👁‍🗨9.BÖLÜM👁‍🗨

76 9 0
                                    

Merhaba arkadaşlar! Ben yazarınız 😂. Bölümlerin hızlı geldiğini düşünüyorum. Umarım beğenirsiniz. 🤞🏻İYİ OKUMALAR 📚


Bu tatilimin ilk günü.
Güzel bir kahvaltının ardından babam "Dün bizi çok üzdün."diyerek tekrar dünkü konuyu açtı. "Araba istemiyorum. Bunu size birçok kez söyledim."diyip çatalım ve bıçağını tabağıma bıraktım. "Öyle ama neden istemiyorsun. Yoksa süremeyeceğini düşünüp korkuyor musun? Bu sorun de..." sözünü bitirmesine izin vermeden ayağa kalktım. "Bunu birçok kez açıkladım size fakat anlamak istemiyorsunuz. Ben hissizim. Hiçbir şey hissetmem. Yani korkmam. Ya da hediye için sinirlenmem, sevinmem de. Bu duygular bana yabancı. Nasıl kanadı olan bir insan size garip geliyorsa hisler de bana öyle geliyor. Araba için teşekkür ederim. Bu sizi 'mutlu' edecekse onu kabul ediyorum."diyip kalktım. Tabağımı, çatalımı, bıçağımı ve bardağımı lavaboya koyup mutfaktan çıktım. Bu babamı biraz sinirlendirdi ki "Küçük hanım anne ve babanla böyle sert konuşmamalısın." dedi. Hiçbir şey demedim sadece odama çıktım. Çıktığımda telefonum çalıyordu. Arayan Nadia'ydı. Telefonu açtım. Sesi üzgündü.
-Kızım çok kötü bir şey oldu.
+Ne oldu?
-Annemler beni yaz kampına gönderiyor. İnanabiliyor musun yaz kampı.
+Ne var da bunda?
-Aslında sorun da o hiçbir şey yok. Partiler yok. Kumsalda keyif yok. Hiçbir şey yok!
+Neden gönderiyorlar peki?
-Nerden bileyim? Böyle uygun görmüşler.
+Peki ne zaman başlıyor bu kamp?
-En kötü yanı da o iki gün sonra başlıyor. Hem de iki ay sürüyor. Bu korkunç bir şey.
+Bence eğlenceli olabilir senin için.
-Saçmalama ne eğlencesi. Neyse ben şey demek için aramıştım.
+Ne isteyeceksin yine söyle bakalım.
-Aslında şu kampa sen de mi gelsen diyorum. Ne dersin?
+Tüm yaz boyunca doluyum biliyorsun.
-Öyle ama beni yalnız mı bırakacaksın?
+Kimse beni oraya gönderemez. Kusura bakma kitaplarım ve ben burda kalacağız.

İki gün sonra
+Bana Bunu yaptırdığına inanamıyorum.
-Seni çok seviyorum.
Otobüs gelmek üzereydi. Elimizde valizlerle bekliyorduk. Benim iki valizim vardı. Biri kıyafetlerim biri ise kitaplarım için. "Kızım emin misin buraya gitmek istediğinden? Bak iki ay ayrı kalacağız."diyen babamdı. Beni çok özleyeceğini söyleyemiyordu anlayacağın. "Yanımda Nadia da var. Sorun değil benim için yani."diyip onlarla vedalaştım. Zaten otobüs gelmişti bizi almaya. Nadia'nın beni nasıl ikna ettiğini düşünürken fark ettim ki ben bu yaz kampını hiç araştırmamış nasıl bir yer olduğuna da hiç bakmamıştım. Umarım hapishane gibi bir yer değildir. "Aurora gelmiyor musum?" dedi Nadia otobüse binerken. Kafamı sallayıp otobüse bindim. Görevli bu yolculuğun iki saat süreceğini bir kez mola vereceğimizi söyledi. Nadia ile yan yana oturamamıştık. Yer yok denecek kadar azdı hatta. Ben, siyah saçlarının uçları yeşil ve mavi olan her yeri halkalar ve dövmelerle dolu olan bir çocuğun yanına oturdum. Nadia ise küçük bir çocuk gibi giyinmiş bir kızın yanına. Yanına otururken selam verdim ama adını hala bilmediğim çocuk hiç oralı bile olmadı. Yolculuk boyunca konuşmayı denedim ama bu çocuk benden bile garipti doğrusu. Henüz kampa varmamıştık fakat uykum geldiği için koltukta uyuyakalmışım. "Kafanı artık omzumdan çeksen ve kalksan da otobüsten insek diyorum."işte bu cümle onun ilk cümlesiydi ve bana kızıyordu. Bu cümle ardından uyanıp kafamı omzundan kaldırdım. Hemen ayağa kalkıp geçmesine izin verdim. "Sonunda!" diyerek hızla çıktı. Ardından ben de çıktım. Kocaman, otel gibi fakat biraz daha eski duran iki binanın yanına geldik. Ve ormanın ortasındayız. Görevli, binanın birinin yatakhane diğerinin alt katının yemekhane üstünün öğretmenler için yatakhane olduğunu söyledi. Banyoların ve tuvaletlerin yatakhanenin içinde olduğunu fakat dışarıda da tuvaletlerin olduğunu söyledi. Kapısı pembe olan odalar kızların mavi olanlar ise erkeklerin odasıymış. Kampın kuralları yatakhane girişinde yazılı olarak varmış. Cidden görevli bile burayı anlatırken sıkılmış gibi anlatıyordu. Benim ne işim var burda. Hem neden hiç araştırmadıysam burayı. Az sonra herkes yerleşmek için bir oda seçti. Bu sefer Nadia ile aynı odadaydık. Odalarda banyo ya da tuvalet yoktu. Sanırım ortak kullanılacak. Burayı Nadia'nın ailesi nasıl uygun gördü bilmiyorum ama böyle bir yer olacağını bilmediklerine eminim.
Her şeyi yerleştirdikten sonra akşam yemeği vakti gelmişti. Yemek düşündüğümün aksine güzeldi. Yarın dersler başlayacaktı. Başlayacak da...nerede? Bize herhangi bir eğitim görülecek yer göstermediler. "Hey, ben çok üzgünüm. Seni böyle bir yere getirmemeliydim."dedi Nadia kafası önündeki tabağa eğikken. "Sorun değil. Eminin iyi bir, yaz kampı olacak." diyip masadan kalktım. Odamıza geçip biraz kitap okudum. Az sonra da uyumuşum.

✧DENEY༄  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin