9.bölüm
Cumartesi akşamı Bong Cha kendi kendine pudra rengi elbisesini ve aynı renkteki şirin babetlerini giymekle meşguldü.
Aynanın karşısına geçerek
-''Dae Ho'nun söyledikleri ne kadar da doğru.Bu çirkin suratla kimse beni beğenmiyor.'' demişti ve kocaman bir iç çekerek yüzüne pudra
sürüyordu.
Dae Ho ise Büyük Büyücü'den 'insanlara görünme' iznini kapmıştı.
Dae Ho güzelce giyinerek aynanın karşısında kendini seyrediyordu.
Fönlü şaçları ve saçlarının arasından gözüken küçük pırlanta küpesi,o eşsiz güzellikteki kendi kokusu ve jilet gibi keskin olan takım elbisesiyle
'dünyanın en yakışıklı' ödülüne sahp olabilirdi.
Kendine güzel bir spor araba ayarlayarak Bong Cha'nın evinin önüne gelmişti ve kapıyı çalmıştı.
Kapıyı açan Ae Hwa,bu yakışıklılık karşısında kendinden geçmişti ve sadece saf saf Dae Ho'ya bakıyordu.
Annesi 'kim o?' diyerek telaşla gelmişti.
Kapıda Dae Ho'yu görünce garipsemişti.
Dae Ho gülümseyerek
-''Büyük ihtimal kim olduğumu merak ediyorsunuzdur.Kızınıza bugün baloda ben eşlik edeceğim.'' demişti.
Annesi hemen
-''Bak sen bizim Bong Cha'mıza.Dur oğlum ben onu hemen çağırıyorum.'' demişti ve yukarı çıkmıştı.
1-2 dakika sonra Bong Cha aşağıya koşa koşa inmişti.
Kapıda Dae Ho'yu görünce şaşkınlıktan ölecek gibiydi.
Hemen paltosunu alarak evden çıktı.
Arabaya bindiklerinde Dae Ho'nun yakışıklılığı,karizması ve şrinliği karşısında kala kalmıştı.
Dae Ho'nun
-''Çok güzel olmuşsunuz hanımefendi.'' demesiyle kendine gelmişti.
Heyecanlanarak
-''Teşekkür ederim.Sen de çok..çok..muhteşemsin.'' demişti ve gülümsemişti.
En sonunda balonun olduğu yere gelmişlerdi.
Arabadan indiklerinde yanyana yürürken bütün kızlar Dae Ho'ya bakıyorlardı ve ''Şu çocuğa bak.Aman allahım peri gibi.'' diye kendi
aralarında konuşuyordu.
En sonunda Chung Hee onları görmüştü.
İlk defa kendinden daha yakışıklı,daha güzel,daha şirin bir erkek görüyordu.
Bong Cha'nın yanına giderek
-''Vuaa bizim Bong Cha peri gibi olmuş'' diyerek koluna girmeye çalışmıştı.
Bong Cha birden
-''Yoksa şimdi sen mi bana aşık oldun düşük IQ'lu Chung Hee?'' diyerek
Chung Hee'nin elini itmişti.Dae Ho ise Chung Hee'ye karizmatik bir şekilde bakarak
-''İzin verirsen kız arkadaşımla yalnız kalmak istiyorum.'' demişti ve Bong Cha'nın elini tutmuştu.
Bong Cha'nın kulağına eğilerek sözüne devam etmişti.
-''İyi dedin''
Bong Cha sadece ele odaklanmıştı ve kaskatı kalmıştı.
Fakat birden,şuanda en şanslı kız olduğunu farketti ve yoluna devam etti.
Dae Ho bugün sabaha kadar izinliydi o yüzden de bu gecenin tadını çıkararak dans ediyorlardı.
Gece boyunca herkes sadece onları izledi ayrıca bütün kızlar da ağlamaya başlamışlardı.
Çünkü onlara göre 'Bong Cha gibi ezik bir kızın yanında böyle bir çocuk olmamamalıydı.'
Dae Ho,Bong Cha'yı eve bırakmıştı ve kendi de göreve geri dönmüştü.
Bu gecenin hazzı ikisine de yeterdi.Bong Cha'nın Chung Hee'den aldığı
öc,Dae Ho'nun da Bong Cha ile yakınlaşması en büyük mutluluklarıydı.
