👁‍🗨7. BÖLÜM👁‍🗨

78 10 1
                                    

Selam. Bu sefer söyleyeceğim bir şey yok. Sadece İYİ OKUMALAR!

Ve yine parti ve yine Nadia!
Nadia bir şey yapıyorsa kesin bir nedeni vardır. Ve o elbise ve ayakkabıyı aldırtarak bir şey planladığı kesindi. Şu an saat 21.39 ve havuz başında bir partideyiz. Hem de mezuniyet partisinde. Ne işimiz varsa burada! Zaten az sayıda insan var. Tabi Nadia bunun hiç sorun olmayacağını söylüyor. Sonuncu sınıfların ve birkaç ailenin olduğu bu partide sanırım bizim yaşıtımız sadece bizdik. İnsanlara hayır diyemem Nadia'ya da diyememem demek oluyor ve o bu özelliğimi çok güzel kullanıyor.
Parti biter bitmez eve gittim. Tabi annem de bu parti işlerine bayılır. Bu nedenle yine milyonlarca soru sordu. Bu enerjiyi nerden buluyorsa artık. Fakat ben onun kadar enerjik değilim. Bu yüzden hiçbir soruya cevap vermedim. Hemen üzerimdekileri çıkarıp sıcak bir duş aldım. Ardından doğruca yatağıma geçip uykuya daldım.
Bu sefer rüyama mor ruh gelmedi. Aslında, onun ne demek istediğini anlasam çok da kötü biri değil. Fakat söylediğim gibi onun ne dediğini hala anlamıyorum. Ama şunu biliyorum ki yarın okulun son günü. Yani bu demek oluyor ki kitaplarım ve filmlerime kavuşuyorum. Tabi Nadia'dan yakamı kurtarabilirsem. Bir de onun partilerinden tabi.


Bu gün okulun kapanmasından önceki gün ve sınıf neredeyse dolu. Bu genellikle yaşanmayan bir olay. Hatta imkansız da denebilir. Hatta şunu söyleyeyim Nadia bile burda. Ve az önce Cayle bile içeri girdi. Acaba bu gün karne günü ve ben mi yanlış hatırlıyorum. Sanmıyorum! ....... Az sonra içeriye öğretmenimiz girdi. Şaşkınlığı yüzünden açıkça okunuyordu. Fakat konular bittiği için ders işlemedik. Öğretmen bize sessizce istediğimizi yapabilirsiniz dediği an...zaten sınıf koptu. Her yerden farklı bir bağırma herkesten farklı bir ses. İlk başta Nadia yanıma geldi biraz konuştu fakat kitap okuduğumu ve onu dinlemediğimi anlayınca arka sıradaki kızların yanına geçti. Sonra kitabım bitti. Ve bu yaklaşık on dakika sonra oldu. Yedek kitap da getirmediğim için. Mecburen birazcık kafamı çevirdim. Arkaya döndüm. Kızlar gitmişti. Ne zaman gittiler hiç bilmiyorum ama sıramdan kalkıp sınıfın diğer köşesindeki Nadia'nın yanına gitmek...benim yapabileceğim bir şey değildi. Birazcık daha bekledim. Fakat Nadia yine de oradan ayrılmadı. Yanına gidiyorum. Ayağa kalktım. Ne var sanki? Kimse beni umursamaz. Neden umursasınlar ki! Yürüdüm. Kimse bakmadı. Düşündüğüm kadar da göz önünde değilmişim. Bu iyi bir şey. Birazdan Cayle'nin yanından geçtim. Geçerken bana baktı. Ama çok uzun süre değil. Ardından ayağını hızla önüme attı. Tabi ki de ayağına takılmadım. Üzerinden son anda atlayıp kurtuldum. Arkamı döndüm ve yüzüne baktım. Kimse bana bakmıyordu. Cayle'nin yanındaki hariç. Bana öyle bir baktı ki içinden seni öldürebilirim dediğini tahmin edebiliyorum. Bu bakıştan sonra da boş durmadı tabi. "Ne oldu inek! Niye bakıyorsun? Yoksa daha önce hiç insan görmedin mi?"diyerek kahkaha attı. Tüm sınıf da onunla beraber tabi. 'İnsan gördüm de senin gibisini ilk defa görüyorum.' demek geçmedi değil içimden. Fakat değmez. Bu yüzden başımı çevirip hiçbir şey demeden yoluma devam ettim. Nadiaların yanına geldiğimde Nadia bana biraz kızdı. Ona ağzının payını vermeliymişim. Benimle öyle konuşamazmış. Falan. Ona da hiçbir şey söylemedim. Çok konuşkan biri değilimdir zaten.
Sonunda onca kişinin gelme nedenini anladım. Onlar okulda yapılacak konsere gelmişler. Bu sene okulda çok ünlü biri konser verecekmiş. Her yıl olduğu gibi yine kimsenin tanımadığı biri davet edilir sanmıştım fakat bu sefer ünlü biri çağırılmış...sanırım. Ünlülerle aram pek iyi değildir. Müzik dinlerim fakat konu ünlülerin adları olunca hiçbirini tanımıyorum. Kim geldi onu da bilmiyorum. Belki de bir gurup davet edilmiştir. Ama Cayle bile buraya geldiyse...tamam o umrumda bile değil. Sadece örnek olarak onu verdim. Sonuçta okulun en hiçbir şeyi takmayan öğrencisi o olsa gerek. Sonuç olarak önemli biri geldiği kesin. Ve bunu az sonra öğreneceğim. Çünkü her sene olduğu gibi bu sene de birinci dersten sonra konser başlar. Önceden özel olarak yaptırılan konser alanına gittim. Nadia da oradaydı. Fakat yanına gitmedim. Zaten gitsem ne değişecek ki! En arkalarda bir yerdeydim. Yanımda da Natalie. Fakat yanında Cayle yoktu. Bu çok garip değerlisini nasıl bırakmış acaba! Az sonra konser başladı. Bir kişi sahneye çıkıp birazcık konuştu. Kim olduğuna bakmadım. Zaten kafamı eğmiş sadece konseri dinliyordum. Az sonra Natalie yanındaki kızla konuşmaya başladı "O kadar çok ısrar ettiler ki Cayle mecburen kabul etti. Sonuçta ondan daha iyi bir gitaristi nereden bulacaklardı ki. Ama önce kabul etmedi. Bilirsin o ikinci planda olmayı sevmez. Fakat sahneye çıkacak olan kuzeni olunca kıramadı."dedi. Bu sözleri duyar duymaz kafamı kaldırdım. Cayle da mı sahneye çıkıyormuş! İşte bu biraz süprizi oldu. Birazdan sanatçı şarkısını söylemeye başladı. Cayle da çalmaya. Belki de insanlar sanatçıdan çok Cayle'ı dinlemeye gelmişti. Ardından Nadia kolumu çekiştirdi. Buraya neden geldi ki konser başladı hem. "Neredesin sen yalnız kalabileceğini mi sandın. Benden kurtulamazsın."diyip gülümsedi. Beni daha önde bir yere götürdü. En ön sıranın iki arkasındaki sıraydı bu. Biz yerimize geçtiğimizde Cayle ve kuzeni -sanatçıyı hala tanıyamadım- sahnede en önde duruyorlardı. Hatta bazen kuzeni mikrofonu Cayle'a da uzatıyordu. Fakat o şarkı söylemiyordu. Başka bir parçaya geçtiler. Her parçadan sonra eğilip selam veren sanatçı hiç de Cayle'a benzemiyordu. Cayle'ın siyah saçlarının aksine o sarı saçlıydı. Ela gözleri hiç de kuzeninin mavi gözleri gibi bakmıyordu. Tek benzeyen yönleri boylarıydı sanırım. Ben onların arasındaki farkları düşünürken Nadia "Aurora, çocuk öldü yaaa! Yeter çocuğu kestiğin."diyerek güldü. "Çocuk da kim?" diyerek ne demek istediğini sordum. "Bilmiyormuş gibi yapmayı keser misin. Cayle'dan bahsediyorum."diyip yine güldü. Ben ise sadece başımı çevirdim. Hiçbir şey söylemeden sahnedekilere bakmaya devam ettim. Onlarca kişi seni izliyorken sen sadece onlardan birine ya da ikisine bakabiliyorsun. Hepsine tek tek bakman imkansız. Fakat kime bakacağını nereden biliyorsun? Ya da nasıl karar veriyorsun? Derken bir çift gözle buluştu gözlerim. Onca kişi varken benim gözlerim buluştu o gözlerle. Fakat bana bakması normal bir insanı mutlu etmesi gerekirken beni düşündürüyordu. Aklıma soru yağmurunun yağmasına neden oluyordu. Derken gözlerin sahibi gülümsedi. Önce sadece tebessüm olan gülümseme ardından büyüdü. Mikrofona doğru giden eli yavaştı. Ardından şarkıyla alakası olmayan bir mısra yayıldı etrafa.
Tutsun ellerin elimi,
Öpsün dudakların tenimi,
Görsün gözlerin neşeyi,
Hadi, gülümse sevgili!
Ardından büyük bir alkış koptu etrafta. Bu ani mısrayı kimse beklemiyordu ondan. Bana baktı yine inatla. İfadesiz suratı birden gülücükle kaplandı. Kafasını eğip, bakmayı bıraktı. Fakat gözlerinden çıkan MAVİ parıltı hala fark ediliyordu.

Nasıl olmuş?? ☺️ Yalnız o mısrayı ben yazdım -şiir yeteneğim berbattır- 😎 hahahaha! Lütfen en azından o mısra için yıldıza tıklayın. Oylarınızı bekliyorum. Yeni bölümde görüşmek dileğiyle 👋🏻 👋🏻

✧DENEY༄  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin