar aklıma geldi. Biraz duraksadım ama sonra onunla karşılaşmamızın bir tesadüf olduğunu koskoca parkta beni bulamayacağını düşünerek emin adımlarla parka gittim.

Yarım saat koşu yaptıktan sonra eve doğru yol aldım. Dediğim çıktı o sadece bir tesadüftü.

Hemen üstümü giyinip okula doğru yol aldım.

Sınıfa girdim. Ve dün olanların hepsini unutmaya karar verdim. Bir daha aynı olayların yaşanmaması için yanımın boş olmayacağı bir yer aradım ve buldum da. Ama bir sorun var ki bu kişi erkekti. Çünkü kızların dünkü konuşmalarından sonra yanlarına oturmamın aptallık olacağını düşündüm. Bir kaç dakika sonra assolist gibi gelmeyi tercih eden Jimin geldi. Benim bir erkekle oturduğumu görünce biraz yüzünü astı ve arkamızdaki boş sıraya oturdu. Sanki hiç boş yer yokmuş gibi.

Ders tam 1.30 saat sürdü ve doğal olarak beyinlerimiz fonksiyonunu kaybetmek üzereydi. Gerçekten de dedikleri kadar zormuş bu bölüm. Ama olsun! bir hedefin varsa o uğurda kolunu dahi kaybetsen mutlaka ulaşmalıydın.

Beynimi dinlendirmek için kafeden bir soğuk kahve ve birazda atıştırmalık alıp kampüsün bahçesindeki bir bankta oturdum.
Tam yiyeceklerimi açmışım mideme indirmek için hazırlamışken yanıma birisi oturdu. Dur tahmin edeyim bu Jimin di. Ve doğru tahmin etmişim.

'Napiyorsun burada tek başına? Canın sıkılmıyor mu?'

'Yoo bu hayatımda yaşadığım ilk yalnızlık değil ki ben kendimi bildim bileli arkadaş edinmedim'

'Öyle mi? Peki neden bundan sonra bir arkadaşının olmasını istemiyorsun? Artık belli bir yaşa geldin. Hayatta yalnız kalmak kadar kötü bir şey yok'

Doğru söylüyor ama dün o fırsatı elimden kaçıran bu sözlerin sahibi Jimin di

Ve sözlerine devam etti.

'Hiç hayatını ömür boyu beraber sürdüreceğin bir erkeğe sahip olmak istemezmisin?'

Konu kötü yerlere gidiyordu. Bir cevap vermeliydim.

'Haklısın ama bu dediklerine şu an ihtiyacım yok. Bir hedefim var o da doktor olmak! Bu hedefimi yerine getirmeden hiç bir şeyle meşgul olmak istemiyorum'

Bu cümleleri kurmak zorundaydım. Yoksa konu bambaşka yerlere gidicekti.

'Aslında yanılıyorsun. Hedeften daha önemli şeyler var ama sen sadece yaşam kaliteni yükseltmek için çabalıyorsun!'

OHA bu şimdi ne dedi. Bu cümleyi kullanmayacaktı. Hakkımda hiç bir şey bilmezken bu cümle çok ağırıma gitti.

'Sen nereden biliyorsun benim doktor olmak istememin para için olduğunu!!! Daha hakkımda doğru düzgün bir şey bilmeden bu ithamlarda bulunman kabul edilebilir bir şey değil!!! (ve o çok korktuğum şey başıma geldi ağlıyordum) Sen hiç gözünün önünde bi yakınını kaybettin mi ha!! (ses yoktu) Ben kaybettim hemde annem kadar değerli olan büyükannemi!! Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Sırf bir daha aynı durumun yaşanmaması için tekrar gözümün önünde birilerini kaybetmemek için didinip durdum!! Bende bilmiyormuyum arkadaş edinip eğlenmeyi ama olmadı. Çünkü bunu hakketmediğimi düşündüm!! '

Ve daha fazla ağlamadan oradan ayrılmak istedim. Çantamı kaptığım gibi oradan uzaklaştım.

(evet biraz bağrışmalı falan oldu ama üzülmeyin diğer bölümde yakınlaşmaları için bu gerekti. Bilirsiniz en büyük aşkla kavga ile başlar ㅋㅋㅋ yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın canlarım)

JUST YOUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin