2. Bölüm

375 19 3
                                    

2.bölüm

Çocuk birden 

-''Yaa!Benim gibi kolye büyücüsünü kim böle yerlerde savurur?Delirdiniz mi?'' deyip Bong Cha'ya doğru bakıyordu.

Onu farketmiş olacak ki birden baş parmağıyla Bong Cha'ya 'gel' işareti yapıyordu.

Bong Cha elleri önünde korka korka bu esrarengiz oğlanın yanına gitmişti.

Dizleri titriyor ve nefes alması zorlaşmaya başlaşıyordu.

Oğlan,kollarını 'çiçek olma' vaziyetine getirmiş,Bong Cha'yadik dik bakıyordu.

Birden

-''Demek kolyeye saygısızlık eden minik kız sensin'' demişti.

Bong Cha sinirlenerek

-''Ya! Minik kız mı? Ben 18 yaşında bir yetişkinim.Hem..hem bu kolye büyücüsü saçmalığı da ne?İnsanlardan para kopartmaya çalışan düzenbazın tekisin değil mi?Ahh sizin gibi aptallar çoğalmaya başladı!'' demişti ve tam gidecekken kafası biryere çarpmıştı fakat önünde hiçbirşey yoktu.

Büyücü 

-''Omo yetişkinmiş şuna bak şuna..(sakince)Kolye büyücüsü saçmalığı?..(bağırarak) Ya aish! Omoo yeni neslin kızları ne böyle? Bundan bir 300-400 yıl öncesinde kızlar böyle değildi.Demek oluyor ki zaman geçtikçe bu insanlar sapıtıyor.'' dedi.

-''Bir ihtimal..benimle dalga geçiyor olabilir misin?Yoksa bu bir tür komedi programı mı?Eminimki şuan televizyondayım ve milyonlarca insan benim aptallığımı izliyor.Öyle değil mi? Kamera nerede?Nereye el sallayayım?'' demişti.

Kolye büyücüsü birden kaybolmuştu.

Bong Cha şaşkınlıktan ve korkudan ölecekti.

İki saniye geçmeden Bong Cha,birinin sırtına iki kere dokunduğunu hissetti.

Arkasını döndüğünde o 'aptal' sandığı çocuk önündeydi.

Birden büyük bir çığlık attı.

Çocuk gülümseyerek

-''Şimdi inandın mı?'' dedi.

İnanmıştı fakat kuşkuluydu

Birden 'ben aslında 700 yaşında sayılırım ama sizin zamanınızla 20'yim' diyerek kendini anlatmaya başlamıştı fakat Bong Cha onu dinlemekten çok yüzündeki derinlikleri inceliyordu.

Okka ve küçük bir burnu vardı,saçları bal rengindeydi,kirpikleri kısaydı ve dudakları dolgun ve güzeldi.

O kadar güzel bir yüzü vardı ki...Yıllanmış şarap gibiydi sanki.

Büyücü birden 

''-Çok mu yakışıklıyım?'' demişti ve gülümsemişti.

'Aman tanrım dişleri ne kadar beyaz! '

Mükkemmel denecek kadar kusursuzdu.

Bong Cha birden onun büyüsüne kapıldığı için iç çekerek ''Evet'' demişti fakat çok geçmeden kendine geldiğinde ''Anio(Hayır)! Yani öyle değil..'' diyerek kafasını önüne eğmişti.

Fakat cidden bu kusursuzluk karşısında kendinden geçmişti.

***

Hava kararana kadar beraber oturarak güneşin batışını izlediler.

Büyücünün elinde iki tane pamuk şeker belirivermişti.

Birini Bong Cha'ya vererek

-''Yeni sahibime tatlı bir hediye'' diyerek gülümsemişti.

Bong Cha

-''Yeni sahip?'' diyerek yüzüne meraklı meraklı bakıyordu.

Birden o güzel kolyeyi eline alarak

-''Artık bu kolye senin,kolyenin büyücüsü de ben olduğuma göre sen benim sahibim oluyorsun.Sadece yüzeyini okşayarak bana olaşabilirsin.Fakat zamanım sadece gece 12'ye kadar'' demişti ve kolyeyi Bong Cha'ya vermişti.

Kolyeyi eline aldığında birden parladığını gördü Bong Cha.

Sevinmişti çünkü kolye gerçekten büyülüydü ve bu özelliğinin yanı sıra çok da güzeldi.

Bong Cha saatine baktığında saatin 22:59 olduğunu gördü.

'Üvey babam beni öldürecek!'

***

Eve geldiğinde üvey babası yanına gelmiş kafasına vurmuştu.

-''Dışarılarda gezmeye de mi başladın?Yoksa erkeklerle mi?Babasız olduğun için sana baktım diye mi bu rahatlığın?Bu gece yemek yemeyeceksin!Odandan çıkmayacaksın.Üstelik şu telefonunu bana ver!'' demişti bağırarak.

Annesi her zaman olduğu gibi arkada sessizce duruyordu.

Telefonunu çıkararak üvey babasının eline koydu ve hemen odasına çıktı.

Yatağında oturup olanları düşünmekten başka birşey yapmıyordu.

Ağlayamıyordu bile.

Her zaman üvey babasının ondan neden bu kadar nefret ettiğini merak etmişti fakat açıklayıcı bir cevap bulamıyordu.

Birden kolye büyücüsü ortalıkta belirivermişti

-''Ya! Sana adımın Lee Dae Ho olduğunu söylemeyi unuttum...Omoo,bu yüzün hali ne?Neden üzgünsün bu kadar?'' deyip ayaktayken Bong Cha'ya doğru eğilmişti.

Bong Cha kafasnı kaldırdığında aralarında bir parmak kalınlığı kadar uzaklık vardı.

Birden kendini geri çekip

-''Ihım..tamam dur hemen öğreneceğim sana ne olduğunu '' deyip ellerini bir şıklatışıyla birden bir ekran geldi ve Bong Cha'nın çocukluğundan bu gününe kadar izlemeye başlamıştı.

Bong Cha bu ekranda babasıyle geçen günlerini de gördü.

Birden daha demin ağlayamamanın akisine gözünden yaşlar boşalmaya başlamıştı.

Babasının gülüşünü,onu kucağına alarak havalarda uçurduğu günleri gördüğünde kalbine bir hançer saplanmış kadar acı duydu.

Yavaşça yere çömeldi ve ağlamaya başladı.

Lee Dae Ho hemen arkasına döndü ve Bong Cha'yı yerden kaldırarak kendine getirmeye çalışıyordu.

Birden sarıldı ve

-''Üzülme.'' dedi.

Bong Cha heyecan ve hüznü ilk kez bir arada yaşamıştı

Sihirli KolyeWhere stories live. Discover now