KÜÇÜK iş nedir? İşin küçüğü büyüğü olur mu? Küçük iş aslında önemsiz iş midir? Önemsiz ise neden ona iş deriz ve hatta karşılığında para öderiz?
Elli yaşlarında, pos bıyıklı, içmekten kıpkırmızı olmuş yüzü ve oturduğu koltuktan taşan cüssesiyle kilise vakfı başkanı Sako ve aynı yaşlardaki sarışın bakımlı eşi Nana karşımda konuşurken bunları düşünüyordum. Sako konuşurken zor nefes alıp veriyordu. Ara sıra alnındaki teri cebinden çıkardığı beyaz bir mendille silip sonrasında tekrar heyecanına yenilerek kırık Türkçesiyle anlatmaya devam ediyordu.
"İşte böyle avukat hanım. Nerde bir puşt var, girer cemaat içine, bu seferki bir de 20 yıllık rahip bildik. Fakat bilmez idik ki karımıza kızımıza musallat olmuş".
Nana, bir türlü yeterince arkasına savuramadığı uzun ve bakımlı saçlarını, çantasından çıkardığı pembe tokasıyla toplarkenkatıldı sohbete. Onda da aynı telaş vardı.
"Herkese herkese asılmış. Bizim Agata'nınkizina, Hosrov'un kuzenine"
Sanki rahibin çapkınlığından mağdur olanların listesini verecek gibiydi ama sonra vazgeçip daha önemli bir sır verecekmiş gibi bana doğru yaklaştı.
"Geçen noelde biraz şarap için içeri gitmiş bizim kız. Rahip de arkasından gitmiş, tutmuş, dudağından öpmüş. Kızcağız bir şey yapamamış." Ellerini iki yana açarak göğe doğru baktı. "Kime söyleyecek, kim inanır?" Bu tiyatral havası hoşuma gitmişti. Sako'nun görmeyeceği şekilde eliyle ağzını kapatarak bana doğru fısıldadı. Fakat sesindeki heyecan, söylediği hiç bir şeyin gizli kalmasına izin vermiyordu."Sonra bana da yaptı aynısını, ben bir fena oldum, bir fena oldum.".
"Ya bi sus be kadın!Bi sus!" diye çıkıştı Sako. Bıraksa neler anlatacaktı kim bilir!
Nana, Sako'nun bu azarlarına alışkın gibiydi. Gözlerini devirerek "Sinirlendi bizimki, sinirlendi!" dedi.
Sako hiç bir şey olmamış gibi derdini anlatmayı sürdürdü.
"Bu kendini rahip zanneden adami atmak ister atamayız. Bu ahlaksız herifin bizim cemaatte ne işi var. Gerekir ki bir dava açalım bitsin artık bu rezillik."
Sako'nun dava açma tavsiyesi hoşuma gitmemişti. En kötü uzlaşmanın bile en iyi davadan daha iyi olduğuna inanan biriydim.
"Dava açmak iyi olmayabilir. Hem cemaate de laf dokunur. Masum insanları zan altında bırakmayalım" dedim.
Sako şaşırmıştı. Bir avukat dava açmanın çözüm olmadığını söylüyordu. Yüzündeki şaşkın ifadeyi gizleyemedi.
"E ne yapacaz o zaman?"
"Rahiple konuşur, vakıftan ve görevinden ayrılması için ikna ederim. Bu konu davalık bir konu değil" dedim.
Sako ve Nana birbirine baktı. Sonuçtan memnun oldukları belliydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/111539526-288-k556731.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYVAH, AVUKAT OLDUM !!! #wattys2017
AcciónAnne ve babası ölmüş, babaannesiyle kasabada yaşayan Meryem'in İstanbul'da hukuk fakültesini bitirip, çok zengin bir avukat olan amcasının yanında büyük bir plazada çalışmaya başlamasıyla gelişen olaylar. Meryem, plaza avukatlarının hırs, kıskançlık...