7.bölüm
Bong Cha dünden dolayı çok mutluydu.
Uyandığında yanındaki beyaz büyük ayıcığa
-''Günaydın Dae Ho-ssi!Gel seni bir kucaklıyayım'' diyerek sarılmıştı.
Aşağıya indiğinde annesine hatta üvey babasına bile bir öpücük vermişti.
Ae Hwa'ya kocaman sarılmıştı ve
-''Günaydın kardeşiim'' demişti.
Evdeki herkes Bong Cha'nın bu neşesinden dolayı şaşırmıştı ve sevinmişti.
Üvey babası bile ilk defa Bong Cha'ya gülümsemişti.
***
Dae Ho ise Bong Cha'yı bugün göreceği için güzelce giyinmiş ve herzamanki karizmasıyla aynaya bakarak
-''Bong Cha-ssi aklını başından alacağım.'' diyerek gülümsüyordu.
Fakat bu eğlencesi hemen sona ermişti çünkü Jae Hye Dae Ho'nun yanına gelmişti.
Jae Hye,Dae Ho ile birlikte büyücülük için çalışmışlardı.
Dae Ho ilk kez ona aşık olmuştu ve ilk aşkı Jae Hye'ydi.
Fakat Jae Hye onu başka bir peri ile aldatmıştı.
Üstelik Dae Ho'ya
~Sen değersizin tekisin.Çekici değilsin,yakışıklı hiç değilsin.Tek derdin
iyilik,iyilik,iyilik.Bıktım senden~ diyerek onu terk etmişti.
Bu peri denilemeyecek kadar kötü olan kız tekrar Dae Ho'nun karşısına çıkmıştı.
O zamana kıyasla Dae Ho şuanda çok daha büyüleyici,çekici,karizmatik,tatlı ve bütün kızların istediği kriterdeki biriydi.
Jae Hye birden
-''Dae Ho bak senin için geri geldim.Omoo bizim Dae Ho ne kdar da yakışıklı'' diyerek Dae Ho'ya sarılmıştı.
Dae Ho birden Jae Hye'nin kollarını bir savuruşta itmişti ve
-''Senin burada ne işin var?Neden buraya döndün?'' diyerek Jae Hye'ye bağırmıştı.
Jae Hye herzamanki şeytani bakışlarıyla
-''Senin için geri döndüm dedim ya.Beni gördüğüne sevinmedin mi yoksa?'' diyerek Dae Ho'nun koluna girmişti.
Dae Ho'nun kalbine çok acı bir sancı girmişti.
O kadar sevdiği ve tam 700 yıl acısını çektiği ilk aşkı geri dönmüştü.
Dae Ho daha fazla dayanamadı ve fenalaştı.
Jae Hye hemen büyücü hemşireleri çağırdı.
O sırada Bong Cha,Dae Ho'yu okula gitmeden görmek için kolyeyi ovuşturuyordu.
Dae Ho halsizce
-''Bong Cha beni çağırıyor.Yanına gitmeliyim.'' diyerek bayılmıştı.
Jae Hye kolyeyi aldı ve Dae Ho'yu çağıran kişinin yanına gitti.
***
Bong Cha,Dae Ho'yu beklerken karşısına birden manken vücuduna
sahip,çekici ve güzel bir kızın çıktığını gördü.
Merakla
-''Siz kimsiniz acaba?Dae Ho nerede?'' diyerek perinin gözlerinin içine meraklıca bakıyordu.
Jae Hye,dün onların yakınlıklarını gördüğü için aralarında nasıl bir ilişki olduğunu biliyordu ve bu yüzden bir taşkınlık yapması gerektiğini düşündü.
Jae Hye
-''Ben Dae Ho'nun ilk aşkıyım.Beni karşısında birden gördüğü için sevinçten bayıldı.'' diyerek şeytanca Bong Cha'ya bakıyordu.
Bong Cha kekeleyerek
-''İlk..ilk aşk mı?'' dedi.
Jae Hye
-''Evet.Uzun bir işim vardı,onları halletmek için ayrılmak zorunda kaldık fakat şimdi geri döndüm ve kaldığımız yerden tekrar başladık.Bu arada artık göreve gelmeyebilir.Onu bekleme'' diyerek gitti.
Bong Cha olduğu yere çömelmiş,gözlerinden istemsiz olarak çeşme gibi akan gözyaşlarını durdurmaya çalışıyordu.
Bunun olabilmesine ihtimal bile vermiyordu.
***
Okula geldiği zaman bir ruh gibiydi.Yemek vaktinde yemek yememişti.
Yüzü bembeyaz,göz çevreleri mosmor olmuştu.
Dae Ho'nun o kızla tekrardan birleştiğini düşünüyordu.
Fakat bunu düşünmek ona daha da acı veriyordu.
Kolyeyi eline alıp kalbine bastırmak ve sınıfın camından dışarıda olan
biteni izlemekten başka elinden birşey gelmiyordu..
***
Dae Ho kendine geldiğinde bayılmadan önce Bong Cha'nın onu çağırdığını hatırladı.
Hemen Bong Cha'nın yanına gitmişti.
Bong Cha herzamanki gibi büyük parktaydı.
Sadece oturup güneşin batışını izliyordu.
Tüm olanların gelip geçici olduğuna bir türlü anlam vermek istemiyordu.
Hayatında ilk kez birine bu kadar bağlı kalıp,onu çok sevmişti.
Dae Ho ortalıkta belirip Bong Cha'nın yanına oturdu.
Bong Cha'nın göz çevreleri mosmor,yüzü herzamankinden daha beyaz,bacakları yara içinde olduğunu gördü.
Bong Cha bu durumda onun hemen yanında olduğunu bile farketmemişti.
Dae Ho birden koluyla Bong Cha'yı dürtmüştü ve
-''Aigoo şu hale bak!Senin gibi güzel olmayan bir kız neden kendini dahada çirkinleştirme çabasına giriyor ki?'' demişti.
Bong Cha,sersemleyerek Dae Ho'ya baktı ve yavaştan yavaştan ağlamaya başlamıştı.
Birden Dae Ho'ya sıkıca sarıldı ve
-''Beni birkez daha bırakma,lütfen'' demişti.
Dae Ho ise şaşkınlıkla ona sıkıca sarılıp ''Seni hiç bırakmayacağım'' demekten başka birşey yapamıyordu.